Atık ilaçlar nedeniyle çocuklarda ilaç zehirlenmeleri, hatalı ilaç kullanımının oluşabileceğini belirten Kıhtır, “Evlerimizdeki atık ilaçların uygun yollarla toplanıp uygun koşullarda imha edilmesi bir zorunluluk olmaktadır” dedi.
Evdeki atık ilaçların uygun koşullarda toplanıp çevreye zarar vermeyecek şekilde imha edilmesi gerektiğinin altını çizen Kıhtır, “Atık ilaçlar; hastanın iyileşmesi gibi çeşitli nedenlerle ilaç kullanımının sonlandırılması, aşırı reçeteleme, kullanım süresinin dolması, ambalajın bozulması, ilacın dökülmesi ve kontamine olması gibi nedenlerle ilaçların kullanılmayacak duruma gelmesi sonucunda oluşur. Evlerimizde bulunan son kullanma tarihi dolmuş veya dolmasa bile artık kullanmadığımız “atık ilaçlar” çevre ve tüm canlılar için ciddi bir tehlikedir. Bu tehlikeleri başlıca şöyle sıralayabiliriz; hatalı ilaç kullanımları, çocuklarda kazai zehirlenmeler, ilaç-ilaç etkileşimi gibi sonuçlar, ilaç suiistimali, İntihar girişimleri, çevresel zararlar. Gördüğünüz gibi atık ilaçların evlerimizde yarattığı tehlikenin yanında çöpe veya kanalizasyon sistemine atılmasının da yarattığı birçok tehlike vardır. Çöpe veya kanalizasyona attığımız her ilaç, bir yolla toprağa, yeraltı sularına ve denize karışır ve ne yazık ki ayrıştırılamaz. Böyle olunca yediğimiz besinler ve içtiğimiz sularla birlikte bizim ve çevrenin sağlığını tehlikeye sokarak geri döner” diye konuştu
2006 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre; hastaneye başvuran 4000 kişiden %65’inin test sonuçları, sorunun ilaç zehirlenmelerinden olduğunu gösterdiğini kaydeden Kıhtır, “Tüm bu saydığımız nedenlerden dolayı evlerimizdeki atık ilaçların uygun yollarla toplanıp uygun koşullarda imha edilmesi bir zorunluluk olmaktadır. Eczacı olarak bizler, ilacın üretiminden imhasına kadar her aşamasındaki sorumluluğumuzun farkındayız. 2014 yılında çıkan bir yönetmelikle, evsel ilaç atıklarının toplanması ve imhası belediyelerin sorumluluğuna verilmiş olmasına rağmen eczacı olarak bizler de, diğer paydaşlarımızla birlikte bu konuda sorumluluğumuz olduğunu ve atık ilaçların eczacı ve eczaneler aracılığıyla toplanmasının bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Çünkü ilaç, her hangi bir madde değildir. Örneğin psikotrop ve uyuşturucu ilaçlar, narkotik analjezikler vb. ilaçlar, ehli olmayan kişilerin eline geçtiğinde tehlikeli sonuçlar doğurabilecek ürünlerdir. Dünyadaki atık ilaç toplama modellerini incelediğimizde de, oluşturduğumuz modelin bir kez daha ne kadar doğru olduğunu görmekteyiz” dedi.
Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) olarak, atık ilaçların toplanması ve lisanslı tesislerde bertaraf ettirilmesine 2008 yılında İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA)’dan hibe kazanıp İzmir’de pilot olarak uyguladığımız Evsel İlaç Atıklarının Toplanması ve İmhası projesiyle başladıklarını anlatan Kıhtır, şunları söyledi : ”Proje sonunda, 2010 yılında ÇEKOOP’u kurarak bu projeyi sürdürülebilir hale getirdik. Kurulduğumuzdan bugüne kadar yaklaşık 390 ton atık ilacı bertaraf ettirdik. Seneler içinde atık ilaç ve imhasıyla ilgili deneyimlerimizi arttırarak meslektaşlarımızın yanında, kurum ve kuruluşların da bu konudaki ihtiyaçlarına çözüm olmaya başladık ve gün geçtikçe artan sayımızla birlikte çevrenin ve insan sağlığının korunmasına yönelik çalışmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu konuda ÇEKOOP olarak çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, çoğunluğu bir yere götürmek istiyorsak, bazen önden gidip yol açmamız gerekir”