TMMOB İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü dolayısıyla TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Lokali’nde bir basın toplantısı gerçekleştirilirdi.
Basın açıklamasına TMMOB’a bağlı odaların İzmir Şubesi Yetkilileri Katıldı.
İş cinayetlerine dikkat çekmek için basın açıklamasını Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş okudu.
Göltaş, “Ülkemizde her 4 saatte bir emekçi, evine ekmek götürebilme gayretinin bedelini hayatıyla ödemektedir” dedi.
Göltaş, Kozlu Faciası’nın yıldönümünü İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü olarak belirlediklerini kaydederek, “2013 yılından bu yana her 3 Mart’ta meydanlara çıkıyoruz. Acımasız sömürü koşulları, güvenliksiz çalışma ortamı, alınmayan tedbirler, uyulmayan kurallar ve uygulanmayan denetimler nedeniyle iş başındayken hayatını kaybeden tüm emekçilerin anıları önünde saygıyla eğiliyor, ailelerine bir kez daha baş sağlığı diliyoruz. Ülkemizde çalışma yaşamında yaşanan ölümler uzun zamandan beri sistematik bir hal almıştır. Bu yüzden yaşanan ölümler kamuoyu tarafından kaza değil, cinayet olarak adlandırılmaktadır. Bu cinayetin failleri, kâr hırsını can güvenliğinin önünde tutanlardır. Bu durumu görmezden gelen, gerekli denetimleri yapmayan, sorumluları hak ettikleri biçimde cezalandırmayanlar da iş cinayetlerinin müşterek failleridir” dedi.
4 saate 1 emekçi ölüyor
Göltaş, “Geçtiğimiz yıl ülkemizde en az 2006 kişi, işyerlerinde çalışırken hayatını kaybetmiştir. Yani ülkemizde her 4 saatte bir emekçi, evine ekmek götürebilme gayretinin bedelini hayatıyla ödemektedir. Daha ucuza, daha çok ve daha hızlı üretim yapabilmek için kimileri tersanede, kimileri inşaatta, kimileri boyahanede, kimileri madende, kimileri tarla yolunda, kimisi yüksek gerilim hattında can vermektedir. İş cinayetlerinin her yıl artması, ülkemizde insan hayatına verilen önemin giderek düştüğünü gösterdiği kadar, iş sağlığı ve güvenliği alanına ilişkin yasal mevzuatın ve denetimlerin yetersizliğini de gözler önüne sermektedir” diye konuştu.
Göltaş iş cinayetlerini önlemek iççin kamusal anlayışın getirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “İş cinayetlerini önlemek için atılması gereken ilk adım, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna kamusal bir anlayışla yaklaşmaktır. Başta, 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu olmak üzere bu alana ilişkin tüm yasalar, kamusal bir bakış açısıyla yeniden düzenlenmelidir. Her şeyden önce emekçilerin gelecek kaygısı hissetmeyeceği, güvenli bir çalışma ilişkisi yaratılmalıdır. Bunun için de İş Kanunu’nda yer alan “telafi çalışması”, “denkleştirme”, “çağrı üzerine çalışma”, “kısmi süreli çalışma”, “asıl işveren-alt işveren ilişkisi”, “geçici iş ilişkisi” gibi esnek ve kuralsız çalışma hükümleri derhal kaldırılmalıdır. Çalışma yaşamını esnekleştiren, iş güvencesini ortadan kaldıran, işverenin işçiye karşı sorumluluklarını hafifleten, iş-işveren ilişkisini dolaylı hale getiren her türden yasal düzenleme iptal edilmelidir. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılması önündeki her türden yasal ve fiili engel kaldırılarak işçilerin kendilerini örgütlü ve güvende hissetmesi sağlanmalıdır” ifadesini kullandı.