Prof. Dr. Kurugöl yaptığı açıklamada, Kovid-19’un 10 yaş altındaki çocuklarda daha hafif seyrettiğini, ancak durumun 10-18 yaş grubu gençlerde daha yaygın görüldüğünü, hastalığin küçük çocuklara göre de daha ağır geçirildiğini bildirdi.
Kurugöl şunları kaydetti;
“MIS-C gibi kalp yetmezliğine yol açan hastalığın ağır tablosu, büyük çocuklarda daha sık görülür. Bu nedenle çocukları, 10 yaş altı çocuklar ve 10 yaş üstü çocuklar, yani 10-18 yaş grubu gençler şeklinde iki ayrı yaş grubu olarak ele almak gerekiyor.
Okul ortamı 10 yaş altı çocuklar için daha az tehlike arz ederken, 10-18 yaş grubunda Kovid19 ve buna bağlı MIS-C hastalığı gibi ağır ve ciddi hastalıkları daha fazla görüyoruz. Yine, 10-18 yaş grubu gençler hastalık taşıyıcılığında önemli rol oynuyor.”
-YÜKSEK RİSK-
Özellikle, vaka sayısının yüksek olduğu illerde tüm bu risklerin çok daha yüksek olduğunu savunan Prof.Dr. zafer Kurugöl, tülkemizde, daha bulaşıcı olan mutasyonlu virüsün gittikçe artan bir oranda görülmesi de diğer bir riski oluşturduğunu anlattı.Kurugöl açıklamasına şöyle devam etti; “İşte tüm bu nedenlerle, Milli Eğitim Bakanlığımız yüksek ve çok yüksek riskli olarak tanımlanan illerde ortaokul ve liselerde yüz yüze eğitime geçilmemesi, sadece 8. sınıflarda ve 12. sınıflarda seyreltilmiş gruplar halinde, kısa süreli geçilmesi kararı verdi. Bu çok doğru bir karardır. Ama, risk mevcutsa ve yüz yüze eğitimi engelleyecek düzeyde ise, aynı durumun yüz yüze sınavlar içinde geçerli olması gerekmez mi? Yüz yüze sınava giren öğrenci, genç sınav heyecanı ile kuralları uygulamakta da zorlanacak, maske, özellikle de mesafe kuralına dikkat etmeyecek, mutasyonlu virüs nedeniyle olması gereken 1.8 metre mesafe kuralı büyük ölçüde çiğnenecektir. Aynı günde sınava girecek öğrenci sayısını da göz önüne alacak olursak, böyle bir nüfusun aynı saatlerde dışarıya çıkması, birçoğunun sınava anne babaları ile geleceği gibi durumlar da göz önüne alındığında, sosyal hareketliliğin bir anda çok artacağı bir gerçektir. “
-METROPOLLARDA TEHLİKE-
Bu durumun özellikle metropollerde, İstanbul, İzmir, Antalya, Konya gibi büyük şehirlerde tehlikeli olabieceğini ifade eden Kurugöl“Bu nedenle, yüksek ve çok yüksek riskli olarak tanımlanan illerde, nasıl ortaokul ve liselerde yüz yüze eğitime geçilmemesi kararı alınmışsa, aynı bilimsel gerekçelerle yüz yüze sınavların da ileri bir tarihe ertelenmesi” gerektiğini belirtti. Prof.Dr. Zafer Kurugöl, açıklamasını şöyle tamamladı;“Eğer, sınavların tüm Türkiye’de aynı tarihte yapılması zorunluluğu varsa, o zaman yüksek ve çok yüksek riskli illerin neredeyse ülkemiz nüfusunun yarısı oluşturduğu için, tüm ülkede sınavların vaka sayılarının azalacağını, pandeminin hafifleyeceğini tahmin ettiğimiz Mayıs veya Haziran aylarına ertelenmesinin doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Milli Eğitim Bakanlığımızın bu konuyu tekrar değerlendirmeli!”