Agromey Gıda Ve Yem San. Tic. A.Ş. tarafından, Karaburun Merkez Mimoza Koyu İle Kaynarpınar’a kadar, 387 hektarlık çok değerli bir doğa ve turizm alanına kurulmak istenen balık çiftliği projesinin, ÇED süreci kapsamında 2017 salı günü Anbarseki Köy Kahvesinde yapılacağı ilan edilen “Halkın Katılımı Toplantısı”na Karaburun halkı katılmadı.
Karaburun Yarımadası yaşayanları, Karaburun Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Muhtarlar, Su Ürünleri Kooperatifleri, Esnaf Odası, Dalış Klüpleri, STK’lar ve Kent Konseyi ile hep birlikte; denizlerini, deniz canlılarını, kıyılarını, doğayı, kıyı balıkçılığını, turizmini korumak için "KARABURUN’DA BALIK ÇİFTLİĞİNE HAYIR" dedi.
CHP İzmir milletvekilleri Tacettin Bayır ve Musa Çam, Çevre İlçelerin Kent Konseyleri Temsilcileri, EGEÇEP, Karaburun’a destek ve dayanışma için Anbarseki Köy kahvesinde toplanan Karaburun halkının yanında yer aldı.
Halk yoğun protestolarla, şarkılarla, türkülerle toplantıyı yaptırmayınca, İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü yetkilileri ve diğer kurum temsilcileri toplantı yerinde toplantı tutanağını tutmayarak Karaburun’dan ayrıldı.
Karaburun Halkı toplantıya katılmadıklarına ve toplantının yapılmadığına ilişkin kendi tutanağını tutarak ilgili kurumlara göndermek üzere imzaladı.
Karaburun Kent Konseyi, balık çiftliklerine karşı çıkış nedenlerini bir bildiriyle açıkladı. Karaburun Kent Konseyi'nin bildirisinde şöyle denildi:
"Karaburun yaşayanları, Karaburun’da balık çiftliği kurulmasına şiddetle karşı çıkmaktadır. Çünkü;
- Doğu Akdeniz havzasının en temiz deniz ve kıyı şeridine sahip olan Karaburun yarımadası, balık çiftliklerinin antibiyotik ve parazit ilaçları, yem artıkları, ölü balıklar, mazot, sintine atıkları ve kıyılardaki destek birimlerinin yarattığı çevresel ve görsel kirliliğe terk edilemez.
- Mavi bayraklı plajlara ve bakir koylara sahip olan Karaburun Yarımadası’nda denizi ve kıyıları hızla kirleten balık çiftlikleri, ilçemizin en önemli geçim kaynaklarından biri olan turizmi, turizm faaliyetlerine bağımlı diğer ekonomik faaliyetleri de yok edecektir.
- Doğal ve arkeolojik sit alanlarında, dalışa yasak bölgelerde balık çiftlikleri kurulması kabul edilemez.
- Ülkemizin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan Akdeniz Foku’nun üreme ve yaşam alanı olan yarımada kıyılarında balık çiftliği kafeslerinin kurulması, Akdeniz Foku’na yönelik ölümcül bir tehdittir.
- Karaburun denizleri, Akdeniz'in kirliliğe karşı korunması sözleşmesi kapsamında " tehlikeye düşmüş veya tehdit altındaki türler listesi"nde yer alan deniz çayırlarının en az zarar gördüğü ve yoğun olduğu alandır. Balık çiftliklerin neden olduğu aşırı kirlilik ve oksijensiz kalan ortam nedeniyle denizlerin oksijen kaynağı, yavru/ergen balıkların büyüme alanı olan deniz çayırlarının ve içinde barınan birçok deniz canlısının, yok olma riskiyle karşı karşıya kalacağı açıktır.
-Yarımada'nın güzelim tertemiz koylarını kapatan balık çiftlikleri, geniş alanlar kaplayan balık kafesleri ve yarattığı kirlilikle kıyı ve dalyan balıkçılığını da baltalayacaktır.
Bu nedenle; denizlerini, kıyılarını, deniz canlılarını, mavi bayraklı plajlarını, turizmini, kıyı ve dalyan balıkçılığını, kısacası Karaburun’da yaşamı korumak üzere
- Karaburun’da önce doğa ve eko-sistem, ardından yöre halkının ekonomik ve sosyal yaşamı üzerinde geri döndürülemez tahribata neden olacak Agromey projesi dahil yeni bir balık çiftliği daha kurulmamasını,
-Karaburun’un Su Ürünleri Yetiştiriciliği Potansiyel Alanlarından çıkarılmasını,
- Karaburun yarımadasının Özel Çevre Koruma Alanı ilan edilmesi için bekleyen Bakanlar Kurulu kararının ivedilikle çıkarılmasını
talep ediyoruz.
Tüm yasal ve demokratik haklarımızı kullanarak Karaburun Yarımadası’nı korumaya kararlıyız."