2005 yılında yapılan ihalede 36 aylık hazırlık süresi teklif ederek diğer rakiplerinden sıyrılan Hattat Enerji A.Ş., ihaleyi aldıktan sonra 5 kez erteleme talep ederek hazırlık süresini 13 yıla kadar çıkardı. Aradan 13 yıl geçmesine rağmen faaliyete geçmeyen şirket TTK’yı milyonlarca lira zarara uğrattı.
TTK’nın 2017-2018 bilanço ve hesapları TBMM’de KİT Üst Komisyonu’nda görüşüldü. TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu ve yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu toplantıda konuşan CHP İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Atila Sertel, 13 yıldır faaliyete geçirilemeyen Amasra B sahasının kuruma açtığı zararı sordu.
PEŞKEŞ ÇEKİLMİŞ
Sayıştay’ın kurumun “haksız zenginleştiğine” dikkat çektiğini ifade eden CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, şunları söyledi:
“Sayıştay 2017, 2018, 2019 raporlarında bunu uzun uzun detaylarıyla anlatmış ve 13 yıl önce ihale edilen işin firmanın haksız zenginleşmesine yol açtığını vurgulamış. Amasra B Sahası'nın rödövans usulüyle 3 yılı hazırlık olmak üzere 20 yıl boyunca işletilmesine yönelik sözleşme 2005 yılında imzalanıyor. 2006 yılında da firmaya yer teslimi yapılmış. İhale şartnamesinde işin hazırlık süresinin en fazla doksan altı ay olabileceği belirtilirken ihaleye giren firma ‘Biz bu işi otuz altı ayda yaparız" diyor ve hazırlık süresini kısa tuttuğu için tüm rakiplerden sıyrılarak ihaleyi alıyor. Fakat firma 36 ay diye aldığı işi süre uzatımlarıyla 80 aya kadar çıkarıyor, sonra mahkeme kararıyla dördüncü ve beşinci süre uzatmalarını da alıyor ve 3 yıl hazırlık süresi diye aldığı ihaleyi başarıyla 13 yıla çıkarıyor. Dolayısıyla kurum çok ciddi bir zaman ve para kaybına uğruyor. Bu, doğrudan doğruya, ihaleye giren diğer firmaları da göz önüne alırsanız, haksız bir rekabete yol açtığı gibi, sanki firmaya iltimas geçilmiş gibi bir durumu da ortaya çıkarıyor. Sayıştay firmanın haksız zenginleşmesinin önü açılmış diye yorumluyor. TTK’nın 13 yıllık üretim kaybı düşünüldüğünde milyonlarca lira zarara uğratıldığı çok açık. 2005’te ihale edilen iş bugün dahi faaliyete geçirilememiş. TTK'nin bu koşullarda on yıl üreteceği kömür kadar bir rezerv yani yaklaşık 3 milyar TL bu şirkete sanki peşkeş çekilmiş.”
YILAN HİKAYESİ
Yılan hikayesine dönen ve kurumu milyonlarca lira zarara uğratan ihaleyle ilgili tespitleri paylaşan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu’na, “Bu ihaleyi alan Hema Endüstri olarak, sonrasında ismini Hattat Enerji olarak değiştiren firmanın sahipleri kimler? Bu kişilerin haksız zenginleşmesinin önünü açan ve o kurumda o dönemde görev yapan isimler kimlerdir? Ben biliyorum ama kurumun bize bunu teyit etmesini rica ediyorum. Hema Endüstri isimli firma bahse konu ihale öncesinde ve sonrasında kurumdan başka ihaleler almış mıdır?” sorularını yöneltti.
6 BİN 659 KİŞİ AYRILDI 942 KİŞİ ALINDI!
Kurumun en önemli sorunlarından birinin de işçi kayıpları ve ayrılan işçilerin yerine aynı sayıda kişi alınmaması olduğunu söyleyen CHP İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Atila Sertel, milyonlarca işsiz varken az sayıda işçi alınmasının üretim kayıplarına neden olduğun vurguladı. Sertel, “Ağır ve riskli bir çalışma olduğu için emekliliği dolanlar beklemeksizin emekli oluyor. Fakat buna karşı aynı oranda yeni işçi alımında kurum gereğini yapmıyor yani yeni işçi almıyor. Üstelik, bölgede çok sayıda işsiz varken ve emek ağırlıklı bir çalışma yürütülürken, emek yoğun bir sektör olduğu için emeğin azaldığı noktada üretimin de azaldığını, az üretiminde daha az kâra neden olduğunu ve fazlaca zarara doğru yürüdüğünü görüyoruz. Sayıştay da bu konuda ısrarla uyarmasına rağmen son dokuz yıldır toplu bir işçi alımı yapılmamış. 2009 ile 2018 arasında emeklilik ve diğer nedenlerle kurumdan ayrılan emekçi sayısı 6 bin 659 olmasına rağmen bu süreçte yalnızca kurum 942 nitelikli işçi alınmış. Dolayısıyla işten ayrılan ve yeni alınan işçi sayısı gittikçe büyüyen bir makas var. Bu sorunun bir an önce çözümlenmesi gerekir” diye konuştu.
KAÇAK OCAKLAR CAN YAKIYOR
Kurum imtiyaz sahasında 2015 yılında 197, 2016 yılında 293, 2017 yılında 350, 2018 yılında 371 ve 2019 yılında 556 kaçak ocak tespit edildiğini belirten Atila Sertel, kaçak ocakların hem ekonomiye zarar verdiğini de hem de insanların canına mal olduğunu söyledi. Sertel, “Sayıştay’ın tespitlerine göre TTK genelinde rödövansla işletilen sahalar ile bu sahalar içinde yer alan kaçak ocaklarda kazalar sonucu 2018 yılında 8, rödevanslı sahalarda 2 ölümlü iş kazası olduğu, 2019 yılında kaçak ocaklarda 5 rödevanslı sahalarda 5 ölümlü iş kazası olduğu 1992-2019 yılları arasında rödövanslı sahalarda meydana gelen kazalarda 148 işçinin, kaçak ocaklarda meydana gelen kazalarda 133 işçinin öldüğü vurgulanıyor. Bir tarafta yeterli sayıda işçi almayan TTK var diğer tarafta kaçak ocaklarda güvencesiz, sigortasız çalışmak zorunda kalan işçiler var. TTK bu kaçak ocakların kökünü kazımalı ve oralarda canları pahasına çalışmak zorunda kalan işçilere sahip çıkmalıdır” dedi.