23 Aralık 1930 yılında Menemen'de katledilen Asteğmen Mustafa Kemal Kubilay'ın 88. ölüm yıl dönümü nedeniyle, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi'nden bir yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında; Şeyh Said’in 1925’de başlattığı isyandan sonraki en acı ve en önemli olayın; 23 Aralık 1930’da, Menemen’de Asteğmen Kubilay’ın başının kesilmesiyle gerçekleşen gerici başkaldırı olduğu vurgulanarak, "'Şeriat isteriz', 'hilafet ordusu Menemen’e girmek üzeredir', 'kâfirlere ölüm' sloganlarıyla Cumhuriyetin temsil ettiği değerlere yönelik kanlı meydan okumada, esasen kesilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın başı değildir; tam tersine laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin başı kesilmek istenmiştir" denildi.
Yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi;
"Kubilay, Cumhuriyet kazanımlarını savunurken verdiğimiz bilinen ilk şehidimiz olmakla birlikte; aynı olayda şehit olan Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’yi de hatırlamak vatan, namus borcudur. Cumhuriyet tarihimizde Devrim Şehitleri ünvanı sadece Kubilay’la, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki ile sınırlı kalmamıştır. Cumhuriyetin ışığını söndürmek; milletimizi gerici ve karanlık zihniyete teslim etmek için emperyalist güçlere hizmet eden odaklara karşı, canı pahasına mücadele veren aydınlarımız da haince katledilmiştir. Kubilay,Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’nin kanı yerde kalmamıştır. Failler anında hak ettikleri cezayı bulmuşlardır. Fakat, sonrasındaki, aydın katliamlarının hiç biri açığa çıkartılmamış; failleri malum iken, meçhul olarak karanlıkta kalmıştır. Bu durum, ülkemizde aydın katliamlarının birbiri ardına, zincirin halkası gibi gelmesine neden olmuştur. Devrim Şehidimiz Kubilay başta olmak üzere; Bekçi Hasan’ı, Bekçi Şevki’yi ve bugüne kadar şehit verdiğimiz tüm aydınlarımızı; bağlılık ve şükran duygularımızla anıyor; davalarının davamız, yollarının yolumuz olduğunun bilinmesini istiyoruz."