Atatürk, Türk Ulusunun özgürlüğünü elde etmesi yolunda birçok savaşlar yaptı ve kazandı. Fakat en büyüğünü bir fikir savaşı olarak yaptı. İstiklal harbi bile bir silah savaşından çok, akıl ve fikir savaşıdır. İlk hedefi Akdeniz değil Cumhuriyet, nihai hedefi ise Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak olmuştur.
Atatürk’ün daha ilk günden itibaren güttüğü amaç, Türk milletini bir uygarlıktan başka bir uygarlığa geçirmek olmuştur.
Gerçekten Atatürk, Türkiye’ye aklın üstünlüğü temel ilkesini getirdi ve yerleştirmeye çalıştı.
İşte bunun içindir ki Kemalizm deyimi ile de ifade olunan Atatürk ilkeleri ve devrimleri Türkiye ve Dünya çapında bir fikir kuvvetinin, özgür fikir kuvveti olarak politik, sosyal, ekonomik, düşünsel sonuçlarıyla ulusal hayata ve tarihe maloluşu uygulanışıdır. Atatürk’ün eserinin büyüklüğü, akıldan başka hiç ölçü, hiçbir kural tanımamasıdır. Her şeyin değeri akla uygunluğuyla verilir. Bu anlamda, devrimlerden değil, devrimden, söz açmak daha doğdur. Bu anlamda bir tek devrim vardır: Aklın üstünlüğü, aklın egemenliği. Akıl, biricik yol göstericidir.
Atatürk, Türk toplumunu batı uygarlığına yönelttiyse akıl, bunu emrettiği için öyle yaptı. Şapka, Latin harfleri, dil, Cumhuriyet rejimi, kadın ve erkek giyinişi, medeni kanun, her şey ve hepsi bir tek ve biricik temele dayanır: AKIL. Toplumun yükseliş ve esenliğini akıl bu yolda gösterdiği için böyle davranılmıştır.
Fikir ihtilali, akılcı ve insancı değerler sistemi açısından incelendiği zaman, ortaçağ düşüncesinin reddi ve laik düşüncenin kabulü olarak belirmektedir. Osmanlı eğitim sistemi ise dinsel eğitim sistemine dayanıyordu. Dini eğitim sistemi ise ümmetçilik siyasetinin asli vasıtası olmuştur. Ayrıca dini eğitim sistemi ulusal istiklal ve ulusal ilerleme yollarını açamamıştır. Bunun da başlıca sebebi dini eğitim sisteminin bizde zamanla bozulmuş, hurafeler ve batıl inançlarla karışmış olmasıdır.
Şu halde memleketin her yönden ilerlemesi Türk kültür sisteminin hür ve bereketli bir ortamda gelişmesi bir takım fikir hareketleriyle olurdu. İşte, Atatürk bu hareketleri yüceltti bir fikir ihtilali yaptı.
Atatürk’ün en değerli hizmeti de bence işte bu akıl ve fikir ihtilalidir.
* * *
(Bu yazı gazeteciliğe başladığım yıllarda liseden edebiyat öğretmenim İsmet Kültür’ün Aydın’da yayınlanan Hür Aydın gazetesine yazılar göndermemi istemesiyle yazılmış bir yazıdır. 20 Şubat 1965 tarihinde yayınlanan Atatürk’ün akıl ve fikir ihtilalinin Türkiye’de gerçekleşemediğini görünce bugün yazacağım yazıya yaygın bir deyimle Allah, Türk Milletine akıl ve fikir versin demek zorunda kalırdım.)