İzmir'de 1 Mayıs Gündoğdu Meydanı'nda tek alanda kutlanırken, on binlerce işçi ve emekçi, kıdem tazminatlarını ve demokrasiyi korumak için mücadele vermeye devam edeceklerini dile getirdiler. İzmir Gündoğdu Meydanı’na Basmane, liman ve Cumhuriyet Meydanı’ndan gelerek alanı doldurdu. İzmir Emniyeti havadan, karadan ve denizden olmak üzere geniş önlemler aldı. Meydana girenler tek tek arandı. İzmir'de Emek ve Dayanışma Günü bu yıl da Gündoğdu Meydanı'nda kutlandı. CHP'nin Montrö Meydanı'ndan başlayan yürüyüşle geldiği alana sendikalar ve meslek örgütleri de 4 koldan yola çıkan kortejle ulaştı.
İşçilerin Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs İzmir'de de Türk İş, DİSK, KESK, TMMOB tarafından bir şekilde kutlandı. Sabah saatlerinde ilçelerdeki kutlamaların ardından kent merkezinde bir araya gelen İzmirli işçiler ve emekçiler Gündoğdu Meydanı'na talepleri ile yürüdü. Gündoğdu Meydanı’na İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve ilçe belediye başkanları da gelerek işçinin ve emekçinin bayramını kutladı
Yürüyüş ve miting boyunca işçiler ve emekçiler, taşeron düzenine, kıdem tazminatının ve iş güvencesinin kaldırılmak istenmesine, grev hakkının medya üzerindeki baskıya, işçi katliamlarına ve kadın cinayetlerine, sağlığın ticarileştirilmesine, doğanın talanına tepki göstererek, hükümetin istifasını istedi.
Yürüyüşün Alsancak Liman güzergahında Türk İş, Liman İş, Birleşik Kamu İş, İzmir Barosu toplanırken Yürüyüşün Konak Güzergahında ise DİSK, KESK ve Haziran Hareketi Cumhuriyet Meydanı'nda ise TMMOB, ABF, EMEP, TKH, TKP, HDK Bileşenleri, Halkevleri toplanarak alana yürüdü.
Gazeteciler alandaydı
'Gazetecilik suç değildir' çağrısıyla İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi de Cumhuriyet Meydanı'nda toplandı. Basın emekçilerinin yaşadıkları sorunlara dikkat çeken gazeteci örgütleri de insanca çalışma koşulları isterken, gazetecilerin tutuklanmasına, işten çıkarılmalarına, OHAL ile birlikte medya kuruluşlarının kapatılmasına, halkın haber alma hakkının engellenmesine tepki gösterdi. TGS, ''İşsiz'' ya da ''tutuklu'' gazeteciler değil, çalışan ve özgürce gerçekleri yazan gazeteciler olmanın yolunun birlikten, dayanışmadan ve elbette ki demokratik bir ülke mücadelesinden geçtiğini de belirtti.
Mitingin tertip komitesine DİSK Ege Bölgesi Temsilcisi Memiş Sarı, iktidarın kıdem tazminatını kaldırmak istemesine geçit vermeyeceklerini ve sahte kadro tuzağına düşmeyeceklerini belirterek hem işçiler hem de kamu emekçileri olarak iş güvencelerine sahip çıkacaklarını vurguladı.
“Sermayeye dikensiz gül bahçesi”
İktidarın kıdem tazminatını kaldırarak sermayeye gül bahçesi yaratmak istediğini de ifade eden Sarı şunları söyledi "Ekonomisi dip yapmış, turizmi, tarımı, ticareti, sanayisi yanlış dış politikalarla iflas etmiş AKP iktidarı 15 yılda haraç mezat satılabilecek ne varsa satarak sıcak paraya dönüştürmüş ve yandaşların beslenmesini gerçekleştirmiştir. Ama bugün satacak bir şeyi olmayanlar emperyalist-kapitalist sistemin reçetelerine sarılarak büyük sermayeyle de barışmanın yollarını aramaktadır".
“OHAL'le özgürlükler kaldırıldı”
Hükümetin OHAL uygulamalarına da değinen Sarı şunları söyledi "15 Temmuz’un hemen sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal ile hak ve özgürlükler ortadan kaldırıldı. KHK’ler iktidarın elinde bir sopaya dönüşmüştür. Barış isteyen, emeğinin hakkını isteyen, herkese güvenceli iş, güvenceli gelecek isteyen kamu emekçileri baskılar, soruşturmalar, meslekten atılmalar, sürgün edilmeler, açığa alınmalarla teslim alınmak isteniyor. İş güvencesiz, performansa dayalı yağma düzenini kabul ettirebilmek için örgütlü güçlerin sindirilmesine yönelik her türlü politika uygulanıyor".
“Barışı savunuyoruz”
AKP'nin, sandığa yansıyan iradeyi tanımadığını ekleyen Sarı "Demokratik, barışçıl çözüm yerine inkâr ve imha siyasetine sahip çıkmak. Baskı ve savaş politikalarından vazgeçilerek Kürt siyasetçilere yönelik saldırganlığın son bulmasını, Kürt halkının temel demokratik taleplerinin karşılanmasını, halklar arası eşitlik ve kardeşliğin tesisini, savaşa karşı barışı savunuyoruz" dedi. Çağrı, konuşmasında, demokrasiyi ve özgürlükleri savundukları için kapatılan ve baskıya uğrayan basın kuruluşlarının yanında olmaya devam edeceklerini de dile getirdi.
“Halk, parti devletini yendi”
Direnme gücünü gösteren ve 16 Nisan’da hayır diyen milyonların tüm baskı, korkutma ve tehditlere rağmen tarihe not düştüğünün altını da çizen Sarı şunları söyledi " Bugününe ve geleceğine her koşulda sahip çıkacağının mesajını verdi. Halkın kendi imkânları ile, sevgi ve dayanışma ile büyüttüğü hayır, evet için seferber olmuş parti devletini yendi. Türlü ayak oyunlarıyla çalınmış olan zaferimiz, önümüzdeki günler için umudumuzu daha çok büyüttü. Bizler buradan bir kez daha karanlığa karşı “hayır, biz kazandık” diyoruz".
Mücadele çağrısı
Son olarak mücadele çağrısı yapan Sarı "Bir kez daha gördük ki, bizler güçlerimizi birleştirdikçe saltanatlarının çökeceğini birlikte göreceğiz. Hiçbir zaman kapitalizme köle, AKP’ye kul olmayacağız. Bugün faşizme karşı, emperyalizme karşı sermayenin değil emekçi kitlelerinin yönettiği, halkların eşit haklara sahip bir şekilde, özgür ve kardeşçe yaşadığı, özgürlükçü, demokratik, laik bir Türkiye mücadelesi bizleri beklemektedir. Bu mücadele zafere ulaştığında korku imparatorluklarının yıkıldığını göreceğiz" dedi.
Konuşmaların ardından Moğollar İzmirlilere şarkılarıyla seslenerek, tüm Türkiye’nin Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladı.