Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu tarafından “İnandırıcı olmayan indirim kampanyalarına şüpheyle yaklaşılması gerektiği belirtti. Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Gülçin Tonguç, yıl boyu indirimin kandırmaca olduğunu dile getirdi.
Tonguç, tüketicileri uyararak, Sezonda 100 TL’ye satılan bir ürünün 30’TL’ye kadar düşmesinin düşündürücü olduğunu da vurguladı. Tonguç, yıl boyu indirim yazan mağazaların tüketicileri aldattığını aktardı.
Özellikle geçtiğimiz gün Black Friday adı altında herkesin sadece ‘indirim var’ yazısına aldanıp mağazalara akın ettiğini söyleyen Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, indirim kampanyalarının tüketicilerde gereksiz alışveriş isteğini de körüklediğine dikkat çekildi.
Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Gülçin Tonguç, “Yeni yıla girerken, kredi kartı kullanılarak yapılan harcamalar artmakta ve sonraki dönemlerde şişmiş hesap ekstrelerini ödeme güçlüğü ile karşı karşıya kalan tüketiciler, mağduriyet yaşamaktadır. Satıcılar, AVM Yöneticileri, firma sahipleri de yılbaşı alışveriş etkinliğinden yeteri kadar pay almak amacıyla verdikleri ilanlar, yaptıkları indirim kampanyaları ile adeta bu çılgınlığa davetiye çıkarmaktadırlar” dedi.
Fiyat Etiketi Yönetmeliği; mevsim değişmeleri, mal stoklarının eritilmesi, işletmenin açılması, kapanması, devredilmesi, tasfiyesi, işyeri adresi veya faaliyet konusu değişikliği ve benzeri nedenlerle indirim yapıldığını gösteren bir ibare ile gerçekleştirilen satışı, indirimli satış olarak tanımlanmayacağını kaydeden Tonguç, “İndirimli satışa konu edilen malların indirimli satış fiyatı ve indirimden önceki fiyatı ile birlikte etiketinde aynı büyüklükte gösterilmesi gerekmektedir. Bir işletmenin, açılması, devredilmesi, işyeri adresi veya faaliyet konusu değişikliği nedeniyle yapacağı indirimli satışların süresi üç ayı, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tasfiye durumunda ise altı ayı geçemez, şeklinde kurallar belirlenmiştir. Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da Sürekli İndirimli Satış; seri sonu, sezon sonu, ihraç fazlası, kusurlu ve benzeri malların, perakende işletmelerce, indirimli fiyattan veya malların fabrika çıkış fiyatı üzerinden yıl boyunca satılması şeklinde tanımlanmıştır diye konuştu.
“Sürekli indirim kandırmacadır”
Sürekli indirim sloganının kullanılabilmesi için mağazaların ya da perakende işletmelerin hepsinin seri sonu, ihraç fazlası, kusurlu ve benzeri malları satıyor olmaları gerektiğini vurgulayan Tonguç, “Yani, “sürekli indirim” sloganını AVM’lerin kullanabilmesi için, bünyesindeki perakende işletmelerin hepsinin seri sonu, sezon sonu, ihraç fazlası, kusurlu ve benzeri malları satıyor olmaları gerekmektedir. Outlet AVM denilen uygulama tamda bunu ifade etmektedir. AVM içinde bulunan ya da bulunmayan perakende işletmelerin münferiden “sürekli indirim” sloganını kullanabilmesi için, satışa sundukları malların en az yüzde 70’inin seri sonu, sezon sonu, ihraç fazlası, kusurlu ve benzeri malları satıyor olmaları gerekmektedir. Oysa ki, 2015 yılında sürekli indirim ile ilgili sınırlama getirileceği kamuoyuna duyurulan ve 2016 yılında yayımlanan Alışveriş Merkezleri Hakkındaki Yönetmelik ile, zincir mağazalarda satılmayıp stoklarda kalan ürünlerin “outlet” denilen mağazalarda indirimli yada fabrika çıkış fiyatına satılması yolunun açılması sağlanmış, sorumluluk ise AVM maliki ve yönetimi üzerine bırakılmıştır” bilgisini verdi.
İndirim etiketi hep hazır
Sezonda 100 TL’ye satılan bir ürünün 30’TL’ye kadar düşebiliyorsa neden sezon boyunca daha makul fiyatlardan satılmıyor sorusunun da akıllara geldiğini kaydeden Tonguç, “Şimdi tüketiciler, acaba indirimler gerçek mi? İndirimden önce fiyatlar artırılıyor mu? Sezonda 100 TL’ye satılan bir ürün 30 TL’ye indirimde satılabiliyorsa niçin sezonda makul bir fiyata satılmıyor? Şeklinde genelleştirilebilecek soruları kendilerine sormaktalar. Üreticilere sorarsan, sürekli artan girdi maliyetleri, serbest piyasa koşullarındaki dalgalanma, uluslar arası pazar paylarında yer kapma yarışı, vergi yükü vb. birçok sebep sıralayarak maliyetlerin yüksek olduğu, öngörülemeyen piyasa koşullarında rekabet gücünü koruyabilmek için sezonda ürünlerin yüksek kar marjı ile satışa sunulduğunu, indirimlerde ise stok maliyetlerinden kurtulmak, elde kalan ürünlerin bozulmasını önlemek, değişen moda nedeniyle satılamayacak ürünleri nakite çevir ek gibi amaçlar ile indirimlerin uygulandığını söyleyeceklerdir. Bunu söyleyenler, yeni sezon ürünleri raflarda daha yerini alır almaz neden indirim etiketlerini koyuyorlar? sorusunu da cevaplamaları gerekir. Yeni sezon ürünlerinde bile, indirimden sonraki fiyatlar zaten kârını da içinde barındıran makul fiyatlar olmaktadır. Bu durum ise, yeni bir soruyu akla getirmektedir” dedi.
İndirim öncesi bindirim konusunu da değerlendiren Tonguç, “Bir malın indirimden önce fiyatı artırılıyor mu? Sorusuna cevap bulmak için, o malın sezondaki satış fiyatını tüketici olarak bilmemiz gerekmektedir. Etikette, indirimden önceki satış fiyatı, uygulanan indirim oranı ve yeni satış fiyatını görmek zorundayız. Mağazalar, ne yapmaktalar? Herhangi bir raf, tezgah veya askının üzerine yüzde 50 indirim yazmakta, önceki satış fiyatının üstüne çarpı işareti koyarak, indirimli fiyatı etikete yapıştırmaktadır. Eğer malın sezondaki satış fiyatını biliyorsak, indirimin gerçekten yüzde50 oranında olup olmadığını hesaplamak mümkün olabiliyor. Aksi halde, indirimden önce fiyatlara bindirim uygulanmış olduğu şeklinde tüketici kanaati oluşmaktadır. Bu algıyı ortadan kaldırmak ve yasalara uygun ticaret yapıldığını resmi makamlara karşı ispat edebilmek için yüzde50 indirim yerine, “yüzde50’ye varan” şeklinde “indirim oranı” büyük, “ye varan” kısmı küçük puntolu olacak şekilde panolarda yer vermektedirler. Öyle ki bazı etiketlerde, indirimden önceki satış fiyatı üzerinde, birkaç kat etiketin yapışık olduğunu gözlemlemekteyiz. Dolayısıyla böylesi durumlara şüphe ile yaklaşmak gerektiğini hatırlatırız” diye konuştu.