Göç ve mültecilik alanında medyanın rolü, haber üretim süreçlerindeki farkındalık, mülteci haklarına ilişkin yasal çerçeve ve doğru terminoloji kullanımı hakkında bilgilendirme yapılacak olan toplantı, 13 Ekim Pazar günü sona erecek.
Bugün başlayan toplantının açılışında, SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok, Kamu Denetçiliği Kurumu Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Program Yöneticisi Steven De Vriendt birer konuşma yaptılar.
"En fazla mülteci ağırlayan ülke konumundayız"
SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, SGDD'nin göç ve mülteci alanında yaptığı çalışmaları anlattı. Günümüzde, saniyede iki kişinin yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldığını belirten Kavlak, "Türkiye'de bugün itibariyle 3 milyon 658 bin 250 Suriyeli bulunmakta. Şu anda Türkiye'nin neredeyse her ilinde Suriyeli sığınmacı var. Suriyeliler'in yanı sıra 85 ülkeden gelen 400 bine yakın sığınmacı ve mülteciyi ağırlamaktayız. Ülkemizin bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmalar, uluslararası kamuoyunda takdirle edildi. Dünyada, 2013 yılından beri en fazla mülteci ağırlayan ülke konumundayız" diye konuştu.
"Ülkemizde, 192 farklı ülkeden, yaklaşık 5 milyon 55 bin insan yaşıyor"
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok da yaptığı konuşmada, "Düzenli ve düzensiz göç olmak üzere iki tür göç var. Anadolu'nun bulunduğu konum itibariyle, yakıcı, yıkıcı ve sarsıcı olan; düzensiz göç. Her insan, potansiyel bir göçmen. Her göçün de bir hikayesi var. Bugün ülkemizde, 192 farklı ülkeden, yaklaşık 5 milyon 55 bin insan yaşıyor. Bunların büyük çoğunluğu, düzensiz göç ile ülkemize gelmiş durumdalar. Ama 1 milyon 100 bin civarında da ikametlimiz var. Çalışma hayatı nedeniyle, aile nedeniyle, öğrenci olarak, üst düzey yönetici olarak aramızda bulunuyorlar. Göç ile ilgili ağzımızdan çıkan her kelime, aynı zamanda bu ülkeye katkıda bulunmaya çalışan düzenli göçmenlerin, yani ikametlilerin moral ve motivasyonunu, algılarını, Türkiye'ye bakış açılarını da etkileyebilir. İşin bu yanının da göz ardı edilmemesi gerekir" diye açıkladı.
"Göçü, duvarlarla, tel örgülerle durduramazsınız"
Kamu Denetçiliği Kurumu Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç da bir konuşma yaparak, "Türkiye, göçmenlerle ilgili iyi bir sınav veriyor, bu anlamda onurlu, haysiyetli, vicdan sahibi insanlara örnek teşkil ediyor. Keşke bu yaşananları, milletimizin bu gönül genişliğini, hem Türkiye çapında, hem de uluslararası alanda ödüller kazanacak hikayelere, romanlara, filmlere dökebilsek. Keşke 70-100 milyon dolar harcayabilsek de, uluslararası yarışmalarda da ödül alabilecek, ama dünyadaki 7 milyar insanın yüreğinin tellerini, vicdanlarının tellerini titretebilecek birer eser meydana çıkarabilsek. İnşallah bunu el birliğiyle yapacağız. Tarih bize şunu öğretmiştir ki; göç, insanlığın var olduğu günden beri vardır ve devam edecektir. Göçü; Amerika'nın Meksika sınırına ördürdüğü duvarla durduramazsınız. Göçü; Avrupa'nın çektiği tel örgülerle durduramazsınız. O duvarları isterseniz gökyüzüne kadar yükseltin, durduramazsınız. Göçü ancak, Türkiye'nin yaptığı gibi, insanın onuruna, haysiyetine uygun davranarak durdurabilrsiniz. Savaşı durdurduğunuzda göçü durdurursunuz. Sömürüyü durdurduğunuzda göçü durdurabilirsiniz" diye kaydetti.
"Mültecilerle ilgili haberlerde birleştirici dil kullanılmalı"
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca da toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 47 yıl boyunca kendisinin de medya alanında görev yaptığını ve gazetecilerle bir araya gelmekten çok mutlu olduğunu belirterek, proje kapsamında düzenlenen basın buluşmaları ile, doğru terminoloji, mülteci hakları, kişisel bilgilerin gizliliği ve haberin yapılış çerçevesi gibi konulara ilişkin bilgi, beceri ve farkındalığın arttırılacağını söyledi. Akarca, toplumdaki mülteci karşıtı duyguların azaltılmasına katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirterek, mültecilerle ilgili haberlerde birleştirici bir dilin kullanılması gerektiğinin altını çizdi.
"AB'nin dünyada kurduğu en büyük delegasyon Türkiye'de"
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Program Yöneticisi Steven De Vriendt de bir konuşma yaparak, göç olgusunun, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın bir gerçeği olduğunu vurgulayarak, AB'nin dünyada kurmuş olduğu en büyük delegasyonun Türkiye'de olduğunu söyledi. Türkiye'deki mültecilerin yüzde 2'sinin kamplarda yaşadığını belirten Vriendt, şu anda en fazla mültecinin Afganistan'dan geldiğini açıkladı. AB'nin mültecilerle ilgili en fazla desteği Türkiye'ye yaptığını ifade eden Vriendt, mültecilerin eğitim, sağlık ihtiyaçları ile temel ihtiyaçlarının karşılanmasında Türkiye hükümeti ile birlikte hareket ettiklerini söyledi. Vriendt, Türkiye'ye verilen 3 milyar Euro'nun 1.4 milyarının insani yardım, 1.6 milyarının ise kalkınma desteği olarak sağlandığını anlattı.
Açılış konuşmalarının ardından, UNHCR Türkiye Dış İlişkiler Sorumlusu ve Sözcüsü Selin Ünal, "Medyada mültecilerin korunma ve ihtiyaçlarına dayalı temsili" ve UNICEF Türkiye İletişim Bölümü Başkanı Sema Hosta da, "Göç, mülteciler, çocuklar ve medya" başlıklı birer sunum yaptılar.
Mültecilere yönelik yapılan çalışmalar hakkında da, Radyo Evi Derneği Başkanı Yusuf Erbaş moderatörlüğünde, mültecilerin eğitime kazandırılması konusunda, Milli Eğitim Bakanlığı Göç ve Acil Durum Eğitim Daire Başkanı Kemal Gül ve mültecilerin spora yönlendirilmesi konusunda da Gençlik ve Spor Bakanlığı Uluslararası Organizasyonlar ve Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Çağatay Doğan tarafından bilgi verildi.
İlk günün son bölümünde ise, "Ülkemizde yabancılara yönelik yapılan uyum faaliyetleri" hakkında, SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak moderatörlüğünde, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Göç Uzmanı Salih Aykut Özen tarafından açıklamalarda bulunuldu.