Birinci Dünya Savaşı’nı yenik tamamlayan Osmanlı'da
Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı lağvedilmiştir.
Grup Komutanı Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'a dönmesi istenir.
Paşa, 10 Kasım akşamında Adana’dan tren ile İstanbul’a hareket eder ve 13 Kasım 1918'de de İstanbul’a varır...
Haydarpaşa Garı'na iner yaveri Cevat Abbas'la.
Yani 106 yıl önce bugün!
İstanbul işgal edilmiştir emperyalistlerce...
"Kartal" istimbotundadır yaveriyle, Galata'ya geçecektir.
Boğaz'da İtilaf Devletleri'nin 55 parçalık donanmasının arasından geçerken "denizi bir çelik ormanına" benzetip üzüntüsünü belirten
Yaveri Cevat Abbas Gürer’e;
“Üzülme çocuk.
Geldikleri gibi giderler!” der.
(Cevat Abbas hatıratından:
O cümlesini O'ndan işittiğim zaman, mütarekenin doğurduğu derin ve elemli ümitsizliği derhal unutmuştum!..
Cevabımda acele ettim: “Size nasip olacak, siz bunları kovacaksınız Paşam!” dedim. Gülümsedi, aziz başının içinde şekillenmeye başlayan vatanı kurtarma plânlarını bir an için yeniden geçiriyor gibi
daldı...)
****
O sırada 37 yaşındaydı Sarı Paşa..
İşgalciler kaçarak gittiklerinde de
41 yaşındaydı...
****
“Geldikleri gibi giderler...”
Bu söz; sıradan bir cümle değildi.
Dünyanın örnek aldığı
Milli Mücadelemiz'in de başladığını gösteren bir işaret fişeğiydi.
Yurdumuza destursuz giren işgalciler de, Başkomutan'ın ilk günlerde söylediği gibi;
-Geldikleri gibi - hem de binbir pişmanlıkla- gittiler.
(Anımsatalım;
Cevat Abbas, Atatürk’ün sadece sırdaşı değil, onun kara kutusuydu.
Tam 24 yıl yan yana, omuz omuzaydılar.
Onun için ‘Türkiye’yi kuran önderliğin sürekli yaveri‘' ifadesini kullanan Doğan Hızlan ne çok haklıdır. )
****
Cahit Külebi dizeleri ile;
“Biz biliriz bizim işlerimizi
İşimiz kimseden sorulmamıştır.
Kılıçla, mızrakla, tüple, tüfekle
Başımız bir kere eğilmemiştir.
Davranı da deli gönül davranı!
Kemal Paşa dinlemiyor fermanı
Anasını, bacısı, kızı, kızanı
Bizim gibi millet görülmemiştir.”