Taşeron şirket işçilerinin kadroya geçirilmesi ile ilgili olarak belirsizliklerin hala sonlanmadığını, hükümetin şeffaflıktan uzak, sendikaların taleplerini görmezden gelen anlayışını sürdürdüğünü belirten CHP Milletvekili Purçu, belediye hizmetlerinde çalışan işçilerin hayal kırıklığı ve tedirginlik yaşadığını, çıkarılacağı söylenen taşeron yasasının tüm emekçileri kucaklayan ve güvence altına alan bir yasa olmaktan çok işçilerin kaderinin ve kadrolaşmasının belediye iştiraklerine ve inisiyatife dayanan bir anlayışla hayata geçirilmesinin yanlış olacağını söyledi.
İzmir Milletvekili Özcan Purçu ile çay içip sohbet eden Konak Belediyesi’ne bağlı çalışan temizlik işçileri, sürecin gidişatı hakkında bilgi edinmek istediklerini, belirsizliğin kendilerini ve ailelerinin geleceğini zor duruma soktuğunu, belediye şirketlerinde çalışan taşeron işçiler olarak, yasa kapsamı dışında kalmak istemediklerini iletti. Taşeron işçiler, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla hükümetin düzenlemesinin tüm emekçilerin haklarının ve güvenceli istihdam koşullarının sağlanmasına yetmeyeceğini gördüklerini, sürecin şeffaf bir şekilde sendikalarla gecikmeden görüşülerek kamuoyuna açıklanması gerektiğini ve hakların tüm taşeronlar için güvenceliliği kapsamasını talep ettiklerini dile getirdi.
TBMM’de taşeron işçilerin hakkını sonuna kadar savunacaklarını vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Purçu şunları söyledi:
“Merkezi yönetimlerde çalışan yaklaşık 450 bin taşeron işçi, yerel yönetimlerde çalışan yaklaşık 400 bin işçi, 4-C statüsünde çalışan 25 bin geçici personel ve 23 bin mevsimlik işçi taşeron yasa teklifini bekliyor. CHP Emek Büroları tarafından Taşeron İşçi Çalıştayı geçtiğimiz ay içerisinde yapıldı ve hükümete bir kez daha çağrıda bulunuldu. Sendika yetkilileri, hükümetin belediye şirketlerinde çalışan yüzbinlerce işçiyi kadro sürecinin dışına ittiğini savunuyor, belediye hizmetlerindeki taşeron şirketlerde çalışan yaklaşık 400 bin işçiyi de belediye şirketlerine göndererek taşeronluğun bitmediğini ısrarla ifade ediyor. CHP Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu asgari ücret net 1500 TL olacak dediğinde hükümet yetkilileri “parayı nereden bulacaksınız?” diyordu. Emekçinin daima yanında olan CHP, ana muhalefet partisi olarak hükümeti yönlendirip asgari ücretin artmasını sağladı. Elbette bu yeterli değil. Genel Başkanımız asgari ücretin en az 2000 TL olması gerektiğini ifade etti. Amasız, fakatsız, ayrımsız kadro sözü tutulmalıdır. Tüm taşeronların, emekçilerin alınterinin karşılığı verilene dek CHP olarak mücadelemiz her platformda sürecektir.”