Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada İzmir Büyükşehir Belediyesi Çeşme Projesi’nin içinde yer alması eleştirildi.
Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi'nin yazılı açıklaması şöyle:
"İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 6 Mayıs 2020 tarihinde yapılan toplantıya, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çeşme Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Alaçatı Turizm Derneği, Çeşme Otelciler Derneği ile TMMOB`ye bağlı aralarında meslek odamızın da davetli olduğu 5 oda temsilcisi katılmıştır. Toplantı öncesi yapılan TMMOB İKK görüşmesinde "bilgilenme" amacıyla toplantıya katılım kararı alınmıştır. Toplantıda, projeye ilişkin herhangi somut bir belge/bilgi paylaşılmamış yalnızca turizmin 12 ay sürdürülebilmesi amacıyla hazırlandığı belirtilmiştir. Toplantıda iletilen görüşlerimiz aşağıda belirtildiği şekildedir:
1.Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" ilanı ve bu bölge için alınmış acele kamulaştırma kararlarına TMMOB İKK olarak dava açıldığı,
2.Planlamanın bilimsel altlıklar/verilerle hazırlandığı ve bu verilerde değişiklik olmadığı sürece planların değiştirilmesinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olacağı,
3.Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onanan 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ve her ne kadar doğal sit alanları bütününde yetkisizlik nedeniyle iptaline karar verilmişse de, 1/25000 ölçekli nazım imar planı planlama alanı bütününde değerlendirilerek bu bölge için getirilen koruma kararlarının sürdürülmesinin doğru bir yaklaşım olduğu, aksi halde Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve diğer kurumların turizm ve benzeri plan kararı oluşturulmasına yönelik girişimlerinin plan bütününde getirilen plan kararlarına uygun olmayacağı,
4.Söz konusu alanda İZSU Genel Müdürlüğü`nün su kapasitesinin aşılmaması yönünde uyarılarının bulunduğu,
5.Salgın sürecinde çok daha görünür olan kırsal kalkınmanın önemini sıkça dile getiren İzmir Büyükşehir Belediyesinin diğer taraftan korunması gerekli su kaynakları, tarım alanları, orman alanları ve doğal sit alanları vb. kullanımları tehlikeye düşürecek bir yatırımın içerisinde yer almasının kurumsal kimlik ve iç tutarlılık açısından oldukça problemli olacağı, bu tutumun İzmir‘de var olan sorunları daha da derinleştireceği ifade edilmiştir."