Çeşme Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirilen basın açıklamasına; TKP Çeşme İlçe Başkanı Serhat Göktoğan, TİP temsilcisi Murat Parıltı, HDP Çeşme Temsilcisi Ali Akkuş, Yeşil Sol Parti Temsilcisi Tamer Karahan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Sedat Mutlu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çeşme Şubesi Başkanı Elif Demirelli, Eğitim-Sen Çeşme Temsilciliği Başkanı Gülay Canikli Canbek, Fenerbahçeliler Derneği Başkanı Mehmet Bilgiç, Çeşme Kadın Dayanışma Derneği, DİSK Emekli-Sen Çeşme Şubesi Başkanı İbrahim Tuz, Yarımada Talanını Durdur Koordinasyonu temsilcileri, Çeşme Fahrettin Paşa Mahallesi Muhtarı Rasim Özgül ve vatandaşlar katıldı.
Meydandaki basın açıklamaları Eğitim-Sen Çeşme Temsilciliği Başkanı Gülay Canikli Canbek ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Sedat Mutlu tarafından gerçekleştirildi.
İlk basın açıklamasını yapan Eğitim-Sen Çeşme Temsilciliği Başkanı Gülay Canikli Canbek;
“Türkiye'de siyasi iktidar eliyle eğitimin ve toplumsal yaşamın, dini kurallara göre biçimlendirilmesine yönelik uygulamalar, eğitimin bütün kademelerinde ve toplumsal yaşamın her alanında etkilerini artırarak sürdürüyor. Siyasi iktidarın seçimlerin hemen ardından toplum mühendisliğine hız verdiğine tanık oluyoruz. Son olarak ilkokul, ortaokul ve ortaögretim ögrencilerine seçmeli din derslerini seçmelerinin zorunlu tutulması, bu durumun açık örneğini oluşturdu.
Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum' (ÇEDES) adlı bir protokol imzalamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaokullar ve imam hatip ortaokulları, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı il/ilçe spor müdürlükleri/gençlik merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülmekte olan ÇEDES kapsamında bir süredir ülke çapında toplantılar yapılmakta ve çeşitli kararlar alınmaktadır.
ÇEDES projesi ile sağlık alanında olduğu gibi, İzmir'de 842 okulda eğitim alanında da 'manevi danışman' ve çeşitli din görevlileri için dini telkin ve dinsel etkinlik alanı oluşturulmuştur. Ruhban sınıfına açılan bu alanla, finansman merkezi yönetim bütçesinden karşılanacak olan yeni bir dinci kadrolaşmanın yolu açılmıştır.
Protokol, belirli bir süre içermediği gibi ÇEDES uygulamalarının kısa bir süre sonra tüm illere yaygınlaştırılması planlanmaktadır.’
Ağustos 2023'te yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisi’ nde "Ögrencilerin ilkokul, ortaokul ve ortaögretimin 9. ve 10. sınıf seviyelerinde " insan toplum ve bilim', "din, ahlak ve değer' ile ‘kültür, sanat ve spor' secmeli ders gruplarından her bir gruptan en az birer ders, 11. ve 12. sınıf seviyelerinde ise 'insan, toplum ve bilim', 'din, ahlak ve değer ' ile ‘kültür, sanat ve spor' seçmeli ders gruplarının en az ikisinden birer ders seçmeleri zorunludur*" denilerek ilkokul, ortaokul ve ortaögretimin 9. ve 10. sınıf seviyelerindeki öğrencilerin din derslerini seçmeli ders olarak alması zorunlu hale getirildi. Bu düzenlemeye imza atanlar ve bu uygulayı yaşama geçirenler anayasal bir suç işlemektedir. Çocuk haklarını yok sayan, pedagojiyi görmezden gelen ve seçmeli dersi zorunlu tutacak kadar mantık sınırlarını zorlayanların tek tip toplum inşaa etme arzularının karşısında yılmadan, sinmeden mücadele edecek ve bilimsel, laik eğitim mücadelemizi kararlılıkla sürdürecegiz."
ifadelerine yer verdi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Sedat Mutlu ise yapmış olduğu basın açıklamasında;
"SESİMİZİ DUYMAYA YÖNELİK BİR TUTUM GÖSTERİLMEDİ
Alevi örgütleri olarak 35 yılı aşkın bir süredir, her eğitim ve ögretim yılının başlangıcında bıkmadan, usanmadan anayasal haklarımızı ve uluslararası sözleşmelerden doğan haklarımızı ve taleplerimizi dile getirdik, getirmeye de devam ediyoruz.
Ne yazık ki siyasal iktidarlar ve Yönetenler sesimizi duymama yönünde bir direnç göstermektedirler. Yine de biz inatla taleplerimizi ve haklarımızı söylemeye devam edeceğiz.
Bugün Aleviler bu soruyu soruyor: Hani Eşitlik?
Bu itirazlar ve sorular yerindedir ve sürekliliği olan bir huzursuzluğun nedenidir. Bunu yaratan devlettir ve kendine olan güveni sarsmaktadır. Bugün Alevilik sadece inkar edilmemekte, başka bir şey olmaya zorlanmaktadır. Alevi inancı ve inanç merkezleri olan cemevleri, ibadethane olarak tanınmamakta, Alevilerin tüm itirazlarına rağmen, bir kararname ile oluşturulan 'Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'na’ bağlanmak istenmektedir. Devletin tüm bürokrasisi köylerimiz başta olmak üzere cemevlerimiz gezilmekte ve bu daire başkanlığına bağlanılması konusunda zorlanmaktadır."
Eğitim sistemi her şeyden önce bilimsel ve laik olmalıdır. Eğitimde laiklik, Alevilerin vazgeçemeyeceği bir ilkesel duruştur. Çünkü ancak laik bir eğitim ve yaşam biçimiyle, inançlar, düşünceler, kültürler özgürce kendini ifade edebilir. Laiklik ilkesiyle inançlar kendi kuralların, geleneklerini sürdürebilme olanağına sahip olabilirler. Eğitim, kamusal bir haktır.
Herkese eşit, ulaşılabilir, fırsat eşitliğine dayalı, aklın ve bilimin kontrolünde, çağdaş, parasız, laik ve bilimsel olmadır. Müfredatı, ayrımcı, cinsiyetçi, ırkçı ve gerici olmamalıdır. Bu gerçeklik ile halkımızı asimilasyon politikalarına, eğitimdeki zorunlu din dersi zulmüne, eğitimdeki gerici ve çağdışı uygulamalara karşı Laik-Bilimsel-Demokratik-Eğitim için duyarlı olmaya ve mücadeleye çağıyoruz,” dedi.
Basın açıklamalarının ardından Psikolog Ekin Şen ÇEDES projesinin çocuklar üzerinde oluşabilecek olumsuz etkilerine değinirken, Av. Eren Selanik’de ÇEDES projesinin laiklik ilkesinin açık bir ihlali olduğunu, istenirse bu projeden geri adım attırabileceğini söyledi.
" Bu iktidar daha önce Kürtaj Yasası, Çoklu Baro Sistemi'nde geri adım attı. Çünkü sokakta toplumsal muhalefet oluştu ve bunlardan geri adım atılar," dedi.
Ayrıca 16 Eylül'de İzmir'de düzenlenecek olan "Laik eğitim, laik yaşam, eşit yurttaşlık" mitingi için de STK'lara, Siyasi Parti Temsilcilerine ve vatandaşlara tekrar çağrıda bulunuldu.