FOX TV’de yayınlanan 'Demokrasi Meydanı' programına konuk olan Millet İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Tunç Soyer, kampanya sürecinden projelerine kadar bir çok başlıkta önemli açıklamalarda bulundu.
Soyer’in konuşmasının satır başları şöyle:
Kampanya güzel keyifli geçti. Tatlı bir telaş… Çok yorgunluk verici ağır bir tempo vardı. Ancak çıkıyorsunuz otobüsün, TIR’ın üstüne insanların gülen yüzlerini görüyorsunuz, ne yorgunluk ne uykusuzluk kalıyor.
İnsanların güler yüzünü umudunu görünce ‘aman’ diyoruz... Buna toz kondurmamak lazım. İnsanların ümidini yeşertmesi kolay kolay olmuyor. O nedenle sımsıkı korumak lazım. Bunun sorumluluğunun omuzlarıma bindiğini düşünüyorum.
İzmir’i iyi tanıyorum. EXPO sürecinde İzmir’i bütün dünyaya anlatmaya çalıştık. İzmir’i dışarıda anlatırken de farklı yönlerini keşfediyorsunuz.
5 gün bir an önce geçsin, 1 Nisan gelsin harıl harıl çalışalım. Lafı bir kenara bırakalım. Burada canla başla aşkla çalışmamak için hiçbir sebep yok. Muazzam potansiyel var. Bunları harekete geçirmek heyecanı muazzam verici... Aynı duyguları 10 yıl önce Seferihisar’da yaşıyordum. Seferihisar istiridye içinde bir inciydi.
2004-2018 yılları arasında İzmir 477 milyar merkezi hükümete aktarmış. Merkezi hükümet İzmir’e bu süreçte 117 milyar vermiş. 3 misli fark var arada. İzmir aldığının 3 katını devlete aktarmış. İzmir karşılığında az almış. Helali hoş olsun. İzmir’in kaynağı millete gitmiş. Ancak İzmir çok daha fazlasını hak ediyor. İzmir’e haksızlık var. Kabul edilebilir değil...
EXPO sürecinde devletin bürokratlarıyla çalıştım. O süreçte iyi öğrendim. Asla kavga polemik olmayacak. İzmir kent vizyonu tasarısı hazırladık. İzmir geleceğini nasıl şekillendirecek neler yaşayacak projeleri neler olacak bunları hükümetle birlikte yapacağız. Bunlar şahsi projelerimiz değil İzmirlilerin projeleri… Bu kent için kiminle ne konuşacaksak kimle ne görüşeceksek yapacağız.
Türkiye artık başka bir siyaset kültürü arıyor. Akşam eve misafirimiz geldiğinde baş köşeye oturturuz. Biz buyuz. Kadim bir kültürümüz var. Şimdi bu dil bize yakışmıyor. Bizi birleştiren çok daha fazla sebep var. Ekonomik krizler siyasi krizler… Ancak birlik olursak daha kuvvetle başa çıkarız.
Tarım politikalarında hatalar yapılıyor. Girdi maliyetlerini aşağı çekeceğiz. Gübre kooperatifi yem kooperatifi kuracağız. Büyükşehir’in makine parkı olacak. Vatandaşın traktörü yok buradan tedarik edecek. İkinci olarak Büyükşehir üreticiden sütünü almış sebzesini meyvesini almış. Biz bu rakamı 4 katına çıkartacağız önümüzdeki 5 yılda. 135 bin haneye günlük taze süt gidiyor. Ücretsiz. 135 bin rakamını 250 bine çıkartacağız. Bu kooperatif vasıtasıyla yapıldı. Büyükşehir kooperatiflerden sütü satın aldı. İhtiyaç sahibi vatandaşla büyüttü. Biz ölçeği büyütüyoruz. Sadece rakam olarak değil. Sebze ekmek balık çok çeşitli ürünlerde yapacağız. ‘Sen yeter ki üret biz onu alacağız vatandaşla buluşturacağı’ diyeceğiz. Esnafla birlikte yapacağız. Balık halimiz var. Günlük taze balığa ulaşamayanlar var. Vatandaşa halk balık adı altında günlük taze balıkla buluşturacağız denize kıyısı olmayan yerlerde. Üreticiyi yaşatıyorsunuz, kentliyi sağlıklı temiz ürünlerle buluşturuyorsunuz. Rakamları aşağı çekiyorsunuz. Biz refahı büyüteceğiz bu şehirde. Nasıl büyür. Üreterek büyür. Sanayide üreteceğiz. Yatırım yapmak istiyor. Arazi bulamıyor. Arazi bulacağız, üreteceğiz. İzmirli rahat olsun ürettikçe ne kriz ne işsizlik ne yoksulluk kalır.
İzmir esnaf şehri... Kentin 4’te 1’i esnaf ve ailesi. Esnafla rekabet etmeme gibi temel ilkemiz olacak. Esnafın talepleri makul ve mütevazi. Büyükşehir kırtasiye yardımı yapacaksa İzmirli esnaftan almalı diyor. İşçisine giysi alacaksak İzmirli esnaftan alsın diyor. Bunu yapacağız.
İzmir demokrasinin kalesi. Birlikte yaşamayı paylaşmayı başarmış bir kent. Benim ağzımdan İzmirli, ‘en çok ben bilirim en çok ben seviyorum bu şehri’ diye bir cümle duymayacak. Herkes en az benim kadar seviyor bu kenti. Bu kentle ilgili fikri var. Benim mega projem herkesin içinde taşıdığı sevgiyi fikirle buluşturmak ve ortak bir İzmir aşkı yakalamak. Aksi takdirde dar bir çerçeveyle olmaz.
‘Devlet baba’ deriz ya. Zaman zaman kızar bize öfkelenir sertleşir. Bizim belediye anamız olacak. Büyükşehir ana olacak. Analar evlatlarını ayırmazlar. Büyükşehir İzmirlilerin anası olacak. Kimseyi birbirinden ayırmayacak. Ana olacak kucaklayacağız büyüteceğiz. Bunu yaparken kadınlardan başlayacağız.
Hava çok pozitif. Gerçekten rakamlarla işimiz yok. Bütün İzmirlilere hizmet vereceğimiz bir zemin hazırlayacağız.
Büyükşehir adaylıklarında ilçe belediye başkanlarının tercih edilmesi doğru tercih. Yerel siyasetle genel siyaset arasında uçurum var. Yerelde dokunmanız lazım. Gerçekten derde derman olmanız lazım. Bunu merkezde yapamıyorsunuz. Genel siyasete çok daha farklı işliyor. Genel siyaset yapanın da yerel siyaset yapması zordur.
Mutlaka 31 Mart’ta sandık başına gitmek lazım. Gitmekte yetmiyor sandığa sahip çıkmak lazım. Bütün dünyaya güçlü bir mesaj vermiş olacağız.