TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Konak Kent Konseyi ve Konak Belediyesi çevre ve ekolojik yıkıma karşı tek yürek oldu. Alsancak Vapur İskelesi’nde buluşan çevreciler daha yeşil ve yaşanabilir çevre için ortak etkinlik düzenledi. Etkinlikte, resim sergisi, müzik dinletisi ve sohbetler de gerçekleştirildi.
Konak Çevre Meclisi Üyesi Yasemin Sağlam, “Çevre Mühendisleri Odası ve Konak Belediyesi ile ekolojik yıkıma karşı dur demek için her yıl toplanarak farkındalık yaratıyoruz. Hem kültürel hem de ekolojik yıkma karşı duruyoruz” dedi.
Meşale yürüyüşün ardından her yıl okunan Dünya Çevre Günü İzmir Bildirisi okundu.
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin hazırladığı bildiride, “Ülkemizde yıllardır??iktidar partileri değişirken; emeğin ve doğanın sömürüsü üzerine kurulmuş olan yönetim politikaları değişmiyor. Uzun yıllardır egemen kılınan ve çağdaş, katılımcı demokrasi??ile hiçbir ortak noktası olmayan yönetim anlayışı nedeniyle ülkemizin su kaynakları kirletilmiş, doğal varlıkları, orman alanları talan, tarihi zenginliklerimiz tahrip edilmiş, kentsel dönüşüm süreçleriyle kent yoksulları yerlerinden edilmiştir.?Doğanın ve emeğin sömürülmesi süreçleri bu dönemde tüm yıkıcı etkileri ile karşımızda durmaktadır.
34 Yıllık Çevre Kanununa ve 26 Yıllık Çevre Bakanlığı geçmişine sahip ülkemizin, çevre kalitesinin korunup geliştirildiğini, ülke yönetiminde ekonomik kalkınma ile doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim politikalarının etkin hale geldiğini söylemek mümkün değildir.
Ülkemizde ve kentimizde yurttaşlarımızın yaşam alanlarını ranta ve talana karşı korumak adına yaptığı mücadeleler; çevre sorunları ile toplumsal sorunlar arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu, çevrenin korunmadığı bir demokrasi olamayacağı gibi, demokrasinin olmadığı bir ülkede de çevrenin korunamayacağını göstermiştir.
Ülkemizin her yanında yaşanan kent ve doğa talanı ve çevre sorunlarının bir çok örneğini Homeros’un “Gök kubbenin altındaki en güzel şehir” olarak tanımladığı İzmir’de de yaşamaya devam ediyoruz.
Bir yüzü ile kentsel altyapı tesisleri ile Ülkemizin diğer kentlerinden önde ve öncü konumda olan İzmir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Belediye Atık Su İstatistik Anketi” sonuçlarına göre, Avrupa Birliği standartlarında arıtma sayısı, kişi başına düşen atık su arıtma miktarı ve AB standartlarında arıtım oranı ile Türkiye’de ilk sırada yer alıyor. Türkiye’de toplam 604 atık su arıtma tesisinin faaliyet gösterirken; İzmir,? 55 atık su arıtma tesisi ile arıtma sayısında ilk sırada yer alıyor. Anket verilerine göre, Avrupa Birliği standartlarında arıtım yapan toplam 92 atık su arıtma tesisinden İzmir, 16 tesisle en fazla ileri biyolojik atık su arıtma tesisine sahip kent. Buna göre; Türkiye’de gelişmiş atıksu arıtma kapasitesi %41,6’ lık bir orana sahipken, İBB sınırlarında arıtılan suyun %95,3’i bu yöntemle arıtılıyor.
Altyapı eksiklikleri her yağışta ortaya çıkıyor
Atıksu ve İçme Suyu Arıtma Tesisleri ile öncü olan İzmir, diğer taraftan plansız yapılaşma ve altyapı eksiklikleri nedeni ile her yağışta seller ile karşı karşıya kalıyor, kent her tarafında kuşatıldığı çevre problemleri ile boğuşmaya devam ediyor.
Aliağa’da ağır sanayi kirliliği devam ediyor. Bölgenin çevresel kirlilik kapasitesini aştığını yıllardır bilinmesine rağmen kömürlü termik santral yatırımları ile ilgili süreçler devam ediyor. Odamızın da takip ettiği hukuki süreçlerde elde edilen kazanımlara rağmen; ÇED Olumlu Belgesi İptal edilen Termik Santralin İlave Ünitesine ÇED Belgesi düzenleniyor. Bilirkişi incelemesinde tesisin çalışma izni olmadığı ortaya çıkan tesis Aliağa’yı kirletmeye devam ediyor. Bir diğer termik santral ÇED Olumlu Belgesi İptal davasında bilirkişi raporunda bilim insanları bütüncül bir ÇED değerlendirmesi yapılmadığı, tesisin çevresel etkilerinin doğru değerlendirilmediği ifade ediliyor. Hukuki süreçler devam ediyor, ÇED Oyunu sürüyor Aliağa kirletmeye devam ediyor” ifadeleri yer aldı.