İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, belediye başkanı tanımını “3 Ç formülü” olarak adlandırdığı “Çalmayacak, çaldırmayacak ve çok çalışacak” kelimeleriyle özetledi. Bornova’daki toplantıda yerel yönetimler için “başarının formüllerini” anlatan Başkan Kocaoğlu, “Belediye başkanı aklı ve bilimi kullanıyorsa, hayalperest değilse, tribüne oynamıyorsa, realistse başarır. İzmir, kimse su vermese dahi kendi dinamikleriyle kalkınabilecek bir kenttir. Biz bunu ispat ettik” dedi.
Yerelde kalkınma hedefiyle Türkiye'ye örnek uygulamaları hayata geçiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Bornova Belediyesi tarafından düzenlenen “2004'ten 2016'ya yerel kalkınmada İzmir modeli” konulu sunumda konuştu. Bornova’daki oda, dernek ve sivil toplum örgütü yöneticileri, muhtarlar ve akademisyenler ile kamu kurumu ve spor kulüplerinin temsilcilerinin davet edildiği toplantının açılışında konuşan Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türkiye'ye örnek, uluslararası alanda ses getirmiş bir yerel yönetici olarak bizleri en iyi şekilde temsil ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu başarı öyküsünü en iyi şekilde anlatmamız lazım” dedi. Atila, bu toplantının başka ilçelerde de tekrar edilmesinin &ccedi l;ok faydalı olacağına inandığını söyledi.
Borç ödeme ahlakı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, başta güçlü finans yapısı olmak üzere, turizm ve hizmet sektöründen kültür-sanata, sanayiden tarım ve hayvancılığa, çevreden alt yapı ve ulaşıma kadar gerçekleştirdikleri yatırımlar çerçevesinde “yerelde kalkınmanın” formülünü anlattı. Kocaoğlu, belediye başkanı tanımını “3 Ç formülü” olarak adlandırdığı “Çalmayacak, çaldırmayacak ve çok çalışacak” kelimeleriyle özetledi.
Aklı ve bilimi rehber alarak hazırladıkları stratejik plandaki 500'e yakın proje ile yola çıktıklarını hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Belediye başkanının projelerini öncelik sırasına göre seçerken bir hayali olmalı. Bu hayale biz yerelde kalkınma adını verdik. O nedenle de bir yatırıma başlarken önce 'kentteki insanların lokmasını nasıl büyütürüz, kenti nasıl kalkındırırız?’ diye sorduk” şeklinde konuştu.
Başarılı bir yönetimin mutlaka güçlü bir finans yapısıyla olabileceğinin altını çizen Başkan Kocaoğlu, borç ödeme ve vergi verme ahlakının “kişiliğinin vazgeçilmez özelliklerinden” olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Borç ödemezsek, ekonomik olarak güçlü olmazsak belediye başkanlığını sürdüremeyiz. Hem borç ödeme kabiliyetin ve piyasada itibarın olacak; kredi kuruluşlarına, bankalara, müteahhitlere güven vereceksin, hem de yaptığın, yapacağın projelerde İzmirlilerle aranda güven ortamını sağlayacaksın. Karşılıklı güven yoksa, o güveni tesis edemezseniz, uzun süre birlikte yürümeniz, uzun süre belediye başkanlığı yapmanız mümkün değil!”
Kalkınma dediğin lafla olmaz!
Türkiye'nin göz bebeği olan bir kentte muhalefet partisine mensup belediye başkanı olarak görev yapmanın hiç de kolay olmadığına dikkat çeken Başkan Kocaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kalkınma lafla olacak bir şey değil! Biz hesabımızı sağlam yaptık ve tasarrufa önem verdik. Tasarruf yapılmazsa yatırım yapamaz, yatırım yapamazsanız da hizmet veremezsiniz. İhale yapmak benim değil, bürokratın görevi. Bugüne kadar hiçbir ihaleye katılmadım. Benim görevim yaptığım stratejik planı uygulamak ve onu takip etmek. Ancak ihalelere katılan firmaların birbiriyle yarışını yeğledik. Örneğin sadece metro çekerlerinin alımında, bu şekilde 170 milyon Euro tasarruf ettik. İzmir Büyükşehir Belediyesi, merkezi hükümetin kente yaptığı yatırımdan daha fazlasını yaptı. Görev süremizi tamamladığımızda, kente 15 milyar liralık yatırım yapmış olacağız. Tarıma ve kırsala daha önce el atılmadığı, ilgilenilmediği için İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu alandaki desteklerimiz ön plana çıktı. Ancak kalkınma stratejimiz içinde tarım ve hayvancılığa verdiğimiz destekler kadar sanayiye, turizm ve hizmet sektörüne, ticarete verdiğimiz büyük destekler var. Örneğin Fuar İzmir ile İzmir fuarcılığı, krize rağmen yüzde 30 - 40 oranında büyüdü. Kenti ayağa kaldıracak en önemli unsurlar turizm ve hizmet sektörleri olduğu için, bu alandaki yatırımlara önem veriyoruz. Kültür ve sanatsız turizmin olmayacağı bilinciyle Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'ni hayata geçirdik. Karşıyaka'ya opera binası kazandırıyoruz. Kültürpark'a da bir şov merkezi ve sergi sarayı yapacağız. Kentteki arkeolojik kazı çalışmalarına ayda 5 milyon lira destek sağlıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olmazsa, kentteki hiçbir kazı çalışması devam edemez. Doğal Yaşam Parkı, İnciraltı Kent Ormanı, kurduğumuz arıtma tesisleri, ulaşım yatırımlarımız, hepsi bu kente ayrı değerler katıyor. Yaptığımız yatırımlar, aynı zamanda bizim duruşumuzu, çalışkanlığımızı da ispat etmiştir.”
O firma İzmir’e boşuna gelmedi
Tarım ve hayvancılıkla uğraşan ve yıllardır ihmal edilen üreticinin güçlenmesi için arazi yollarını asfaltladıklarını, kooperatiflerle sözleşmeli üretim modelini hayata geçirdiklerini, Süt Kuzusu Projesi, keçi-koyun dağıtımı gibi pek çok çalışmayı birlikte yürüttüklerini ifade eden Başkan Kocaoğlu, “Türkiye'de süt üretimi yüzde 100, İzmir'de ise yüzde 440 arttı. Yani 4.5 kat fazla arttı. Tarım ülkede 2.1 oranında büyürken, İzmir'de 5.5 oranında büyüdü. Geçenlerde büyük bir firma, Tire Organize Sanayi'de 850 kişinin çalıştığı fabrika açtı. Tire, Kiraz, Beydağ, Ödemiş, Bayındır bölgesindeki süt üreticilerinin sütleri pazarlanıyor, daha çok değer kazanıyor. Artık o bölgedeki üreticilerin pazar bulma gibi problemleri olmayacak. Biz de ayrıca süt tankları dağıtıyoruz. Türkiye'de sadece İzmir'de sütler soğuk zincirle toplanıyor. Tire Süt Kooperatifi'nin ürünleri büyük market zincirlere girerek pazar sahibi oldu. Tire Süt ve Ödemiş Bademli kooperatifleri, Birleşmiş Milletler tarafından kırsal kalkınmada en iyi kooperatif dalında ödül aldı” dedi.
Hayalperest değil realist
İzmir'in dinamik bir kent olduğunu ve buna inanarak yola çıktıklarını hatırlatan Başkan Kocaoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Herkesin kaderine bir şey düşer. Belediye Başkanlığı böyle bir şeydir. Elinde eksik neyse, onu yapmak zorundadır. Belediye başkanı aklı ve bilimi kullanıyorsa, hayalperest değilse, tribüne oynamıyorsa, realistse başarır. İzmir’de 25 yıllık bir çöküş süreci yaşanıyordu. Bunun nedenleri farklı olabilir. Kimi 'iktidara ters düştü' der, kimi başka bir şey. Ancak İzmir, kendi dinamikleriyle, kendi insan gücüyle, kendi yatırımcı firmaları ile kimse su vermese dahi kalkınabilecek bir kenttir. Biz bunu ispat etmeye çalışıyoruz ve ettik de..”
Soruları yanıtladı
Konuşmasının son bölümünde Bornova'da Aşık Veysel Rekreasyon Alanı, Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi, Altındağ Kültür Merkezi, Bornova Stadı, Altındağ Spor Merkezi, Pınarbaşı Hamamı, Doğanlar Şapeli ve Homeros Vadisi gibi hayata geçirdikleri projeler ile devam eden yatırımlar hakkında bilgi veren Başkan Kocaoğlu, kendisine gelen soruları da tek tek yanıtladı. Bornova merkeze gelmesi planlanan metro ile ilgili proje çalışmasının bittiğini, Çaylak ve Umut apartmanları ile ilgili sıkıntının çözülmesi ile birlikte çalışmalara başlayabileceklerini bildiren Başkan Kocaoğlu, Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi'nin devamı için 3 binanın kamulaştırmasının yapıldığını belirtti. Paterson Köşkü'nü restore ettikten sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredeceklerini, yaptıkları anlaşma gereği üçüncü kişilere kiraya verilmesi h alinde kullanım hakkının İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne geçme şartı koyduklarını söyleyen Başkan Kocaoğlu, “Bizim amacımız, İzmir'in zenginliği olan bu tarihi eseri kurtarmak” sözleri salonu dolduran katılımcılardan büyük alkış aldı.