Karataş, Çeşme’de yapılması planlanan 412 konutluk proje sahibinin Muhittin Dalgıç olduğunu ancak Belediye Başkanı M. Ekrem Oran’ın bu projeyi kendi projesiymiş gibi sunduğunu söyledi. AK Parti Çeşme İlçe Başkanı Av. Yeliz Karataş yaptığı açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
“İlçemizde hem yerel ve hem de genel yönetimce yapılmış sosyal konutlar vardır. Olur da yapılırsa, bu 412 konutluk proje ilçemiz için bir ilk, buna ilişkin alınan karar da tarihi bir karar olmayacaktır. Tarih, 4 binden fazla vatandaşımıza en konforlu koşullarda yaşama imkânı sunan TOKİ Reisdere projemiz gerçekleştiğinde yazılmıştır!Bu projenin hayata geçirilmesine en çok sevinecek kişilerden biri benim. AK Parti İlçe Başkanı olarak da sosyal konut projesinin hayata geçirilmesi için her türlü desteği vereceğim. Ama şu var ki, Başkan Oran’ın, projeyi kendisininmiş gibi sunmasını, Çeşmemizde ilk defa sosyal konut yapılacakmış gibi “tarihi bir karar” olarak nitelendirmesini, oylamayı tüm meclisi ayağa dikerek yaptırmasını, vatandaşları almadığı, girebileni zabıta marifetiyle çıkarttığı ve bu sebeple soruşturma geçirdiği meclis salonuna tüm ilçe örgütünü sokup, onların abartılı “bravo” nidaları ile kendini alkışlatmasını hayretle karşıladım. Söz konusu parseller zaten sosyal konut yapılmak üzere Çeşme Belediyemiz’e geçen parsellerdir. Buraya başka bir amaçla çivi dahi çakılamaz. Bu parsellerin amacına uygun kullanılacak olması, mecliste gösterilmeye çalışıldığı gibi bir lütuf değil; zaten yapılması gerekendir.Başkan Dalgıç’ın projesini kendi projesi gibi sunuyor. Bu proje kendisinin değil, bir önceki Belediyemiz Başkanı Muhittin Dalgıç’ın projesidir. Oran en iyi yaptığı şeyi yapıp yine hazıra kondu. Oysaki seçildikten sonra bu projeyi iptal edip, Dalgıç’ın kurdurttuğu kooperatifin yüzlerce üyesini açıkta bırakıp, 1.100 konut yapacağım demişti. Mademki Başkan Dalgıç’ın 412 konutluk projesi üzerinden gidecekti de neden 2,5 yıl bekledi? Yoksa bu, sadece bir seçim yatırımı mı?
Sosyal konut projesinin oylandığı mecliste konu yine bir türlü hazmedemedikleri TOKİ’ydi. Şartları tutsa bile inandığı davaya en ufak bir gölge düşmesin diye TOKİ’ye başvurmayan kıymetli ve fedakâr dava arkadaşlarımın, aradan yıllar geçtikten sonra bile hala yalan bir algı siyasetine kurban edilmesine asla müsaade etmeyeceğim. Bence Başkan Oran benim emektar teşkilatıma iftira atmayı bırakıp, siyasetini kendi hizmetleri üzerinden yapsın.
Alkışa son, hizmete gaz versin ! Halka hizmetkâr olmaya adanmış AK Parti Çeşme İlçe Teşkilatı, vatandaşımızın sosyal konut talebini Ankara’ya taşıdığında, bu ilçeyi gece kulüplerinden çıkmayan üst gelir grubundan ibaret sanan, “Çeşme’de dar gelirli mi var?” diyerek bahçıvan, bekçi, komi veya garsonlukla geçimini sağlayan dar gelirli vatandaşlarımızı yok sayan o istemezukçu zihniyet, engel olmak için elinden geleni yaptı. Ama AK Parti vazgeçmedi. Teşkilatımızın fedakar çabaları olmasaydı bugün tüm ülkede yerel mimari dokusuyla örnek gösterilen eşsiz TOKİ’miz olmayacaktı.
O dönemin belediye başkanı “boşuna heveslenmeyin, bu projeyi yaptırtmam, su bile bağlamam, paranız boşa gider” diye vatandaşı tehdit ederken, Başkan Oran da bu yapturmazukçu örgütteydi. Şimdi kalkmış sanki ilçemiz dar gelirli vatandaşları için ilk sosyal konutu kendi yapıyormuş gibi ayakta alkışlatıyor. Hafızalardan unutturmaya çalıştıklarını hatırlatmam gerekirse; TOKİ talep formları başta kaymakamlık, muhtarlıklar ve bu devasa projeye inanan herkesçe her yerde dağıtılmıştı. Başvuru formlarını dağıtan ve başvuruları kabul edense sadece Çeşme Kaymakamlığıydı.
Ayrıca vatandaşlarımız borcunu bitirip tapusunu almışsa, evini ister satar isterse kiralar. Bugün satılan ve kiralanan evlerden bahsedip yanlış bir algı yaratmaya çalışan Başkan Oran kadar, TOKİ’deki vatandaşlarımızın gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığının tartışmalı olduğunu söyleyen Bağımsız Meclis Üyesi Sn. Hüseyin Özen’i de kınıyorum.
Buradan hem Sosyal Konutçu Oran’a, hem Bağımsız Özen’e ve hem de benzer iddia sahiplerine seslenmek istiyorum. Elinizde iddianızı kanıtlayacak delilleriniz varsa; gidip ihbar edin. Suçu bilen herkes için ihbarda bulunmak bir vatandaşlık görevidir. Adliyenin de Kaymakamlığımızın da yeri belli. Oralara gitmek istemiyor musunuz? Buyurun benim makamıma. O da mı uymuyor 20 yılı aşkındır avukatlık faaliyetimi yürüttüğüm ofisime gelin. Beni bilgilendirirseniz, ihbarı bizzat ben de yaparım. Ne adli, ne idari mercilere gitmeyecek; ne başkanlık makamıma ne ofisime gelmeyecekseniz de orada oturan tüm vatandaşlarımızı ve başvuruları alıp değerlendiren idari makamlarımızı töhmet altında bırakmamak için artık susun.”