İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, düzenlediği basın toplantısında CHP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adaylığı kararını anlattı. İzmir’e karşı borcu olduğunu vurgulayan Kocaoğlu, “15 sene İzmir’de başkanlık yaptım. Bu kentte yaşıyorum. Çocuklarımın hepsi bu kentte. Bu kente karşı borcumu yerine getirdim. Bu kadar problem yaşanmasaydı; biz aday olamayacağımızı açıklamıştık ama İzmirliye olan sorumluluğumdan dolayı tekrar aday adayı olma kararı vermek zorunda kaldım. Birinci neden budur. İkinci neden partime olan sorumluluğumdan dolayı, partimin en fazla oy aldığı en büyük ilinde büyükşehiri alabiliriz ama ilçelerde büyük sıkıntı yaşayacağımızın atmosferini gördüğüm için karar aldım. Şahsımla ilgili olan da; bu kentte yaşayacağım. Bu kentte herhangi bir olumsuzluk olursa bunun faturası bana çıkacaktır. 'Sen 5 yıl daha aday olsan böyle olmayacaktı.' 'Elini taşın altına koysan böyle olmayacaktı' diye bu kenti bugünü halimle yaşamayacağımı hissettim. Bunun ağırlığı altında ezileceğimi hissettim. 71 yaşından sonra bu kenti terk etmek niyetim olmadığına göre elimi taşın altına koymam gerektiğini düşündüm. Bütün mesele budur. Başka bir şey yoktur” diye konuştu.
“Zorunlu olduğu için aday adayı olmak durumunda kaldım”
Hiçbir kişi, kurum, kuruluşla uzaktan yakından alakası olmadığını belirten Kocaoğlu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile genel başkan olduğu günden bu yana birebir görüşerek süreci götürdüğünü söyledi. Her zaman genel başkanla teke tek görüşerek her türlü konuyu konuştuğunu, aralarında önemli sevgi ve saygı bağı bulunduğunu ifade eden Kocaoğlu, “Aday adayları kendilerini genel başkana, MYK ve PM’ye teslim eder. Takdir onlarındır. CHP’nin ilgili kurumlarınındır. Biz fedakarlık yapmak gerektiğini duyduğumuz için adaylığa talip olduk. Görev yapma bilinciyle, sorumluluk bilinciyle talip olduk. Takdir yukarısınındır. Bağımsız aday olacağım filan gibi sözler de tamamen laf-ı güzaftır. Zorunlu olduğu için aday adayı olmak durumunda kaldım. Eğer orada İzmir için, parti için bir olumsuzluk görmeseydim tabii ki 1 Ekim’deki kararımda duracaktım ve aday adayı olmayacaktım. Yeterince açık. AK Parti adayı 2 aydır sahada çalışıyor, bizim adayımız ortalıkta yok” dedi.
“Genel başkanla konuşurken karar aldım”
Bir televizyon programında söylediği sözler üzerine gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kocaoğlu, “Partinin siyaset mutfağı yoktur konusunu televizyonda konuşmadan önce hem Deniz Baykal’la hem de Kemal Kılıçdaroğlu ile sırf bu mutfak lafına, siyaset üretecek mutfak konusunu defalarca konuştum. Bunu yapmamız gerekiyor diye kendilerine eleştiriyi getirdim. Kişilerle ilgim yok. Genel gidişatı değerlendiriyorum. Genel gidişatın bana verdiği sorumlulukla aday adayı olmaya karar verdim. Genel başkan ile konuşurken bu kararı vermek durumunda kaldım. Ben de ‘müsaade ederseniz aday adayı olmak istiyorum’ dedim. Orada karar aldım. Kafamda bir şey vardı. Satranç gibidir. Siz bir hamle karşı bir hamle yapar. Siz söylersiniz, o bir şey söyler. En son siz başka gücünüz olmadığına göre kendinizi ortaya atarsınız. Bizim de yaptığımız budur. Gayet iyi geçti görüşmemiz. Ben ‘aday konusunda bir mutabakat, görüşme yapabilir miyiz diye geldim’ dedim. O da ‘değerlendiriyoruz’ dedi. ‘Ben bir daha size gelemem vakit daralıyor bu konuyu açmamız mümkün mü?’ dedim. ‘Daha değerlendiriyoruz’ deyince ‘o zaman beni de değerlendirin’ dedim. O da ‘hay hay en doğal hakkındır’ dedi. Bu kadar kısa ve net. İzmir, parti ve kentte onurumla, huzurla yaşamak diye üç nedenim var" açıklamasında bulundu.
O koltuğu neden doldurdun?
Kocaoğlu şöyle devam etti: “Bütün belediye başkanlarımızı tanıyorum. Kimin ne iş yaptığını herhalde en iyi bilen kişiyim. Kimseyle ilgili bir şey söylemem söz konusu değil. Milletvekilinin olmasına kökten karşıyım. 6 ay önce seçim oldu. Eğer belediye başkanlığını düşünüyorsan neden milletvekili oldun. 'Vekilliği cebime koyayım sonra ayarlayabilirsem belediye başkanı olayım.' Milletvekilliği, belediye başkanlığı için bir basamak mıdır? Sanırım buna Kılıçdaroğlu da karşıdır. İzmir’den milletvekili ol, kazanma şansın yüksek olan yere belediye başkanı olmaya çalış. O zaman bu koltuğu neden doldurdun? Ben duyduğum lüzum üzerine üç şey söylüyorum. İzmir, parti ve bu kentte onurumla yaşamak. Üç gerekçem var. İzmir’in geleceği, partinin geleceği ve benim bu kentte huzur içinde yaşamam. Beni bu sürece iten faktörler bunlardır.”
Tunç Soyer ve Tuncay Özkan sorusuna cevap
Adaylık konusunda İzmir için ismi geçen isimlerden Tunç Soyer ve Tuncay Özkan ile ilgili açıklamalarda bulunan Kocaoğlu, şunları söyledi:
“Tuncay Özkan, İzmir milletvekili ve genel başkan yardımcısı. Tunç Soyer ile ise 10 yıldır Seferihisar Belediye Başkanı olarak birlikte çalışıyorum. Kişilerle hiçbir işim olmadı, olamaz da. Gerekçelerimi söyledim. Gerekçem; İzmir, CHP ve benim bu kentte onurumla yaşamak isteğimdir. Yerel seçimler genel seçimlerden farklıdır. Yerel seçimlerin sürükleyicisi belediye başkanları ve meclis üyeleridir. Bunu kimsenin aklından çıkarmaması gerekir. Milletvekili belirlenir gibi belediye başkanı belirlenmez. Herkes vekillik yapabilir ama başkanlık yapamaz. Burası bir icra makamıdır, çok farklı özelikler ister.”
“Nihat Bey 2 aydır sahada”
Adaylık açıklamasının 2014’teki adaylık açıklamasına göre geç kalındığına ilişkin söylemleri değerlendiren Kocaoğlu, “Geç kalıp kalmamak tarih olarak değerlendirilecek bir şey değil. 2014’ü hatırlarsanız Cumhurbaşkanımız Binali Yıldırım’ın elini kaldırdıktan sonra il binasına gidip dosyamı verdim. Yani sürece birlikte başlamak üzere adım atmıştım. Aday olmadığımızı 1 Ekim’de açıkladık. 27 Kasım’da Zeybekci’nin adaylığı kesinleşti. Bugün 2 aya yakın bir süredir Nihat Bey sahada ama bizde daha ilçe başkanları ve Büyükşehir adayı belli değil. Bu bir dezavantaj. Adayın, rakibin durumuna göre saptamakta büyük fayda olduğunu düşünüyorum” dedi.
“Aday olmadığımızı açıkladıktan sonra öğrendiğimi, 71 senede öğrenmediğimi fark ettim”
1 Ekim’den bu yana süreci sorumlulukla izlediğini ifade eden Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir müddet sahada veda ziyaretlerine başlamıştım. Sonra onu da durdurmanın uygun olduğunu düşündüm ve beyanat vermemeye başladım. Aday belli olduktan sonra bu süreci adayla beraber yürürüz diye düşünmüştüm. Benim hiçbir zaman kişilerle ilişkim olmadı. Kişilere yönelik iş yapmadım, kişilerle uğraşmadım. Böyle lüksüm, kişiliğim yok. Burada bir de şöyle söz var; ‘2014’te de Kocaoğlu aday yapılmayacaktı ama mağduriyet söz konusu olduğu için ve aday yapılmazsa mağdur olacağı için aday yapıldı’ diye bir söylentiler kabartılarak devam ediyor. Bir de dün bir köşe yazarı bizim genel başkanlık adaylığını düşündüğümüz konusunda yazı yazmış. Ben ailem 1877’den beri yerel yöneticilik yapıyor. Bütün felsefelerin, bütün inançların, deneyimlerin özünde kendi bilmek, haddini bilmek vardır. Hiçbir zaman kişiliğim elvermediği için ne genel siyaset yani ne de boyundan büyük genel başkanlık gibi konuyu hiçbir zaman aklımdan geçirmedim. Böyle bir şey düşünmedim. 6 ay kala partim kendine göre pozisyon alsın diye aday olmayacağımı açıkladım. 71 yaşını sürüyorum. Aday olmadığımızı açıkladıktan sonra öğrendiğimi, 71 senede öğrenmediğimi fark ettim.”
“Siyasete girmek kolay, siyasetten çıkmak kolay değil”
Bornova Belediye Başkanı olmak için aday adayı olacağı dönemi anlatan Kocaoğlu, “2003’te babam annemle geçen konuşmayı anlatayım; annem ‘çok çektik siyasetten Bornova’ya başkan olma’ diye tepki gösteriyor. Eşim Türkegül’ü de ‘sahip çık’ diye bastırıyor. Bir gün telefonla konuşurken yine ‘aday olma’ diyor. Babam telefonu aldı, ‘oğlum 500 bin nüfuslu Bornova’ya başkan olmak çok onurlu iştir. Sen devam et’ dedi ama ‘girmek senin elinde ama çıkmak senin elinde değil bunu bilerek gir’ dedi. Biz o zaman bir şeyler anlaşmıştık ama rahmetli babam ve annemin o günleri, babamın o sözleri kulağımda çınlıyor. Siyasete girmek kolay ama siyasetin yüklediği sorumluluktan sonra siyasetten çıkmak maalesef bugün iyi yaşıyoruz, kolay değil” diye konuştu.
"İZBAN halloldu sayılır"
Kocaoğlu, ertelenen İZBAN grevi ile ilgili de, "İZBAN akşama sabaha çözülür. Sendika ile mutabık kalındı. TCDD ilke de mutabık kalındı. Sendika da metrodan sonra olumlu bir pozisyona geldi, halloldu sayılır" bilgisini verdi.
2018’de 2,5 milyar liralık fiili yatırım
Konuşmasında 2018 yılını değerlendiren Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2018’de ESHOT ve İZSU dahil 2,5 milyar liralık fiili yatırım yaptığını söyledi. Kocaoğlu, “Bunu neyle kıyaslamalıyız? 2004-2008 döneminde yani ilk dönemde 5 yılda toplam 2,5 milyar liralık yatırım yapabilmiştik. İkinci 5 yılda, yani 2009-2014’te 4,5 milyar liralık yatırım yapabilmiştik. 3.5 yılda 10 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. Şu anda yatırım miktarımız 17 milyar 600 milyon liradır 15 yılda. Devam eden büyük projelerimiz, 2018’de yapmaya başladığımız projeler var. Bunların en başında opera binası geliyor. Narlıdere metrosu, gördüğünüz gibi hızlı şekilde ilerliyor. Halk arasında uçan yol, Homeros Bulvarı, Konak tünellerinden Buca ve Bornova’yı toplayan 7,5 kilometrelik ana arterin hem, 5 kilometrelik çifte tünelin ve 2.2 kilometrelik viyadük çalışmaları devam ediyor. O da İzmir’in kuzeyden yaptığımız bulvar ile güneyden yapacağımız hem Homeros Bulvarı hem Atatürk Caddesi hem de ana arterleri rahatlatacak çalışmalar yapılıyor” dedi.
Kırsal kalkınma
Kırsal kalkınmaya verilen desteklerin devam ettiğini vurgulayan Kocaoğlu, şöyle konuştu:
"Bugüne kadar 1 milyar 78 milyon lira fiili destek vermişiz kırsal kalkınmaya. Kentsel dönüşüm, bizim modelimizle hızlı şekilde devam ediyor ve edecek. Bizden kaynaklanmayan, genel sıkıntı da konut arz talebindeki ekonomik durumdan kaynaklanan talep düşüşünün bir müddet ihale süreçlerini uzatabileceği noktasında. Ama ekonomi hareketlendiğinde, konut stokları dengelendiğinde bu model hızlı şekilde İzmir’in konut ihtiyacını karşılayacak ve çarpık yapılardan İzmir kurtulacak. En güzel örneğini ve herkesin mutlu olduğu örneği Uzundere’de gerçekleştirdik.”
İzmir'de raylı sistem
İzmir’in raylı sistem yatırımlarında çok büyük sıçrama yaptığını ifade eden Kocaoğlu, “11 kilometre ve 70 bin kişi günlük taşımadan, bugün İZBAN’la, metroyla, tramvayla günde ortalama 800 bin civarında yolcu taşımaya başladık. Bu, toplam yolcu taşıdığımız yolcunun yüzde 40’ına tekabül ediyor. Bir aylık İZBAN grevi de olmasına rağmen yüzde 40’ı yakalamış durumdayız. Narlıdere metrosu bittiğinde bu oran daha da artacak. Hedef taşıdığımız yolcu sayısının yüzde 50’nin üstüne çıkması. Daha önemlisi, seyahat edilen kilometrenin büyük çoğunluğunun raylı sistemle gerçekleştirmiş olmak. 2018’de 205 milyon yolcuyu raylı sistem taşıdık. Vapurlarımızda 16 milyon yolcumuzu 2018’de taşıdık. Yeni iskelelerimizi açıyoruz. Aliağa’dan Bergama’ya uzanacak İZBAN’da TCDD ile mutabıkız. Biz de bize düşen ihalelere hemen çıkacağız” diye konuştu.
Buca metrosu
Buca metrosunun şu anda bakanlıkta onay beklediğini hatırlatan Kocaoğlu, Buca Üçyol metro onayı gelince önümüzdeki sene çalışmalara başlanacağının bilgisini verdi. Kocaoğlu, “Dünyadaki finans yapısı bu süreçleri uzatabilir, kısaltabilir. Ona göre hareket edeceğiz. Ayrıca Karşıyaka’dan Çiğli’ye tramvayı uzatmayı planlıyoruz. Bunun da projeleri hazırlandı. Ankara’ya bakanlıklara gönderildi. Onay geldiğinde çalışmalarına başlayacağız” ifadelerini kullandı.