Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ( ÇYDD ) İzmir Şubesi, 25’inci yılını “Çağdaşlığın İzinde 25. Yıl” başlığı altında 11 Kasım’da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde kutladı. İzmir Devlet Tiyatrosu sanatçılarından Özlem Başkaya’nın sunuculuğunu üstlendiği gecenin konuk konuşmacısı gazeteci-yazar Mine Söğüt oldu.Geceyi tiyatro oyuncusu Özgür Başkaya’nın seslendirdiği şiirler ve Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim üyeleri ve öğrencilerinden oluşan İzmir Big Band Orkestrası renklendirdi.
ATATÜRK’ÜN YOLU
Gecenin açılış konuşmasını yapan ÇYDD İzmir Şube Başkanı Gönül Kaya, “Bizim yolumuz 20’nci yüzyılın başlarında vatan bellediğimiz bu topraklarda mazlum uluslara rehber olmuş, büyük mücadeleyi ulusça kazananların yolu. 80 yıl önce sonsuzluğa uğurladığımız, saygı, minnet, övünçle andığımız Cumhuriyet’in dahisi, yüzyılın dahisi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolu” diyerek Türkiye’nin yaşadığı karanlık dönemlerin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin varoluş nedeni olduğuna dikkat çekti. Gönül Kaya, çağdaş bir yaşam öyküsü için yola çıkanlardan başta ilk Genel Başkan Prof. Dr. Türkan Saylan ve İkinci Başkan Prof. Dr. Türkel Minibaş olmak üzere yitirilen kişileri andı ve şunları söyledi: “Bu çatının altında yüzlerce gönüllüsüyle, binlerce genciyle aydınlanma yolculuğunun kararlı yolcularıyız. Çocuklarımızla, aileleriyle, kadınlarımızla, her koşulda desteklerini artırarak sürdüren siz değerli dostlardan aldığımız güçle büyüyoruz, güçleniyoruz. Bu yolculukta taşıdığımız aydınlanma meşalesini teslim alacak genç gönüllerimiz, genç kuşaklarımız bugün göreve hazırlar.”ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel’in görüntülü mesajının izlenmesinin ardından ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı L. Nihal Kızıl, söz aldı. Nihal Kızıl, şunları söyledi: “Dile kolay 25 yıl. Acı, tatlı, hüzünlü, neşeli, heyecanlı ama hep umutlu. Her zaman ne olursa olsun umutlu. Her zaman disiplinli, her zaman örgütlü, her zaman üretken ve her yıl bir öncekinden daha çok çalışılan yıllar... Türkan Hocamızın Anadolu’nun her bir köşesini adım adım gezerek cüzzama çare olmaya çalışması, aynı zamanda başka sorunları da görüp özellikle eğitim alanında projelendirmesi, ağır hastalığına, bir yığın baskıya rağmen son günlerine kadar canla başla çalışması hepimize örnektir. Bizim başka mazaretimiz olamaz. Atatürk, emperyalist güçlerin işgali altındaki eğitimsiz, ekonomik olarak esir alınmış Anadolu’dan çağdaş, özgür, bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti yaratmışken biz umutsuz olamayız. Ortaöğretim burslarıyla ne çok kızımızın okumasını sağladık. Üniversite burslarıyla ne çok gencimizin yüzünü güldürdük. Kadın haklarıyla ilgili çalışmalarımızla ne çok kadınımızın ışığı olduk. Ne çok çocuğumuza pencereler açtık. Ne çok insana ulaştık. Hep birlikte çalışmaktan başka çaremiz yok. Biz demokrasiye ve toplumun ancak eğitimle dönüşebileceğine inanıyoruz.”
EĞİTİMDEKİ FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ
Gazeteci-yazar Mine Söğüt yaptığı konuşmada ülkemizde en çok kendisini eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin endişelendirdiğine dikkat çekti. İyi bir eğitimin paraya edeksli olduğuna, bu alanda yaşanan sıkıntılara değinen Mine Söğüt, ülkemizde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin olmasının önemine vurgu yaparak şöyle dedi: “Devamlı gölgelenen çağdaşlıkta inat etmek gerekiyor. İnat çok önemli. Karamsar değilim ama gerçekçi bakmaktan yanayım. Sorunların en doğru şekilde masaya yatırılmasını ısrarla söylemekten yanayım. 90’lı yıllarda Türkan Saylan başta olmak üzere bugün olacakları gören Aziz Nesin, Uğur Mumcu gibi çok aydınlık isimlerimiz vardı. Onlar bizim büyük şansımızdı. Aydınlarımız o yıllarda konuşabiliyordu. Büyük şansızlığımız da onları dinlemediler. Biz de bir hata yapmış olmalıyız.Sık sık akıllarımıza, fikirlerimize bir otopsi yapmak, tercihlerimizi gözden geçirmek zorundayız. Başımıza gelen kötü olayların içinden gene şanslıyız bizi kurtaran müthiş sanatçılarımız var, müthiş tarihimiz var, çağdaş bir tarihimiz var. Ben de karamsar gibi görünen ama aslında uyandırıcı olmasını istediğim yazılar yazıyorum. Nâzım Hikmet’in şu dizesiyle konuşmalarımı şu sıralar bitirmekten hoşlanıyorum: ‘Yolu yok Don Kişot’um benim, yolu yok/ Yel değirmenleriyle dövüşülecek!’ ”
ANADOLU’DA ÇAĞLAYACAĞIZ
Gecenin sonunda hayata atılan meslek sahibi ÇYDD gençleri sahneye çıktı. Gençlerin sözcüsü şimdi fizyoterapist olan Ezgi Yaşar, çağdaş yaşamın kendisine son dokunuşuyla yer aldığı Avrupa Gönüllü Hizmeti’ni anlatırken, “Çağdaş yaşam bize önce profesyonel gönüllülüğü, yaşama dahil olmayı, üretmeyi öğretti. Türkan Saylan ile Hekim Olmak kitabını okuduğum 10 yaşımda tanıştım. 18 yaşımdan itibaren de hayatımın her anında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği benim yanımda oldu. ‘Sen yaparsın’ dediler. Biz tüm farklılıkların en güzel mozaiği oluşturacağına inanıyoruz. ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ gün ışığımız hep çoğalacak. Andolu’nun her yerinde çağlayacağız. Çünkü biz bilime, ilgiye ve sevgiye inanıyoruz” dedi.