İzmir Yarımada Talanını Durdur Koordinasyonu tarafından yapılan basın açıklamasında;
“YEREL YÖNETİMLERDE TALANA KARŞI DİK DURAN VE SERMAYEYE KARŞI DİRENEN,
KENT SUÇU İŞLEMEYECEĞİNİ TAAHHÜT EDECEK YÖNETİCİLER İSTİYORUZ…
YAŞAM ALANLARINI DOĞA, KÜLTÜR, TARİH, SANAT, TARIM, DENİZ, TURİZM, BİLİM VE YEREL DEĞERLERLE BÜTÜNLEYECEK YÖNETİMLER İSTİYORUZ…"
Yeni bir yerel yönetim seçimine doğru hızla yol alıyoruz. Büyükşehir kadar özellikle rantın büyük
olduğu sahil ilçelerinin yönetimlerinin ne olacağı da çok önemli.
Yerel yönetimlerin göz yumduğu kuralsız yapılaşmalar, kaçak inşaatlar ve kıyı işgalleri özellikle
sahil yerlerinin ortak derdi. Merkezi iktidar son dört yıldır Yarımada Turizm Projesi adıyla çok
büyük bir talan projesi üzerinde çalışıyor. Bu talana karşı geniş bir muhalefet bloğu ile mücadele
sürdürülüyor. Benzeri talanlar, kent suçları hem tarihi, hem doğal cennet olan tüm sahil
kasabalarımızda yaşandı, yaşanıyor. Doğaldır ki, bunun halkta bir karşılığı olacak. Bu da başkan ve
meclis üyelikleri için doğru adayların belirlenmesi noktasında tüm parti yönetimlerine büyük
sorumluluk yüklüyor. Seçime birkaç ayın kaldığı bu günlerde geçmişten ders çıkarılması,
kaçınılmaz bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor.
Yaşam alanlarının korunması için taraf olacak olan, ortak mücadele içinde olan ve bundan sonra da
gireceğinin işaretini veren adayların belirlenmesi çok önemli. İzmir’deki tüm partilerin başkan
adaylarını ince eleyip çok sık dokuyarak belirlenmesini beklediğimizi ifade etmek istiyoruz.
Bizler özellikle rant kavgasının fazla olduğu ilçelerde kentliyle tartışılmamış, masa başında proje
üreten başkan ve meclis üyeleri istemiyoruz. Seçilecek yöneticiler kamucu, katılımcı, şeffaf,
ekolojik hassasiyeti olan, sürdürülebilir yaşamı önceleyen, demokratik bir şekilde bilimsel veri ve
çözümlerle kentlilerle birlikte, kenti yönetmeye talip kişiler olmalı.
Ranta geçit vermeyecek, koltuğa oturunca “sermayeyi darıltmayalım”, “aman merkezi hükümet ile
ters düşmeyelim” demeyecek, kent müştereklerini pazarlamaya yönelmeyecek, ne yaparsa yapsın
halkın desteğini ve dayanışması ile yapacak kişiler olmalı.
Yaşamın insan, doğa, kültür, tarih, sanat, tarım, deniz, turizm ve bilimle müşterek eştirilmesi için
sahillerimizde de, kentimizde de her şey mevcut. Yeter ki, doğru ellerde doğru yönetilsin. Yeter ki,
bu ilçelerimizin önü katılımcı, demokratik bir yönetimin kapılarını açacak, aklın, bilimin ışığında ve
doğru tercihleri tanımlayabilecek kişilerle açılsın.
Henüz sermaye tarafından rant uğruna “yeterince” talan edilememiş ve sermayenin iştahını
kabartan sahil yerlerimize birçok sermaye gurubu ve inşaat firması aday yönlendirmesi yapmakta.
Ortalık kıyılarımızı kupon emlak ilçesi gibi, lüks turizm objesi gibi kurgulayarak parlatmak
isteyenlerle, neo liberal projelerle, fonlarla, imar planlarıyla adaylıklarını göz kamaştırıcı hale
getirmeye çalışanlardan geçilmiyor. Biz biliyoruz bir yerde iştah kabartıcı rant varsa orada bu ranta
erişmek için sermaye de kendi çalışmasını yapar.
İzmir’in bir bölümünün soylulaştırma projesi ile pazarlamaya çalışanların aday adaylıkları bile kabul
edilmemelidir. Talana karşı dik duran ve sermayeye karşı direnen adayların belirlenmesini, kentli
ile yönetime talip olan bunda da samimiyetini kanıtlamış adayların belirlenmesini bekliyor ve istiyoruz.
YARIMADA TALANINI DURDUR KOORDİNASYONU”