Çeşme merkezinde bulunan Vakıf İşhanı'ndaki işyerlerinin açılışına, Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Osman Köfüncü ve çok sayıda davetli katıldı.
Kadın girişimci Hafize Horasan Alp, Horasan Gayrimenkul ile Çeşme'deki gayrimenkul sektörüne adım atarken, Çeşme Blue Art adlı stüdyoda da her yaştaki bale, dans, pilates, zumba, jimnastik, gitar ve yoga meraklılarına hizmet verecek.
Blue Art'ın hayali olduğunu ve gerçekleştirdiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Hafize Horasan Alp??, "Babam Memduh Horasan Çeşme'de yıllarca Tapu Müdürlüğü yaptı. Ben de emekli banka müdürüyüm. Emlak işi yapmamak için direndim, ama 'benim işim ve doğru yapılması gerekir, gayrimenkul işini benim yapmam gerekir' diye düşündüm. Blue Art'ı da Oya Bab ile birlikte kurduk. Oya Bab, 25 yıllık dans eğitmeni. Yurt dışında ve yurt içinde eğitimler vermiş bir kişi. Bale eğitmeni Özlem Tuzcuoğlu da bizimle beraber. Özlem Tuzcuoğlu da 20 yıllık bale deneyimi olan uzman bir eğitmen. Gökmen Küçüktaşdemir ile de yoga dersleri vereceğiz. İki işyerimi birden açtığım için çok heyecanlıyım. Çeşme için, Çeşmeliler için bir şeyler yapmaktan keyif alıyorum. Çocukluğumun, gençliğimin geçtiği,en güzel anılarımın olduğu bir yer Çeşme. Çok mutluyum" diye konuştu.
"Doğruluktan, dürüstlükten sakın ayrılmayın"
Blue Art'ın açılışında bir konuşma yapan Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Osman Köfüncü, "Bizler esnaf teşkilatı olarak, ahilik felsefesine fazlaca bağlı bir yapıdayız. Dünyanın en iyi baleti olabilirsiniz, en iyi Ceo'ları olabilirsiniz, dünyanın en iyi banka müdürleri veya işadamları olabilirsiniz. Ama biz buna ahilik gereği, ahlakla birleştiremez isek, ahlaki yönden çok zayıf olabilir. O yüzden bizim için dürüstlük ve ahlak çok önemlidir. Burasının da, çocuklarımızın ve gençlerimizin yetişeceği, sosyal hayata girişleri açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum. Hem Horasan Gayrimenkul'ün hem de Blue Art'ın Çeşme'ye hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Gayrimenkulde de hayaller gerçekleşiyor. Teşkilat başkanı olarak, doğruluktan, dürüstlükten sakın ayrılmayın diyorum"
"Daha açılmadan bale sınıfı doldu"
Blue Art'ın koordinatörlüğünü üstlenen, Türkiye Dans Sporları Federasyonu'nda dans sporu antrenörlüğü, Türkiye Jimnastik Federasyonu'nda da step ve aerobik antrenörlüğü görevleri yapan 25 yıllık dans eğitmeni Oya Bab da yaptığı açıklamada, Blue Art'ta pilates, zumba ve dans dersleri vereceğini belirterek, "Dans sporu branşında yıllardır hizmet veriyorum. 2 yıl kadar bir ara vermiştim. Bütün bildiklerimi çöpe atamazdım. Hafize Horasan da çok ısrarcı olunca Çeşme'ye geldim ve birlikte Blue Art'ı kurduk. Blue Art, bir butik okul. Şimdi küçüğüz, ama zaman içinde büyüyebiliriz. Daha açılışımızı yapmadan bale sınıfımız doldu. İkinci sınıfı açıyoruz. Bale, 4 yaştan başlıyor. Eğer yetenekli çocuklar olursa 3 yaşta da alabiliyoruz. Baleye ilgi yüksek oldu. 40 yaşında bale öğrencimiz var. İnsanın küçük yaştan bale hayali vardır, yapamamıştır. Şimdi fırsatını bulup bale dersi almak istemiş. Burası bizim mutfağımız. Burada pişirip, yıl sonunda da gösteri sunacağız" dedi.
"Atatürk'ün batıya açılan yüzüyüz"
Blue Art'ta eşli dans dersleri de vereceklerini açıklayan Oya Bab, "Atatürk, kadını erkeğin yanına dans geceleri ile almıştır. Bunu çok araştırdım. Mevhibe İnönü, ilk baloya modern bir kıyafet giyerek geliyor. Bizler de dans geceleri ile erkeğin yanında yerimizi aldık. Ben bu misyonumu, Atatürk'ün izinde sürdürüyorum. Kaç yaşımda olursam olayım, bu yoldan hiç vazgeçmeyeceğim. Biz kadın olarak, kazanılmış haklarımızı vermeyeceğiz. Eşli çocuklar dans ederken, önce eşinin serçe parmağını, sonra elini tutuyor. Daha sonra, dersler ilerledikçe, partnerini çok sağlam tutması gerektiğini öğreniyor. Velilerden de çok duyduğum gibi, bir süre sonra cinsiyet ortadan kalkıyor. Çocuklar, kızdan veya erkekten utanmıyor ve karşısındakini insan olarak görmeye başlıyor. Bizim görevimiz bu. Biz, Atatürk'ün batıya açılan yüzüyüz. Ne olursa olsun, her şartta bunu devam ettireceğiz" diye konuştu.
"Oryantal, bizim dansımız değil"
Türkiye'de Dans Sporları diye bir bölüm olduğunu ve basının yeterince yansıtmaması nedeniyle pek bilinmediğini ifade eden Bab, "Türkiye Dans Sporu Federasyonu'nda uzun yıllar görev aldım. Avrupa'da, Amerika'da Türkiye'yi temsil eden çok başarılı sporcularımız oldu. Basında pek yer almadığı için duyulmadı.
Rusya'da dans sporuna çocuklar 7 yaşında başlıyor. Bizde başlama yaşı ne yazık ki daha geç. Buna rağmen, bizim çocuklarımız Avrupa'da başarılı olabildiler. Genetik bir zenginliğimiz olduğundan söz edebiliriz. Bizim oryantal kültürümüz yok. Oryantal, bizim dansımız değil. Mısır'dan Hatay'a gelen bir kadınla oryantal Türkiye'ye geliyor ve 'Turkish Dans' oluyor. Tabi, tüm dünya danslarını seviyoruz, ama bizim kültürümüzde zeybek var. Zeybek, değişerek Yunanistan'da Sirtaki olmuş. Bizim dans derslerimizde, 5 Latin, 5 standart dans var. Çocuk, bir vals yapıyorsa, bir de 'Ça ça' yapıyor. Birisi, çocuğun çok dik durmasını sağlarken, diğeri arkaya doğru omurgasının eğilmesini sağlıyor. Dans, çocukların fiziksel olarak çok sağlıklı büyümesini sağlıyor. Bana çocuğu verin, altı ay sonra çocuğun şeklini değiştireyim" şeklinde konuştu.
"Çocuğun yürüyüşüne, içe basıp basmadığına bakıyorum"
Blue Art'ta bale dersleri verecek olan, bale eğitmeni Özlem Tuzcuoğlu da bir açıklama yaparak, "Bale derslerine 4 yaşındaki çocuklardan başlıyoruz. Ama 3 yaşında olup da ayağını sağlam basabilen çocukları da derse alabiliyoruz. Bizim için çocuğun ortopedisi ve denge kurabilmesi önemli. Çocuğun yürüyüşüne, içe basıp basmadığına bakıyorum. Süzdükten sonra karar veriyoruz" dedi. Kendisinin baleye başlayışını da anlatan Tuzcuoğlu, "1983 yılında, İzmir'de, lisannslı sporcu olarak, ritmik jimnastikle başladım. Daha sonra bir bale öğretmenimiz geldi. Beni baleye yönlendirdi. Sonrasında da 9 Eylül Üniversitesi Konservatuvarı'na başladım. Okul bittikten sonra Devlet Opera ve Balesi'nde, devlet sanatçılığı yaptım. Daha sonra, kendi kararımla dans etmeyi bırakarak bale eğitmenliğine başladım. İzmir dışına gitmem gerekiyordu. Oraya eğitmen olarak gitmek istedim. Çok küçük yerlerde de, büyük şehirlerde de çalıştım. Fethiye'de, bir müzik okuluyla beraber bale bölümü açtık. Askeriyenin içinde büyük gösteriler yaptık" diye konuştu.
"Çocuklara zarif olmayı öğretiyoruz"
Blue Art daha açılmadan bale bölümüne ilginin yüksek olmasına çok sevindiğini ifade eden Tuzcuoğlu, "Ailelerin çocuklarını baleye yönlendirmesi çok güzel. Çok hoşuma gidiyor. Annelerin de teşvik etmesi benim için çok önemli. Çocuk düzenli getirilmezse, biz düzenli ve disiplinli çalıştırıp, başarı elde edemeyiz. Velilerin de her hafta bize katılmalarıyla birlikte çok güzel şeyler yapacağız. Bale hikayeleri, çok özel hikayeler. Tabi, küçük çocuklarımıza bunları anlatamıyoruz. Baleye zerafetle başlıyoruz. Dışarıda dahi güzel konuşmayı öğretiyoruz. Bale bir bütün. Hayatın her alanında, sahnede, evde, dışarıda zarif olmayı öğretiyoruz. Derslere, teknik hareketlerle, bale pozisyonları ile başlıyoruz. Hem ruh, hem beden olarak çalışmayı tercih ediyoruz" şeklinde konuştu.