Ak Parti'den 'referandum' startı...

AK Parti İzmir İl Teşkilatı, 16 Nisan’da gerçekleşmesi kesinleşen anayasa değişikliğinin tarihi referandumu için kentteki resmi startı verdi.

Propaganda sürecinde yürütülecek kampanyaya ilişkin fikir alışverişinde bulunmak amacıyla geniş katılımla düzenlenen zirve gerçekleşti.

Kaya Termal Otel’de düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısına Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Nükhet Hotar, İl Başkanı Bülent Delican, milletvekilleri, belediye başkanları, meclis üyeleri, ilçe başkanları ve çok sayıda partili katıldı.

HOTAR’DAN MESAJ YAĞMURU!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Nükhet Hotar yaptığı konuşmada yeni sistemin getireceklerini anlatırken geçmişten örnekler verdi. Hayır kampanyası yürüten CHP ve HDP’ye yüklenen Hotar, MHP ve Devlet Bahçeli’ye teşekkür etti.

YÜZDE 99.9’U YALAN!
Hotar, “Süreç başladığından beri bazı illere gittik geldik, bundan sonra da devam edeceğiz. Fakat İzmir’de gördüğümüz coşku ve heyecanı hiçbir yerde görmedik. İzmir’de ‘16 Nisan bir an evvel gelse, sandıklar açılsa, ülkemize nasıl sahip çıktığımızı bir gösterelim’in heyecanını çok yüksek gördüm.  16 Nisan’a kadar işiniz hem kolay hem zor… Zor tarafı, muhalefetin başlattığı ‘hayır’ kampanyasında bir takım söylemler karşılık görmüş gibi görünüyor. Bu karşılık bulmuş görünen şeylerin yüzde 99.9’u yalan ve yanlış” dedi.  

REJİM ATATÜRK’LE BELİRLENDİ!
“Türkiye tam demokrasi yolunda büyük bir adım atmaktadır” diyen Hotar geçmişten örnekler verdi ve “2007’de temeli atılan sistemin tamamlanması çok önemlidir. Ülkenin getirdiği bir sistem vardı, 2007’de bir hukuk faciası yaşandı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birtakım engeller hukuksuzca ortaya kondu. Bu sistemde rejim değişikliği olmadığı gibi rejime olan bağlılık artmaktadır. Türkiye’nin rejimi 1923’te Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyeti ilan etmesiyle belirlendi. Bugüne kadar geldi bundan sonra da inşallah devam edecek.  Halka karar alma gücü verilmektedir.  100 bin imza toplayan herkes aday olabilecektir.  Hayırcılara, ‘Hayır deme kolaycılığını yaşamak yerine eğer siyasi parti mensubuysanız lütfen genel başkanınıza söyleyiniz aday olsun. Bu yarışa girsin, çalışın, seçim kazansın, hatta cumhurbaşkanı olsun. Neden oturduğunuz yerde hayır deme, yalan yanlış bilgiler ortalığı karıştırma niyetindesiniz? Bu sistemde cumhurbaşkanının adı yazmıyor ki, sadece belirleme sistemi. Doğruları karalama hakkınız yok’ demeliyiz” açıklamasını yaptı.

VATANDAŞLARI İTHAM ETMEMEMİZ GEREKİYOR!
“Yasama yargı ve yürütme kendi içinde güç yoğunlaşmasına sahip” sözleriyle konuşmasına devam eden Hotar, parti mensuplarının hayırcı kesimle teması konusunda uyarılarda bulundu. Hotar, “Ancak bu hiçbir kurumu birbirinin üzerine getirmiyor. Bu bir reform başlangıcı, yeniden diriliş hareketidir. Türkiye dünyanın en gelişmiş 10 ülkesinden biri olma yolunda emin adımlarla yürüyor. Hedeflerimiz, hayallerimiz, bu ülkeye yönelik ideallerimiz var. Bunlar böyle bir değişikliği getirmektedir. Bu referandum bunun için de çok önemlidir. Söz milletin, karar da milletin… Bize düşen buna uymaktır. Biz millete doğrusunu anlatır, ne derse ona uyarız.  Burada sizden özellikle rica ettiğim önemli bir konu var. Hayır diyen FETÖ’cü ve bölücü unsurları hatırlatmak ama hayır diyen vatandaşları itham etmememiz gerekiyor. Bu bizim yetkimiz ve haddimiz değildir. Kimler hayır diyorsa bunları hatırlatacağız. Bölücü terör örgütünün önde gelenler, hayır diyoruz diyor. Başka hayır örneği vermem gerekmez. Bu örgütlerin adını sayarak reklam yapmayın. Birisi FETÖ’cü birisi bölücü. Bunların hayır dediğini hatırlatmak görevimizdir. Bunların hayır dediğine bir vatandaş da hayır diyorsa ya bir bilgi eksikliği vardır, ya biz ulaşamamışızdır, ya doğruları anlatamamışızdır, ya da canı öyle istiyordur. Ama bizim hayırcıları hatırlatıp doğruları anlatmamız lazım” dedi.

AK PARTİ GİTSİN ANLAYIŞI İÇİNDELER!
Hotar, “15 Temmuz darbe girişimini unutmadık, unutturmayacağız. Eğer başarılı olsaydı ne olurdu? Bunu çok konuşmuyoruz. Şu an burada olur muyduk? Hayatta olur muyduk? Ülkemiz kaça bölünmüştü? Kimler yönetiyordu? Bunları yeterince konuşmuyoruz. Tüm bunlara sahip çıkmamız için 15 Temmuz’u daha sık düşünmemiz lazım.

Muhalefet sisteme hayır demenin kolaycılığını yaşamakta… Muhalefet ne yapar? İdealini, hayallerini anlatır. Aklına geleni söyler. Biz muhalefetin bu tavrına yıllardır alıştık. Aslında demokrasilerde gereken güçlü bir muhalefettir. Eleştiren, öneri getiren, iktidarı takip eden denetleyen bir muhalefet yok. Biz bu muhalefetten memnunuz orası ayrı… AK Parti gitsin yeter anlayışı içindeler. Muhalefet oy veren kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Bu bir genel seçim değil. Bu Türkiye’nin gelecek meselesi. Demokrasinin tam ve kesintisiz olmasıyla ilgili. Partiler üstü düşünün. Kafanıza takılanı gelin bize sorun, okuyun, araştırın. Bunları yapanlar biz hayır verenleri anlayamıyoruz diyorlar” diye konuştu.  

DEVLET BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR, CHP VE HDP’YE ELEŞTİRİ
Hotar, “Bu yolda bize destek veren adı gibi bir devlet duruşu sergileyen Devlet Bahçeli ve MHP’li kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Onlar da tüm siyasi kaygılarının ötesinde, ülke millet bilincinde devletini düşünerek, FETÖ tehlikesini yaşamış olmanın bilinciyle bu işte destek verdiler.  Mutlaka pozitif ve yapıcı bir dil kullanmamız lazım. Bizim kültürümüz zaten bunu bize gerekli kılar. Ama bu noktada daha yumuşak olmak, herkesin gönlüne girebilmek, kapısını çalmak, duasını sonra da evet oyunu almak hepimizin hedefi olmalıdır.  Hayır kampanyasını yürütenler kendilerince espri anlayışı içinde. Ters çevirdiğinde ülkenin önüne ne kadar tehlikeli bir yolu getirdiklerini görebilirsiniz. Hakaret içinde olduklarını da görebilirsiniz. Özellikle CHP ve HDP’nin ülkenin birliği geleceği için bir kaygısı olmadıklarını şahidiyiz. Kendi yöneticileri de 6-7 kez seçim kaybetmiş olmanın sıkıntısını yaşıyor. O onların iç sorunu ama biz oy verenlere ulaşmak istiyoruz. Kendi koltuklarını düşünen bu yöneticiler daha da yüksek bir koltuğu hedefleyebilirler. Onların ürettiği yalan ve çarpıtmaları doğrularıyla değiştirmekle yükümlüyüz” açıklamasını yaptı.

TUTTURMUŞLAR TEK ADAM…
Hotar, “Tutturmuşlar tek adam… Şu anda kaç tane cumhurbaşkanımız var? Bir tane… Diğer ülkelerin kaç cumhurbaşkanı ya da başkanı var? Hepsinin bir tane… Tek adamı bu anlamda kullanıyorlarsa, tabi ki tek yönetici olur. İki tane aynı yetkiye sahip pilot uçak düşürür, iki kaptan gemi batırır. Kaos olur. Cumhurbaşkanını şu an kimse yargılayamaz. Ama getirdiğimiz sistemde her türlü suçtan yargılanması söz konusu. Tek adam denilen cumhurbaşkanını çok daha kısıtlayıcı yeni önerimiz var. Bu neden yapılıyor? Sayın Cumhurbaşkanımız için diyorlar, senden sonra ne olacak? O da ‘Allah bilir, halk bilir’ diyor. İş o noktaya geldiğinde sistem oturduğu zaman kendi liderini zaten çıkaracaktır. Asıl kişiye bağlı olmaktan çıkarılan sistem o zaman oluşacaktır” diye konuştu.

BUNA ASLINDA BİZİM İTİRAZ ETMEMİZ LAZIM
Hotar, “‘Cumhurbaşkanı istediği zaman meclisi feshedebilir’ diyorlar. Fesih, hukuki bir kavramdır, bir kurumu ortadan kaldırmak anlamına gelir. Meclisimiz ilelebet yaşayacaktır. Burada söz konusu olan seçim yenilemedir. Cumhurbaşkanı ve meclis arasında bir uyumsuzluk olduğunda, cumhurbaşkanı meclisi seçim yenilemeye götürebilir. Ya da meclis cumhurbaşkanı seçiminin yenilenmesini isteyebilir. Cumhurbaşkanının 2 hakkı var. Bir daha seçim isterse bir hakkı gitmiş olacak. Bunun neresine itiraz edilebilir? Buna aslında bizim itiraz etmemiz lazım” dedi.

2 MİLYONLUK FATURAYA GÖNDERME!
Milletvekili sayısının 600’e çıkmasının nüfus artışıyla ilgisi olduğunu söyleyen Hotar, CHP’li Divan üyesi Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen’in basına yansıyan iletişim giderlerini faturasına göndermede bulundu. “Vekil maaşlarını nasıl verecekmişiz. Sizin divan üyenizin 2 milyonluk PTT masrafı bu 50 vekilin maaşını öder de artar bile. Gören de meclisin kuruşunu kılı kırk yararak harcıyorlar zanneder. Vekil maaşlarının nasıl ödeneceğini düşünüyorlar sanır. Lütfen bu aziz milletle dalga geçmeyin. Bu millet altın tartar gibi tartar da oyunu öyle kullanır” ifadelerini kullandı.  

BAKAN ÖZLÜ SİSTEMİ ANLATTI 
Toplantıda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, konuşmasında yeni sistemin neler getireceğini karşı iddialar üzerinden anlattı. Geçmiş krizlerden örnekler veren Bakan Özlü, “Bir referandum var. Önümüzde 57 gün var. Evet ya da hayır oyu kullanacağız. İki önemli konu var. Bu referandumda evet çıkması halinde koalisyon dönemlerine ebediyen son veriyoruz. Bundan sonra bir seçim olacak ve kazanan cumhurbaşkanı hükümeti kuracak. İkincisi cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasındaki anlaşmazlıklara son verecek olması diğer önemli konudur. Tarihe bakın, Mustafa Kemal Atatürk’ün son dönemleri dahil her zaman cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında anlaşmazlık olmuş. Çok sayıda örnek sayabilirim.  Şimdiki sistem bir sorun meydana getiriyor. Bu yeni sistemde bu sorun ortadan kalkacak. Bu referandumun en önemli çıktısı budur. ‘Bu referandumsan sonra rejim değişikliği olacak diktatörlük gelecek’ diyorlar. Diktatörler seçimle değil darbeyle gelir. AK Parti 2002 yılında serbest seçimlerle geldi. 2002 akabinde her 4 yılda bir seçimler yaşadık. Bunlar Türkiye’de düzenli bir şekilde yapıldı. Bir diktatörlük olsa seçime gidilir mi? Külliyen yala. Buna kanmayın. Sistem değişikliği meydana geldiğinde rejimin değişeceği iddiası var. Bu da yanlış. Rejim 1923’te değişti ve cumhuriyet geldi. Bu bir hükümet sistemi değişikliğidir. Tek parti iktidarının önettiği güçlü iktidar değişikliğidir. Bunları tek tek anlatacağız. İzmir’de de güzel bir sonuç çıkmasını bekliyoruz. Sizlerin çok çalışacağınıza ve tek tek anlatacağınıza inanıyorum” diye konuştu.

KENDİLERİNİ İNKAR EDİYORLAR!
Programda açılış konuşmasını yapan AK Parti İl Başkanı Bülent Delican, “Bu Pazar günü buraya geldiniz. Bu da bir vatani görevdir. Bu fedakarlık için herkese teşekkür ediyoruz. İyi ki AK Parti’de siyaset yapıyorum.  Önümüze öyle bir gün geldi ki, anayasadaki çarpıklıkları düzelteceğiz. Bu tarihi bir fırsattır. Önceki dönemlerde ‘Gelin şu anayasayı değiştirelim’ demiştik. 60 maddede uzlaşıldı. Her partiden eşit temsilciyle bunlar yapıldı. Vesayet anayasasının değişeceğini anlayınca yan çizdiler. Bugünkü 18 madde o gün 59 maddenin içinde var. Kendilerini inkar ediyor acımasızca eleştiriyorlar” dedi.

BAYKAL’I HEDEF ALDI: BU MİLLET SANA BU LAFI YEDİRDİ Mİ?
Salondaki kalabalığa 18 maddeyi ‘Kimler okudu?’ diye soran Delican, partisinin bastırdığı kitapçığı göstererek maddeleri okudu.  CHP’nin ‘hayır’ kitapçığına eleştiri getiren Delican, CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal hakkında sert konuştu.

Delican, “Biz niye ‘evet’ dediğimizi anlatmışız. Onlar 30 yalan maddeyle hayır diyorlar. Kara propaganda buradan başlıyor. Sayın Baykal 2006’da cumhurbaşkanımıza ‘sen aday olmayı asla ağzına alma’ dedi. ‘Git ağzını çalkala, dişlerini fırçala’ dedi. Ey Baykal bu millet sana bu lafı yedirdi mi? Millete böyle büyük laflar edilmez. Atalarımız büyük lokma ye büyük laf etme demişler. Bunların felsefesi bu. Bu milletin adamına tolerans bile gösteremiyorlar. Ama milletimiz Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı olarak yüzde 52 oyla getirdi.  İnşallah seçilme süresi olduğu sürece bu millet bunu yapmaya devam edecektir” diye konuştu.

‘HAYIR’ DENİLECEK NE VAR?
Delican okuduğu maddelerin ardından, “Bu okuduğum maddelerde milletin bekası için ‘hayır’ denilecek ne var? Türkiye’nin geleceği için, daha demokratik bir sistem kurabilmesi için, Türkiye’nin dünya ligindeki hedeflerinin gerçekleşmesi için bu anayasaya ‘evet’ diyeceğiz” dedi. 



KALKAN’DAN İLGİNÇ ÇIKIŞ: CHP OLSAYDI DA REFERANDUMA GİDECEKTİK!
İzmir Milletvekili Necip Kalkan ise milletvekilleri adına konuşma yapmak için, ‘evet, evet, evet’ diyerek kürsüye çıktı. Kalkan yaptığı konuşmada ilginç bir açıklamaya imza attı ve “Ne söyleyeceğimi şaşırdım. Bu salonun şıklığını görünce, insan serçe olsa bülbül kesilir. Bu kalabalığa konuşmamak mümkün mü? Dünyada örnek bir hareket sergiledik. Bu hareket önce TBMM’de başladı. 316 vekilin tamamı oy verdi. Türkiye’nin sistemini değiştirmek için oy birliğiyle huzurunuza geldik. Yapacağımız iş referandum, halk oylamasıdır. Meclisteki oylamada CHP yanımızda girseydi de biz yine referanduma gidecektik. Biz halkın sesine kulak veren bir hareketiz. Dünyanın çivisinin çıkmış olduğu bir ortamda Türkiye yoluna devam ediyor. Devam ederken arkasındaki halka soruyor” diye konuştu. (Kaynak: Ege’de Son Söz)