Çoktandır can çekişiyordu, dün itibarıyla önce hukuk, arkasından ADALET ÖLDÜ.
Hepimizin başı sağolsun!
Çok eski yıllarda İngiltere’de bir gelenek varmış. Sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuş. Bir asil öldüğünde iki kez, kralın bir yakını öldüğünde üç kez, kral öldüğü takdirde ise dört kez çalınırmış. Günün birinde, herkesin hak aramak için sığındığı mahkeme, bir vatandaşı haksız yere mahkûm etmiş… Ve kilisenin çanı tam beş kez çalmış.
Ahali merak içinde kalıp papaza koşmuş: “Ey papaz efendi, kraldan daha önemli biri var mı ki o ölünce çan beş kez çalınsın…
” Papaz yanıt vermiş:
“Kraldan daha önemli bir şey var!.. Adalet öldü.”
Bu hikayeyi niye mi anlattım.
Haksızlık ve adaletsizliğe karşı halkın var ettiği Gezi Direnişi, 9 yıl sonra dün ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
1637 gündür Silivri Cezaevi'nde esir tutulan Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verilirken, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman hakkında 18’er yıl hapis cezası verildi.
Verilen bu karar tamamen siyasi güdümlü, insan haklarını yok edici sivil bir darbedir.
Mahkeme heyetinde yer alan hâkim Murat Bircan’ın AKP’den milletvekili aday adayı olması, bu davanın siyasi müdahaleyle nasıl gölgelendiğinin örneğidir.
Gezi Davasının Avukatları, daha önce, siyasi bir liderle arasındaki bağı açık eden bu hâkimin karar verme mevkiinde bulunmaması gerektiğine dikkat çekmiş ve davadan çekilmesini istemişlerdi fakat bu talepleri reddedildi.
Bu ülkenin bütün renklerinin el ele tutuşarak gerçekleştirdiği barışçıl halk hareketi olan Gezi Direnişi’nde
Osman Kavala ve arkadaşları, uydurma deliller ve asılsız suçlamalarla yargılandılar.
Dün bu insanlar hukuki gerekçelerle değil, politik hesaplarla cezalandırıldılar. Gezi Davası en başından itibaren siyasi iktidarın politik ihtiyaçları uyarınca dizayn edilmiş, mahkeme kararı da iktidarın istediği biçimde verilmiştir.
Aslında verilen bu kararla Halk hedef alınmış, toplumsal muhalefet sindirilmeye çalışılmıştır.
Gezi Halktır, Gezi gaspedilen özgürlüklere direniştir.
Biz Gezi’de birbirimizin elinden tutmanın, birbirimize sahip çıkmanın bizi ne kadar güçlü kıldığını öğrendik. Bundan sonra da birbirimize sahip çıkmaya, ağaçlarımızı, ormanlarımızı, kentlerimizi, sokağımızı, kedimizi, köpeğimizi korumaya devam edeceğiz.
Dünkü karar açıkça göstermiştir ki,
bu davanın yargılaması ‘Saray' tarafından yapılmış ve yargılanmıştır.
Yargı 'tek kişinin aklına' teslim edilmiş ve Türkiye’de ADALET ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR.