İsa ATAGÖZ -
Ahşap üzerine kazıma kalıplarla yaptığı resimlerle dikkati çeken ressam Şükran Ulucan, kendisinin İzmir aşığı olduğunu vurgulayarak, resimlerinde çoğunlukla İzmir'in güzelliklerini ön plana çıkarmaya özen gösterdiğini anlattı.
Eserleri Dyo Resim Yarışması’nda ödül alan veya sergilenmeye değer bulunan 5 usta sanatçıdan birisi olan ve Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı'nın desteğiyle Altınyunus Otel'de dördüncü dönem atölye çalışmalarını sürdüren ressam Ulucan, İzmirli sanatçıya yeterince sahip çıkılmadığından yakınarak, "Bütün ödüllerim İstanbul'dan geldi. Sadece Güney Deniz Saha Komutanlığı'na Çanakkale ile ilgili bir resim yapmıştım. Milli duygularımla yaptığım resimle birincilik ödülü almıştım. Daha önce de Bornova Belediyesi'nin amblem yarışmasında bir ödül aldım. Onun dışındaki bütün ödüllerim İstanbul'dan geldi. Bastırdığım kataloğu ilgililer gördüler. 'Yapabileceğimiz, istediğiniz bir şey var mı' dediler. 'Hayır' dedim. Bana 'Neden hayır dedin' dediler. Onların düşünmesi gerekir. İzmirli bir sanatçı öyle bir katalog basmış, dikkate almaları gerekirdi. Birkaç gün sonra gazetede İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Belçika'da İzmir resimlerini sergilediğini okudum. Belçika'ya neden benim İzmir resimlerinden bir tanesi gitmedi? Bunu benim söylemem mi gerekir? Ben bir şey isteyemem. İstanbul'a hangi eserimi gönderdiysem beğenildi. Defalarca ödüllendirildim. İstanbul'da Devrim Erbil ve benim dışımda ağaç baskı yapan kimse yok. Devrim Erbil'in de 20 tane asistanı var. Asistanlar kalıpları ince ince işliyorlar. Ben emekli insanım. Emekli maaşımı asistanlara veremem. Ben tek başıma yapıyorum. Kalıpları kazımaktan sırtımda bezeler oluştu. Doktor, 'Biz buna hamarat hanım hastalığı deriz' dedi. Ben de, 'Siz buna hamarat ressam hastalığı deyin' dedim. Bu kalıpları işlemek hiç kolay değil" diye anlattı. ?