Mahkeme, TBMM genel kurul tutanağının celbi için müzekkere yazılmasına karar verirken Saygılı’nın avukatları yargılamada gizlilik kararı istedi.
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, “Bir insanın yargılamada gizlilik talebinde bulunması zaten durumu ortaya koyuyor. Bize ‘özür dilesin, davadan vazgeçelim’ teklifinde bulundular. Mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’in TBMM’de yaptığı “FETÖ Borsası” açıklamaları nedeniyle MÜSİAD İzmir Şubesi Başkanı Bilal Saygılı’nın “Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı” iddiasıyla açtığı davanın duruşması İzmir 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır’ın da Adliyeye gelerek destek verdiği mahkemenin ilk duruşmasında taraflar dinlendi.
HİMMET OPERASYONU İLE GÖZALTINA ALINMIŞTI
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Bilal Saygılı hakkında FETÖ davasından himmet operasyonu ile gözaltına alındığını ve yine Bilal Saygılı’nın babası Eflatun Saygılı’nın İzmir’de kurduğu Sondakika isimli gazetenin de darbe girişiminden sonra çıkartılan kararnameyle FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle kapatıldığını açıklamıştı. Gazetenin bağlı olduğu Saykar şirketinin hissedarlarından biri olan Mehmet Tahir Kocakurt’un abisinin FETÖ’nün dünya imamlarından Barbaros Kocakurt olmasına dikkat çekmişti. Sertel ayrıca Saygılı ailesinin büyük ortağı olduğu Son Dakika Gazetesi’nde bir dönem görev yapmış ve FETÖ ile alakası olmayan gazetecilerin bugün dahi basın kartı verilmeyerek cezalandırıldığını söylemişti.
GAZETENİN ORTAĞI DÜNYA İMAMININ KARDEŞİ
Mahkemede salonunda konuşan Milletvekili Sertel, “Bu dava TBMM çatısı altında yaptığı konuşmadan sonra açılmıştır. Davacının gazetesinde çalışan basın mensuplarının kartları iptal edilmiştir. Bu gazetenin kurucusu olan davacının ortakları hakkında arama ve yakalama kararı vardır. Barbaros Kocakurt, Tahir Kocakurt’un abisidir ve FETÖ’nün Dünya imamı olarak aranmaktadır. Davacı bu kişilerle ortaklık yapmıştır. 15 Temmuz sonrasında gazete kapatılmıştır. Halen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından FETÖ’cü olarak anılmaktadır. Halen o gazetede çalışan gazetecilere basın kartları verilmemektedir. Bunun gerekçesi o gazetenin FETÖ’cü bir gazete olmasıdır. Bu iddiaları ben söylemiyorum. Cumhurbaşkanlığı da gazetecilerin basın kartlarını vermiyor. Basın kartını alamayan en az 10 gazeteciyi şahit olarak getirebilirim” dedi.
GİZLİLİK KARARI İSTENDİ
Duruşmada Bilal Saygılı’nın avukatı Faruk Öktem, Saygılı’nın hiçbir zaman Son Dakika Gazetesi’nin sahibi olarak çalışmadığını söyledi. Gazetenin müvekkiline ait olmadığını anlatan Öktem, “Müvekkilim FETÖ soruşturması geçirmiştir ama takipsizlik kararı verilmiştir. Takipsizlik kararı verilen bir kişi hakkında terör örgütü üyesi olduğunu iddia etmek hakaret ve iftira suçu oluşturur. Bu konunun sürekli gündemde olması müvekkilin mağduriyetini arttırmaktadır. Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 28. Maddesine göre müvekkilimin menfaatlerinin korunması ve manevi zararın artmaması açısından dosyaya gizlilik kararı verilmesini istiyoruz” dedi.
ELEŞTİRİYİ HAKARET OLARAK GÖRÜYORLAR
Mahkeme çıkışında açıklama yapan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel “İçerde yazılı ifademi istediler. Fakat ben yazılı ifade hazırlamadım, sözlü olarak sadece bir beyanda bulundum. Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığım açıklamaları karşı taraf hakaret ve tazminat davası olarak beni suçlamış, beni suçluyorlar. İddiaları da kendilerinin FETÖ’cü olmadıklarını söylüyorlar. Ben zaten onlara direkt FETÖ’cüsünüz demedim ama FETÖ ile olan ilişkilerinin çok açık ve net olduğunu belge ve kanıtlarıyla ortaya koydum. Mesele Eflatun Saygın’ın Son Dakika Gazetesi’nin içinde bütün ortaklar neredeyse hepsi aranıyor, bir kısmı tutuklu bir kısmı aranıyor. Mesele Barbaros Kocakurt var, dünya imamı olarak aranıyor. Onları anlattım hakime hanıma… Hakime hanım yazılı ve geniş bir beyanda bulunmamı, ifade vermemi istedi. Aynı zamanda Bilal Saygılı’nın Ege Üniversitesi Rektörü Cüneyt Hoşcoşkun ile birlikte temelini attığı camii ile ilgili konuşmalarım olmuştu. O camiyi de Cumhurbaşkanı açmıştı. O caminin açılışının eleştirisini de hakaret olarak görüyorlar. Ben siyaseten eleştiri yapıyorum ve onları eleştirmiyorum” dedi.
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI DA FETÖCÜ OLARAK GÖRÜYOR
Eflatun Saygılı’nın gazetesi Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi tarafından hala FETÖ’cü olarak görüldüğünü söyleyen Sertel, şöyle devam etti:
“Orada geçmişte çalışmış olan arkadaşlarımız, kardeşlerimizin basın kartlarını iptal eden ben değilim ki. Onu iptal eden Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi. Bu niye diye sorduğumuzda FETÖ’cü diyorlar gazete için. Ben demiyorum bunu Cumhurbaşkanlığı iletişim Merkezi söylüyor. Bunu da anlattım hakime hanıma. Ben bunları dile getirdim. Ben milletvekiliyim ve bu eleştirileri, siyasi eleştiriler yapacağım. Aynı FETÖ borsası hadisesini anlatacaktım o kaldı. FETÖ borsası var diyen ben değilim. Şamil Tayyar’dır AKP eski milletvekili, gazeteci kökenli AKP eski milletvekili Mehmet Metiner’dir. Ve FETÖ borsasından kaynaklanan ve haklarında ifade olan, kendilerinin FETÖ’cü olduğunu söyleyen birçok iş adamı serbest… Elini kolunu sallayarak gezmektedir. Bunun örnekleri çok sayıda verilmektedir. İzmir’de de Orkide yağlarının sahibi FETÖ’cü olduğunu kabul etmiş olmasına rağmen serbest kalmıştır. Fabrikasındaki paranın bir kısmına el konuldu ve yeni ortalıklarla ticari hayatına devam etmektedir. Şimdi bunları söylemek bana göre suç değildir, çünkü biz mahkemelerdeki iddianamelerden ve devletin üst kademlerinde alınan kararlara ilişkin konuşuyoruz. Kendi kafamıza göre herhangi bir hakaret yapmıyoruz, herhangi bir açıklamada bulunmuyoruz. Bu milletvekili olmanın gereği. İzmir’de çok sayıda insan suçsuz yere cezaevinde yatarken gerçekten suçlu olanların ama güçlü olanların dışarda olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Biliyorsunuz genel başkanımız da çok kez dile getirdi. 17-25 Aralık sonrasında da büyük bir otel sahibi olan kişinin de serbestçe elini kolunu sallayarak gezdiği ortadadır. Bank Asya’ya para yatırdığı ortadayken her konuda FETÖ’cülerle iç içeyken şimdi AKP’li üst düzey kişilerle iç içe oturmaktadır.”
“ÖZÜR DİLESİN, İŞ KAPANSIN” DEDİLER
Avukatın haberlerle ilgili ‘yayın yasağı getirilsin’ talebinde bulunduğunu söyleyen Sertel, “Ben de ona karşı çıktım, eğer yayın yasağı kendisi ile ilişkili değilse niye rahatsız olsun. Bir de benim yanlış bilgilendirildiğimi söylüyor yani bana ‘sayın vekil özür dilesin, bu işi kapatalım’ diyor. Benim özür dileyecek bir durumum yok. Ben özür dileyecek hiçbir şey yapmadım. Benim elimdeki verilerle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin elindeki verilerle konuştum. Ben bu davanın beraatla sonuçlanacağına inanıyorum, çünkü kimseye hakaret kastiyle hareket etmiyorum, gerçekleri konuşuyorum” dedi.
BAYIR’DAN DESTEK
Sertel’e destek amacıyla mahkemeye gelen CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ise “Nedense bu ülkede doğru söyleyenlerin hep başına geliyor. Çok doğru bir şeye parmak basmış ki birileri rahatsız olmuş bundan. Karşı dava ile yıldırmaya yönelik, bir tazminat davası açmışlar. Arkadaşlar herhalde bu işin kapanmasını istiyorlar ki, dışarıda avukatların Atila Bey'e 'özür dileyin konuyu kapatalım' şeklinde yaklaşımları var. Bence Atila Bey’i tanımıyorlar, tanısalardı böyle bir teklifle gelmezlerdi. Atila söylediği şeyden geri adım atmaz asla. Bence o beklentiye girerek davayı geriye çekselermiş daha iyiymiş, çünkü bu işi kaşımaları onlara zarar verecek öyle gözüküyor” dedi.
Mahkeme davayı 23 Mart tarihine ertelerken TBMM tutanakları için müzekkere yazılmasına, sulh olmayacağı için tahkikat aşamasına geçilmesine karar verdi.