İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nın, İzmir’in 16 ilçe sınırları içinde yer alan 30 alanı jeotermal arama için ve 3 alanı ise jeotermal işletilmesi için ihaleye çıkarması tepkiyle karşılandı.
İzmir Valiliği, Urla, Çeşme, Karaburun, Seferihisar, Aliağa, Dikili, Bergama, Tire, Torbalı, Ödemiş, Foça, Kınık, Kemalpaşa, Menemen, Kiraz ve Bayındır ilçelerinde toplam 95 bin 330 hektar yüzölçümüne sahip 33 sahada jeotermal kaynak arama ihalesinin, açık teklif artırma usulüne göre,14 Kasım Perşembe günü yapılacağını ilan etti. Bölge halkı Valiliğin kararına tepkili. İhalenin yapılmayarak bir an önce iptal edilmesini isteniyor.
"Bölge olumsuz etkilenecek"
EGEÇEP, İzmir Barosu kent ve Çevre Komisyonu, TMMOB İKK, İzmir Tabip Odası, ZMO, Kimya Müh. Odası, İDT- İzmir Düşünce Topluluğu, Çeşme Kent Konseyi Ekoloji Platformu Eğlen Hoca Mahallesi Muhtarı, İZÇEP, ÜZÜM-SEN, İzmir Yaşam Alanları, Karaburun Kent Konseyi, Ödemiş Kent Konseyi, Konak Kent Konseyi, AYÇEP, Tire Çiftçileri, Tüm Köy Sen, CHP İl Tarım Komisyonu, Ege 78’liler Derneği, Foça Forum. Köy-Koop ortak bir basın açıklaması yaparak, "İzmir ilinin, Kınık, Bergama, Kemalpaşa, Menemen, Dikili, Tire, Torbalı, Urla, Kiraz, Ödemiş, Bayındır, Gaziemir, Seferihisar, Karaburun, Çeşme ve Aliağa ilçelerinde , “arama sahası olarak ihale edilerek ruhsatlandırılacak sahalar” ve “işletme sahası olarak ihale edilerek ruhsatlandırılacak Aliağa-Güzelhisar sahası, Çeşme İlçesi Çiftlik, Ovacık, Demirtaş sahaları“ olmak üzere toplam 33 adet yaklaşık 95.330 hektarlık sahanın kiraya verileceği ve ihalelerin 14.11.2019 tarihinde yapılacağı ilan edilmiştir. İlanda belirtilen alanlar, Ege Bölgesi’nin verimli tarım alanlarının bulunduğu veya etki alanında kalacak sahalardır. İzmir’in otuz ilçesinin yirmi sekizinden daha büyük olan ve İzmir İlinin yüz ölçümünün yüzde sekizine denk gelen bir alanı kaplayan jeotermal arama ve işletme alanlarının ihaleye çıkarılması, bölgede yaşayanlar ve üreticiler arasında büyük bir panik ve endişeye yol açmıştır. Söz konusu arama ve işletme faaliyetinin, Ege Bölgesi’nin geleneksel tarım ürünleri olarak bilinen ve büyük oranda ihraç edilen incir, üzüm, zeytin ve kestane gibi birçok ürünün geleceğini tehlikeye atacağı açıkça ortadadır. Bu alanlarda bulunan zeytinliklerin, coğrafi etikete konu olmuş, Hurma Zeytin, Enginar ve Nergiz çiçeği gibi tarımsal ürünlerin yanısıra, koyun ve keçi sütüne dayalı süt ürünlerinin üretildiği bölgeler de olumsuz etkilenecektir" denildi.
"Ovacık'ta JES hakkındaki yargı kararı dikkate alınmadan yeniden ihaleye çıkılıyor"
Jeotermal sıvının çıkartılması ve enerji üretim amaçlı kullanılması durumunda yöredeki bitki örtüsüne, canlılara ve tarım sektörüne önemli çevresel etkisinin olacağı, gürültü ve kükürt dioksit kaynaklı koku kirliliği oluşacağı, turizmin olumsuz etkileneceğinin dikkate alınmadığı ifade edilen açıklamada, "Özellikle Çeşme Ovacık’ta İzmir 5.İdare Mahkemesinin 2018/845 E. 2019/676 K.sayılı 28.05.2019 tarihli jeotermal enerji yatırımı ile ilgili “ÇED Gerekli Değildir kararının iptaline ilişkin yargı kararı ve dayanak bilirkişi raporu” nazara alınmadan yeniden bu yerlerin ihale edildiği, bu durumun Anayasanın 125,138.maddeleri ile İYUK’un 27-28.maddeleri uyarınca yargı kararına uygun işlem tesis edilmesi gerekirken yeniden ihaleye çıkılması hukuki ve cezai sorumluluk gerektirmektedir. Toplumda, bu ihalelerin bir kısmının asıl amacının, turizm bölgeleri başta olmak üzere değerli arazilere (çok ucuza) sahip olunması olabileceği kaygısı vardır" diye belirtildi.
Açıklamada, 14 Kasım'da yapılacak ihalenin iptali istenirken, "İzmir halkını, çiftçilerimizi, duyarlı STK ve DKÖ’lerimizi, turizmcilerimizi ve tüm duyarlı kesimleri, İzmir’in büyük bölümünde telafisi olanaksız zararlar doğuracağı açıkça bilinen jeotermallere karşı çıkmaya ve bu ihalelerin iptalini istemeye çağırıyoruz. Bu nedenlerle, mevzuata, T.C. Anayasa’sına, Uluslararası İnsan Hakları ve Çevre Mevzuatına ve bu sahalar ile ilgili daha önce verilmiş (iptal) yargı kararlarına aykırılık taşıyan 14.11.2019 tarihinde yapılacak ihalelerin iptaline karar verilmesini, aksi halde çevre ve insan sağlığı açısından telafisi imkansız zararlara sebebiyet verileceğinden, dava ve şikayet v.b. hukuki yollara başvuruda bulunacağımızı duyuruyor ve biz aşağıda imzası olan kurumlar, İzmir halkını bu konuda duyarlı olmaya, yaşanılası bir İzmir için mücadele etmeye çağırıyoruz" diye kaydedildi.