Eğitim-Sen üyeleri İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelerek müfredat değişikliğine karşı basın açıklaması yaptı. Eğitim- Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Necip Vardal, TEOG'un kaldırılarak yerine başka bir sınav sisteminin getirilmesinin eğitimde başarısızlık olduğunu söyledi. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Eğitim-Sen üyeleri basın açıklaması yaptı. 2017- 2018 eğitim yılının sorunlarla başladığını öne süren Eğitim-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Necip Vardal, grup adına yaptığı basın açıklamasında, bugünün eğitim alanına yönelik çok yönlü saldırı ve tehditlerin yaşandığı, laik, bilimsel eğitim anlayışına açıkça meydan okunan dönemin ilk günü olduğunu öne sürdü. Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim sistemini yaptığı değişikliklerle yap-boz tahtasına çevirdiğini ileri süren Vardal, "Son olarak yeni müfredat ve TEOG üzerinden yürütülen tartışmalarda görüldüğü gibi öğrenci ve velilerin kafasını karıştırmak dışında eğitimde somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek yerine, eğitimde yaşanan kaosu derinleştirecek adımlar atılmaktadır" dedi. Yeni müfredatın öğretim programları ve ders kitaplarında doğrudan bilim, felsefe, tarih ve sanat dersleri hedef alınarak, ideolojik ayıklama yapıldığını ileri süren Vardal, "Başta Fen bilimleri olmak üzere bilim derslerinde ünite ve kazanım sayıları azaltılmış, tarih dersleri başta olmak üzere, pek çok ders iktidarın dünya görüşüne paralel şekilde düzenlenmiştir" iddiasında bulundu.
"Kamusal eğitim tasfiye ediliyor"
Sınava dayalı eğitim sistemini eleştiren Vardal, ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar verilen eğitimin öğrencileri sadece sınava yönelik hazırladığını söyledi. TEOG'un kaldırılarak yerine başka bir sınav sisteminin getirilmesinin eğitimde başarısızlık olduğunu söyleyen Vardal, öğrencilerin birbiri ile rekabet ettiren değil, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, nitelikli eğitim anlayışının benimsenmesi gerektiğini ifade etti. Eğitimde dinselleşme uygulamalarının hızla arttığını öne süren Vardal, şöyle konuştu: "İhtiyacın çok üzerinde imam hatip okulunun açılması ne eğitimin niteliğini yükseltmiş, ne de öğrencilerin başarısını arttırmıştır. MEB'in enerjisinin büyük bölümünü eğitimin dinselleşmesine ayırması nedeniyle Türkiye, OECD ülkeleri içinde eğitim niteliğinde son sıralardadır. Eğitimde yaşanan dinselleşmeye paralel olarak, 4+4+4 sistemi ile ticarileşme uygulamaları da katlanarak artmıştır. Kısa sürede özel okulların resmi okullara oranı yüzde 20'lere dayanmıştır. Sadece son bir yıl içinde bin 177 özel okul açılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu durumu övünç kaynağı olarak görmesi kamusal eğitimin iktidar eliyle nasıl tasfiye edildiğini açıkça göstermektedir."