Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, dünyada yaşanan kriz ve savaş ortamına rağmen umut çağrısı yaptı.
Yorgancılar, “ Küresel daralma ve küresel sorunlar devam ederken, sahip olduğumuz dinamikler ile bizim hala depar atma şansımız vardır. Yani umutlu olmamız için sebeplerimiz çoktur. Tıpkı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” sözünü hatırlattı.
Dünyada değişinin artık kaçınılmaz ve şaşırtıcı kararlarla da sürebileceğini kaydeden Ege Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, “Düşünebiliyor musunuz, ABD Devlet Başkanı Trump, küreselleşme önceliğine soğuk bakarak ticarette korumacılığı ve yerelleşmeyi savunurken, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping küreselleşmeyi savunmaktadır. Yani değişim bu kadar inanılmaz boyuttadır. Tarihi boyunca dünyanın hep ilk 20 ekonomisinden biri olmuş, ilk 10 ekonomi hedefi olan bir ülkenin böylesi değişimleri lehine çevirmesi beklenir. Bu beklentiler doğrultusunda da önümüzdeki süreç; gerek siyasi, gerek ekonomik ve gerekse askeri açıdan stratejik ve proaktif olmayı zorunlu kılmaktadır” dedi.
İthal ürün çılgınlığı
Küreselleşme ile ortadan kalkan sınırların olumlu yanı kadar ülke ve ülkenin ürettiği mallar konusunda dezavantaj da getirdiğine vurgu yapan Yorgancılar, “Küreselleşme ile birlikte kalkan sınırlar ve teknolojideki hızlı değişim her ürüne oturduğumuz yerden kolayca sahip olmamıza imkan tanımıştır. Bu olumlu bir gelişme gibi görünse de, aslında yerli malının tercih edilebilirliğini de azaltan bir durum haline gelmiştir. Bu da, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri için zorlayıcı bir duruma dönüşmüştür. En basit bir kalemden, telefona, bilgisayardan arabaya kadar çok geniş bir tüketim ağında ithal ürün tercih edilmektedir” diye konuştu.
“869 barkodu çok ama çok önemlidir”
Yerli üretim ve yerli malı tüketiminin desteklenmesi çağrısı yapan Yorgancılar, şöyle devam etti: “Yabancı markalara olan bağımlılık, üretimin azalmasına, yeni yatırımların yapılamamasına, dolayısıyla işsizliğin artmasına neden olmaktadır. Özellikle de üreten kesim olarak bunun sıkıntılarını biz bire bir yaşarken, ülkemiz de cari açık sorunu ile mücadele etmeye çalışmaktadır. Bu nedenle 869 barkodu çok ama çok önemlidir. Güçlü ekonomi ve güçlü Türkiye için güçlü sanayi ve güçlü sanayi için de mutlaka ve mutlaka yerli malı üretimini ve tüketimini arttırmak zorundayız. O nedenle her zaman altını çizdiğim bir husus var ki, gerek yurtiçi gerekse yurtdışı olsun “her evde bir Türk malı” hedefi doğrultusunda politikalar geliştirmeliyiz.
İthalatı azaltmaya yönelik önemli adımlar atılmış olsa da, çok daha somut, çok daha etkin yollara başvurmalıyız. En fazla ithal edilen ürünlerin Türkiye’de üretilmesi için firmalarımızı ciddi şekilde teşvik etmeliyiz. Çünkü, ithal ürünle değil, yerli ürünle yolumuza devam etmek kaçınılmaz bir noktaya gelmiştir.”