Ne yazarsın sen gazeteci?

Soruyla başladık; sürdürelim...

Sorunları unutturup, suni gündem yaratmak için mi?

X

Örneğin...

"Dünya starı Mesut Özil Türkiye'ye geliyor..."

"Mesut Fenerbahçe'de..."

Manşetleri süslüyor, sayfalarca içi boş haberlerle dolduruyorsun!

Televizyonlar yayın üstüne yayın yapıyor; futbol "ulemaları"nı konuşturuyor, yorum yaptırıyorlar!

Şaşırtıcı sorular birbirini izliyor...

Yayınları izlerken, insan biraz gazeteciliği biliyorsa...

Gülmekle ağlamak arası kıvranıp duruyor!

Daha ne olsun yani; ister istemez soruyorsun:

"Sen ne yazarsın gazeteci?

Rıdvan Dilmen NTV'de soruyor:

"Antrenman durumun nedir Mesut?"

Yanıt ilginç ama net:

"Takımla durum ortada. O nedenle evde antrenman yaptım"!

Bir başkası uçaktan iner inmez dayıyor mikrofonu:

"Fenerbahçe şampiyon olur mu. taraftara mesajınız?"

Malum yanıt:

"Fenerbahçe her zaman şampiyon adayıdır"!

Ve en ilginç soru geliyor:

"Teknik direktör Erol Bulut ile anlaşabilecek misiniz?"

Komik soruya, o muhabirin anlayabileceeği daha ilginç yanıt geliyor:

"Kendisi Almanya'da yetişmiş, Türkiye'ye gelmiş biri ve Almanca biliyor. Kolay anlaşabileceğimizi söyleyebilirim..."

Başkan Ali Koç çıkıyor, çok önemli bir transferi gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını anlatırken...

"Düşünebiliyor musunuz, o kadar önemli ki, uçağı havalandığı anda Ronaldo'nun izlenme oranına bile fark attı. O denli ilgi çekti yani" diyor...

İşte size gazete manşeti; TV'lerde günlerce sürecek öykü başlangıcı!

X

Sormakta haksız mıyız:

"Ne yazarsın gazeteci?"

X

Evet Mesut Özil, aileden Türk, Almanya'da doğup büyümüş, futbola Alman takımlarında başlamış, kendini geliştirmiş, star olmuş; Alman Milli Takımı'nda Avrupa Şampiyonaları ve Dünya Kupası'nda oynamış, kupa kaldırmış; Avrupa'nın önemli takımlarından Real Madrid ve Arsenal'da oynamış; son olarak da 1.5 sezon önce takımınca dışlanmış bir futbolcu!

32 yaşına gelmiş bir futbolcunun "star" olduğunu kimse inkar etmiyor da!

Ancak, takımınca dışlanmasına karşın paundları cebe indiren bir futbolcunun "Doğduğu günden bugüne Fenerbahçeli" denilerek, TV patronu Acun Ilıcalı'nın da katıldığı pazarlıklarla Türkiye'ye getirilişini...

Aldığı paundları silerek gelişinin hangi pazarlıklarla, ne gibi sözler, sponsorluk anlaşmaları önerilerek ve de hangi bedellerle razı edildğini kimse sorgulamayacak mı?

X

Yazsana gazeteci?

Sen "Mes'ut kişiyle" uğraşırken...

Türkiye Futbol Fedrasyonu'nun, ülkede futbolun altyapısının özendirilmesini, yeniden kurgulanmasını engelleyen yabancı transferi sayısını 16'ya çıkardığını yazsana!

Bir yıldır görmezden geldiği ve ligleri durdurduğu amatör futbolcuların ve yöneticilerin Cumhurbaşkanı Re3cep Tayyip Erdoğan'ın aracını durdurup, "Bize, sizin sorununuzu Reis çözer, dediler. Size geldik Sayın Cumhurbaşkanım. Amator kulüpler kapanmakla karşı karşıya. Antrenörler, futbolcular, altyapılarımız bitti. Bir yıldır sokaktayız. Ne yardım eden var, ne kapımızı çalan. Sizden yardım istiyoruz" diye sızlandığını, yardım istediğini bir TV dışında veren olmadı!

Sen niye görmüyor, yazmıyorsun?

Yazsana?

X

Yine TFF'nin naklen yayın konusunda Katarlı şirketle sorunları çözdüğünü, şirkete teşekkürünü, ödeme yaptığını, sözleşme imzaladığını ballandıra ballandıra anlatıp, yazdınız!

Kulüpler Birliği Vakfı ile yapılan toplantıda, paranın bir bölümünün yatırıldığı, sorunların aynen sürdüğü, sözleşmenin de beklentilerin dışında imzalandığı, şirketin uyarılmasının istendiği ortaya çıktı!

Sorun olunca gündeme olumsuzluk düşmesin diye konuşmamak mı gerekiyor?

Neden yazmıyorsun gazeteci?

X

Dünya'da olduğu gibi...

Koronavirüs nedeniyle Türkiye'de de insanlar zor süreçlerden geçiyor; canına can katmak için uğraşıyor insanlık!

Kurtuluş için aşı peşinde koşuyor!

Verilen ölçüde alıyor; kapıda bekliyorsun, "Bize de düşer mi?" diye!

Esnaf, küçük ticaret erbabı, garson, işsiz "açız" diye bağırıyor!..

Yazamıyorsun gazeteci!

X

Cansuyu bekleyen esnafı, işsizi...

Aşı bekleyen vatandaşı yaz gazeteci!

"Mes'ut" ve "bahtiyar" olanı değil!

Sorunların büyüğünü yaz!..