CHP Genel Merkezi Yüksek Disiplin Kurulu'nda Tütüncüoğlu için İzmir'de verilen karar değiştirildi ve Tütüncüoğlu partisinden ihraç edildi.
Alınan karar sonrası konuşan Tütüncüoğlu, “CHP demokrasiyle özdeşleşen bir partidir. Sayın Kılıçdaroğlu bugüne kadar hep demokrasi mesajları vermektedir ama böyle bir durum için Genel Merkez'den bir telefon dahi almadım. Bana göre böyle bir karar yakışık almamıştır” dedi.
Yanlış hesabın Bağdat'tan döner sözüne vurgu yapan Tütüncüoğlu, “Bu kez de mahkemeden dönmesi için girişimde bulunacağım. Benim Çeşme'deki CHP'li kimliğimden ve doğruları söylememden kimin rahatsızlığı varsa, Genel Merkez'in böyle bir karar almasında da onun etkisi olabilir" diyerek tepkisini dile getirdi.
CHP Çeşme eski Gençlik Kolları Başkanı Enis Tepekule ise ihraç kararı sonrası yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi;
“Hakkımdaki ihraç kararını ve diğerlerini Chp'nin geldiği içleracısı durumun bir sonucu olarak değerlendiriyorum. Bu karar bir kez daha gösterdi ki, parti İzmir'de birilerinin, Ankara'da başkalarının, başka yerde başka belli kimse ve kesimlerin elinde... Eleştiriye yer yok, farklı düşünceye yer yok, daha da acısı gerçeklere yer yok. Yoksa İzmir Disiplin Kurulunun suç unsuru bulamadığında genel merkez nasıl kesin ihraç sebebi bulacak? Biri İl Başkanını eleştirdi diye, diğeri aday adayının halini kamuoyu ile paylaştı diye, diğeri desteklemedi diye sonsuza kadar partiden mi atılır? Mesela Ekrem Oran Faik Tütüncüoğlu'un açıklamaları karşısında kişisel olarak bir iftira davası açmadı, direk partiden attırmak için kendi seçtiği yönetimi ve partiyi alet etti. Siyasetin trajikomik hali. Durum aynı ülkemizdeki adalet ve demokrasiye benziyor! Sorunlar hep sistemik, hep adamcı; devir kimlerin devriyse, güç kimin elindeyse kararlar o yönde. Bizim ülke ve parti adına hayal ettiğimiz gelecek bu değil. Parti içi demokrasiyi işletmeyen bir partinin ülkeye demokrasi getirmesini düşünmek aptallıktır. Zaten parti üyeliğinin bu kadar anlamsızlaştığı bir ortamda parti üyesi olmanın da bir anlamı yok. Sıradan bir parti üyeliği ne işe yarıyor sorarım. Varsın olmasın. Ben duruşumun partinin özüne yakışır durumundan şüphe etmiyorum. Sandık yok, söz yok, sen ha varsın, ha yoksun zaten! Arsızın, hırsızın birini getirseler partiliyim diye susup destekleyecek miyiz yani! Nitekim oluyor böyle şeyler. Bu kadar dejenere bir ortamda onlar atmasa, ben istifa edecektim. Yine de parti içi yasal sürece saygı göstermeyi tercih ettim. Başından beri söylediğimiz şuydu: Partili olsam da, bu kadar yanlış bir insanı desteklemem. Sandıktan çıksa yine ayrı! Ne olmuş, ülkedeki genç bir partili, partinin atadığı bir kimseyi ne kadar yanlış bir karar olduğunu bile bile desteklememiş, gitmiş bilgisine, duruşuna, dürüstlüğüne, Atatürkçülüğüne, cesaretine inandığı bağımsız aday olan ve nitekim çok haklı gerekçelerle partiden istifa eden arkadaşının yanında bulunmuş. Vicdanım o kadar rahat ki, yine olsa aynısını yapardım. Ben tüzüğü bilen bir partili ve eski bir gençlik kolu başkanı olarak bunu söylüyorum. Beklediğimiz siyaseti hiç bulamazsak da, kinci ve ucuz siyaset dakika kaybetmeden iş yapıyor görüyoruz. Ne diyeyim, benden sonra umarım Chp temizlenmiş olur... Ben hür iradeli bir Türk Genci olarak partili kalmaya devam edeceğim; bunu kimsenin kararı değiştiremez. Lakin bugün gördüğümüz parti içi çürümüşlüğün, Tuncay Özkan'ın, şunun bunun adamı olanların ve bu şekilde siyasi varlıklarını sürdüren Ekrem Oran gibilerin, her devrin yalakalarının, ya da devir adamlarının partisi olan Chp'nin değil, Atatürk'ün kurduğu tam bağımsız, laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte doğan devrimci Chp'nin ve ülkemin çağdaş bir neferiyim. Sağcıların, ulusalcıların, bilmem kimlerin işgal ettiği partinin değil! Oy ise bir oy benim... Ne meclis üyesi, ne başkan, ne de milletvekili olmak isterim. Ben Chp'liyim; bu karar özgür irademe ket vuramayacak kadar basiretsizdir! Diliyorum ki, ülke meselelerinde sivrisinek vızıltısını geçemeyen bir muhalefet anlayışı, yerelde kaçaklığın, yolsuzluğun, haksızlığın kol gezdiği ama birilerinin mafya babası gibi ortalıkta gezindiği Chp, benim gibi bir partiliyi kaybetmekle kazansın ki, mümkün olmadığını zaman gösterecektir. Yakın gelecekte bir gün, toplum nezdinde hain ilan edilecek kadar Cumhuriyetin gidişine etkisiz kalan partimde, adaletin ve barışın yerle bir olduğu ülkemde, Büyük Millet Meclisinin bile işlevi kalmamışken, partinin yerelde ve genelde sadece kişiler üstünden dönen ucuz siyaset oyunlarına sahne olan disiplinine şahsımın hiç ihtiyacı yok. Nerede durduysam, ne zaman durduysam, nasıl durduysam arkasındayım.
Ben hür iradeli bir Türk Genci olarak partili kalmaya devam edeceğim. Bunu kimsenin kararı değiştiremez. Resmi olarak buradayım, sıradan vatandaşım, üstüme düşen her vazifeyi yerine getirmeye hazırım. Kamuoyuna saygılarımla…”