Millet İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, Balçova Termal Otel’de muhtarlarla bir araya geldi. Toplantıya, Çeşme Kent Konseyi Mahalle ve Muhtarlar Meclisi Başkanı Rasim Özgül, Ilıca Mahallesi Muhtarı Kamil Baykal, Germiyan Mahallesi Muhtarı Şadan Kaya, Sakarya Mahallesi Muhtarı Fatma Avşaroğlu, Çakabey Mahallesi Muhtarı Birnaz Kopar Özer, Ardıç Mahallesi Muhtarı Eyüp Odabaş ve Altınyunus Mahallesi Muhtarı Mehmet Kurşun da katıldı.
Köyden mahalleye dönen yerlerin muhtarlarıyla ve köy muhtarlarıyla iki ayrı grup olarak toplanacaklarını söyleyen Soyer, “Köy muhtarlarıyla ve mahalle muhtarlarıyla ayrı gündemlerle buluşacağız. Çünkü sorunları da çözümleri de ayrı. Ayrıca bir kırmızı hat kuracağız, doğrudan doğruya muhtarlarımız saniye beklemeden Büyükşehir Belediyesi’ne ulaşıp derdini anlatabilecek” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Muhtarlar Masası’nı Muhtarlar Bürosu’na dönüştüreceklerini de söyleyen Soyer, “Seyyar makam da olacak. Muhtarlar belediyenin kapısının önünde beklemeyecek. Biz onların yanına gideceğiz” dedi.
Millet İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, Balçova Termal Otel’de muhtarlarla buluştuğu toplantıda sözlerine şöyle başladı: “Anadolu, Türkiye’nin en kadim kültürlerinden biri. İnsanoğlunun göçebe hayattan yerleşik hayata geçtiği ve tohumu keşfedip yerleşik hayatı başlattığı ilk coğrafya. İnsanın elinden tohumun toprağa düştüğü, tarımın başladığı, ilk köylerin kurulduğu topraklar burası. Bu, beraberinde köy yaşamını ve köyün liderlerinin ortaya çıkmasını sağlamış. Ama ne oldu? 16 bin köy bir gecede kapatıldı, mahalle oldu. Böyle olunca hizmete daha kolay erişirsiniz, çünkü kentlisiniz dediler. İyi güzel de, o hizmeti sen yine götür. Onun için mahalleye çevirmeye ne gerek var? Bunun sırrı anlaşılamadı. Ama ne oldu biliyor musunuz? Mahalleye dönüştürülen köylerin vatandaşları emlak vergisinin, çevre temizlik vergisinin muhatabı olmaya başladılar. Köylerde de tarım yapılamaz hale geldi. Çünkü bir vatandaş, ‘Komşum bir gübre tankı yaptı, çok pis kokuyor, belediye olarak kaldır onu’ dese, belediye zabıtayı gönderecek cezayı yazacak. Nasıl sen Karşıyaka’da, Bostanlı’da ahır yapamazsın, aynı yasaya tabisin. Oysa köyde küçük üreticinin tarım yapamaz hale gelmesinin bu memleket için ağır bir vebali var. Küçük üreticiyi yok ettiğiniz takdirde, bu milletin kolunu kanadını kırıyorsunuz demektir. “
“Bu hikayeyi İzmir’den değiştireceğiz”
Tarımı İzmir’den güçlendirerek Türkiye’ye örnek olacaklarını söyleyen Soyer, “Neyse ki biz çaresiz değiliz” dedi. “ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’de tarımsal kalkınma konusunda iyi bir hikaye yazmaya başladı. Alım garantili üretim başladı ve çok da iyi sonuçlar verdi. Biz özellikle alım garantili üretimi büyüteceğiz. Üreticimizden aldığımız ürünü beş yıl içinde dört misli artıracağız. Girdi maliyetlerini düşürecek desteklerde bulunacağız, gübre kooperatifi kuracağız, yem kooperatifi kuracağız. Makine ekipman parkını büyüteceğiz. Mutlaka kooperatifler vasıtasıyla ürün alacağız. O nedenle köylerimizde, mahallerimizde ne kadar kooperatif varsa onları canlandıracağız, güçlendireceğiz. Kadın kooperatifi varsa çok daha güçlü destekleyeceğiz. Tarım işleme tesisleri kuracağız. Yani tarım ürününü işleyecek, dönüştürecek tesislerimiz olacak. Ürün destekleri vereceğiz. Şu anda İzmir Büyükşehir Belediyesi 134 bin haneye süt dağıtıyor, biz bunu Halk Süt uygulamasıyla 250 bin haneye çıkartacağız. Tek bir kooperatiften süt almayacağız, İzmir'de ne kadar süt kooperatifi varsa hepsinden alacağız. Halk Gıda adıyla üreticimizin sebze meyve ürünlerini, Halk Et adıyla üreticimizin hayvansal ürünlerini, Halk Ekmek adıyla üreticimizin tahıl ürünlerini, Halk Balık adıyla deniz ürünlerini alacağız. Tüm bunları birlikte yapacağız.”
“Kırmızı hat kuracağız, doğrudan doğruya muhtarlarımız Büyükşehir Belediyesi’ne ulaşıp derdini anlatabilecek”
Sözlerine, “Siz mahallelerimizin refahını büyüten liderler olacaksınız. Demokrasiyi büyüterek refahı büyüteceğiz” diye devam eden Soyer, şöyle konuştu: “ Yönetin anlayışımız şu: İki ayrı grup halinde muhtarlarımızla düzenli olarak çalışmaya devam edeceğiz. Köyden mahalleye dönen yerler, hala köydür ve biz onlara köy olarak sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü orada tarımsal üretim devam etmeli. Köy muhtarlarıyla ayrı bir gündemle buluşacağız, mahalle muhtarlarıyla ayrı bir gündemle buluşacağız. İkisini ayırmak zorundayız. Çünkü sorunları da çözümleri de ayrı. Bunu ayırmazsak bir kaos üretiriz. İzmir Büyükşehir Belediyesi Muhtarlar Masası’nı Muhtarlar Bürosu’na dönüştüreceğiz. Bir kırmızı hat kuracağız, doğrudan doğruya muhtarlarımız saniye beklemeden Büyükşehir Belediyesi’ne ulaşıp derdini anlatabilecek. Seyyar makam olacak. Bu seyyar makam, Büyükşehir Belediye Başkanı hangi köye gidecekse o köyle ilgili bürokratlarını da yanına aldığı bir otobüs olacak. Biz köye otobüsle geleceğiz, köyde muhtarımız kimi topladı ise o bürokratlarla yüz yüze konuşacaklar. Sizler belediyenin kapısının önünde beklemeyeceksiniz. Biz sizin köyünüze geleceğiz.”