Sındır TBMM’ye Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle sunduğu yazılı soru önergesinde “Orman alanlarımız bir yandan imara diğer yandan sanayi tesislerine, endüstri bölgelerine veya madencilik faaliyetlerine yenik düşerek geçmişe göre dörtte bir seviyelerine düştü. Hükümetin tek derdi kar. Para, rant ve talan üçgenine sıkışmış siyasal anlayışa geçit vermeyeceğiz. Mermer ocağına izin vermek verimli ovalarımıza, doğal güzelliklerimize insan sağlığına ihanet olur” dedi.
“KRİZİ AŞMAK İÇİN DOĞAL VARLIKLARI TALAN EDİYORLAR”
Ülkemizin coğrafya ve biyolojik çeşitlilik bakımından son derece zengin olduğunu belirten İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, yaptığı açıklamada “Doğası, tarımı, tarihi ile olağanüstü zenginlikte olan bir yer mermer ocağı nedeniyle katledilmek, talan edilmek istenmekte. Anadolu’nun kadim toprakları yeryüzünün en güzel doğal güzelliklerin birine sahip. Avrupa’daki endemik bitki sayısı 2 bin 500 iken ülkemizde bu sayı 3 bin 500’dür. Sulak alan bakımından da zenginliğimiz Avrupa’dan fazladır. Bunca doğal, ekolojik güzelliklere sahip olan ülkemizde doğal varlıklarımız maalesef bir yandan yanlış politikalar, diğer yandan da ekonomik kaygılar nedeniyle her geçen gün tahrip edilmekte, yağmalanmakta veya bunlara göz yumulmaktadır. Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntıların çözümü ise ne yazıktır ki, emek ve üretimde değil, doğal varlıklarımızın talan edilmesi ve haraç mezat gözden çıkarılmasında aranmaktadır. Çünkü hükümetin tek derdi kar. Para, rant ve talan üçgenine sıkışmış siyasal anlayışa geçit vermeyeceğiz” dedi.
“BU İKTİDAR ZEYTİNCİLİK YASASI BİLMİYOR MU?”
İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince ve Belevi köylerinde bulunan ormanlık ve zeytinlik bölgede yapılması planlanan Mermer Ocakları Arama ve İşletme Projesine karşı çıkan Sındır, Zeytincilik Kanununun hatırlatarak; “Bu iktidar zeytincilik yasası bilmiyor mu? Bu yasa derki; zeytinlik alanları için; içerisinde veya 3 kilometre yakınında tarımsal amaçlı tesisler dışında bu alanlara zarar verici hiçbir tesis yapılamaz. Bu yasa halen yürürlükte. Buraya mermer ocağı kurulamaz. Yasa ortada açık halde dururken bu maden ocakları bu cüreti nereden ve kimden alıyor? Arkalarında kim var? Projenin gerçekleşmesi verimli ovalarımıza, doğal güzelliklerimize insan sağlığına ihanet olur.” dedi.
“TOZ VARSA, YAŞAM YOK”
Madenciliğin en büyük risklerinden bir tanesinin toz olduğunu söyleyen Sındır sözlerine şöyle devam etti: “Maden ocaklarında yapılan çalışmalar ve kamyonlar nedeniyle yoğun toz çıkmaktadır. Kalkan toz bitkiye, yaprağa geldiğinde bitkinin suyunu, özünü çeker alır. Toz bitkinin solunum yaptığı gözenekleri tıkar ve bitkinin üstünü kapattığı için fotosentez yapmasına da engel olur. İnsan sağlığı için de, hayvan sağlığı için de toz büyük bir risktir. Havada asılı kalan toz doğrudan akciğerlerimize gider astımdan, kansere kadar her türlü hastalığa neden olur. Toz varsa, yaşam yok” dedi.
Sözlerine İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunu eleştirerek son veren Sındır, “yeraltı zenginliklerimiz denilerek madencilik faaliyetleri amacıyla yapılan arama ve işletme ruhsatlarına yönelik hemen hiçbir talep geri çevrilmemiş, Çevresel Etki ve Değerlendirme olumlu raporu verilmiş, ama bu rapor mahkemece çevresel kaygılarla iptal edilmiş. Fakat Bakanlığın 2009/7 Genelgesi uyarınca İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu toplatılarak her halükarda yine de mermer ocağının önü açılmış” dedi.
İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır hazırladığı soru önergesinde, Mermer Ocağı projesinin bölgenin eko-turizm, agro-turizm, tarım üretimi ve kültür turizm potansiyeline vereceği zararlara da dikkat çekerek Bakana şu soruları yöneltti:
1. Şirince ve Belevi köyleri arasında yapılması planlanan “Mermer Ocağı” projesinin uygulama, işletme ve hafriyat alanları ne büyüklüktedir?
2. Proje kapsamında ocakta, ocak çıkışında üretimde uygulanacak prosesler ve işlemler (alan temizleme, ağaçların kesilmesi, patlatma, taşıma, kırma, eleme ve bunlar dışındaki diğer işlemler) nelerdir?
3. Üretim işlemlerinin çevreye olası etkileri (toz, gürültü, trafik, görüntü kirliliği, vb) nelerdir?
4. Projenin ÇED olumlu raporu bulunmakta mıdır? ÇED gerekli değildir kararı alınmış ise gerekçeleri nelerdir?
5. Bu alanda kesilmesi planlanan ağaç tür ve sayısı ne kadardır?
6. Proje alanının flora ve fauna özellikleri, endemik bitki türlerinin varlığı nedir ve proje uygulaması ile ne duruma gelecektir?
7. Şirince ve Belevi köylerinde yapılması planlanan Mermer Ocakları Arama ve İşletme Projesi’nin bölgedeki tarım arazilerine ve zeytinlik alanlara mesafesi nedir?
8. 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’nun 20. Maddesi ve bu Kanun’a dayanılarak hazırlanmış ilgili yönetmeliğin 23. Maddesi gereğince; “zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede zeytin ağaçlarının bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyevi atık, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.” denilmektedir. Söz konusu işletme ruhsat alanı bu kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun mudur?
9. Bölgenin tarımsal yapı ve üretim verileri nelerdir? Projeden doğrudan etkilenecek tarımsal üretim alanları; üretim, verim, çeşitlilik ve alan itibarıyla ne boyuttadır?
10. Bölgede kültürel üretimi yapılan hayvancılık varlığı nedir?
11. Mermer Ocakları Arama ve İşletme Projesi hangi firma tarafından üstlenilecektir? Proje süresi sonunda alanda yapılmış olacak tahribatın ortadan kaldırılması amacıyla bir Rehabilitasyon projesi var mıdır?
12. Projenin yerleşim yerlerine yakınlığı nedeniyle içme sularını gerek kirlilik gerekse yeterlilik anlamında olumsuz etkilemesi söz konusu olacak mıdır? Bunun denetimi ve önlenmesi için ne gibi önlemlerin alınması düşünülmektedir?
13. Bölgenin özellikle eko-turizm, agro-turizm, inanç turizmi potansiyelinin çok yüksek olduğu ve bu amaçla çok sayıda yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda Selçuk ilçemizin söz konusu turizm potansiyeli hiç düşünülmemiş midir? Bölgeyi yılda kaç kişi ziyaret etmektedir? Sekteye uğraması muhtemel bölge turizminin yerel halkın ekonomisine etkilerinin boyutu ne düzeyde olacaktır?
14. Başta insan olmak üzere doğamızdaki tüm canlıların yaşamı için gerekli olan temiz havanın, suların, topraklarımızın kirlenmesi ve yok olmasının hükümetinizce bir önemi var mıdır?
15. 2000 yılından bu önergenin verildiği tarihe kadar ülkedeki orman varlıklarımızın, akarsularımızın, göllerin, sulak alanlarımızın envanteri yıllar itibarıyla nedir?