İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu imzasıyla yapılan yazılı açıklamada şu görüşlere yer verildi;
"İsterdik ki demokratik bir toplumun olmazsa olmazlarından, öncü kuvvetlerinden basın emekçilerinin gününü hiçbir kaygı duymadan, gönül rahatlığıyla kutlayalım. Ama bu yıl da geçen yıllarda da olduğu gibi kutlayacak parlak bir karne yok. Tablo yine karanlık.
· Medya kuruluşlarının artık var olma savaşı bile veremeyecek hale geldiği, getirildiği;
· Gazetecilerin fişlendiği; susturma, baskı yöntemlerinin hız kesmeden devam ederek medyanın tek sesli hale getirilmeye çalışıldığı;
· Sendikaya üye oldukları için basın çalışanlarının işten atıldığı;
· Gazetecilerin en temel hakları olan soru sorma, gerçekleri, doğruları yazma edimlerini, cezalandırılma, hapse atılma korkusu ve tehdidiyle yerine getiremediği, gücünü kaybettiği;
· Sosyal medyadaki bilgi kirliliği doğru, gerçek haber veren gazete ihtiyacını gün geçtikçe artırırken bu görevi yerine getirecek gazetecilerin bir bir tutuklandığı, tutuklu gazeteci sayısının son 16 yılda 10 kat arttığı;
· Sadece 2019’da doğruları, gerçekleri yazdığı için gazetelere, gazetecilere somut deliller gösterilmeden dava açılıp suçlandığı, 59 gazetecinin hapis cezasına çarptırıldığı, 11 gazetecinin gözaltına alındığı, 19 gazetecinin tutuklandığı;
· 16 yılda 58 basamak düşerek, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre 180 ülke içinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 157’inci sırada yer aldığı;
· Sokak ortasında dövülen, saldırıya uğrayan gazetecilerin faillerinin cezasız kaldığı;
· 685 gazetecinin basın kartının gerekçesiz iptal edildiği, basın kartı almak için başvuranların zora sokulduğu, bekletildiği;
· FETÖ’yle mücadelede başta gelen Cumhuriyet, Sözcü gibi gazete yazarlarının ‘FETÖ’ye destekle, örgüt üyeliği, örgüte yardımla suçlandığı;
· Cezaevindeki gazeteciler sıralamasında yer alan Çin, Mısır, Suudi Arabistan, Eritre ile birlikte Çin’den sonra 2. sırada Türkiye’nin olduğu;
· 100’ü aşkın ulusal ve yerel gazetenin kapanması ile binlerce gazetecinin işsiz kaldığı, sektörde işsizlik oranının yüzde 30’lara ulaştığı, yaşanan tüm sorunlara bir de ekonomik olarak var olma kaygılarının eklendiği;
· Düşünceleri ve yazdıkları nedeniyle cezaevinde bulunan 100’ü aşkın gazetecinin mesleklerini yapamadıkları;
· Kâğıt krizi nedeniyle bazı yerel ve ulusal gazetelerin kapandığı, baskıya son verdiği, sayfa sayısını, kadrosunu azalttığı, Pazar günleri çıkmama kararı almak zorunda kaldığı;
· Gazetecilere yönelik tehditlerin, saldırıların devam ettiği
Bir yılı daha geride bıraktık. Saydıklarımız yaşanan sorunların yalnızca bir bölümü.
VAZGEÇMEK, YILMAK YOK!
Biliyoruz ki, düşünce, ifade, halkın haber edinme özgürlüğü güvence altına alınmadıkça demokratik bir hukuk devletinden söz etmek mümkün değil. Gerçek anlamda gazetecilik yapmak her dönemde zor olmuştur. Ama bedel ödemek pahasına da olsa mesleğinin gereklerini yerine getiren onurlu gazeteciler hiçbir zaman geri adım atmamıştır.
Her zaman olduğu gibi, bugün de, yaşanan sorunlar karşısında vazgeçmeyen, cesur, onurlu meslektaşlarımızın gününü kutluyor, mesleğini yapamayan, baskı gören, tehdit edilen, susturulmak istenen tüm gazeteciler için mücadele etmeye, onların yanında durmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz."