Yaşayan En Büyük Şairimiz Ataol Behramoğlu’nun oyunudur “Lozan”.
30 yıl önce Metin Belgin’in yönetmenliğinde, Timur Selçuk’un beste ve şarkılarıyla Antalya Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenmiş ve turne yapmıştı.
Şairimiz “aradan geçen yıllardaki birikimlerimin ve ulaşılan yeni bilgilerin ışığında, baştan sona gözden geçirmiş metni, bu yeniyi de okuyucunun ve tiyatro dünyamızın ilgisine sunmuş.
Oyun, Cumhuriyetin 100. yılında, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Sahne Tozu Tiyatrosu işbirliğiyle, Haluk Işık’ın dramaturgluğunda ve yönetmenliğinde sahnelendi.
xxxx
Behramoğlu’na göre; Lozan Konferansı adeta bir “kurtlar sofrası”...
Kendi ifadesiyle de; “Konferans ve kazanımlarıyla Lozan Antlaşması, son yıllarda, tarihi çarpıtmak isteyen bazı gerici saldırıların hedefinde. Hâlâ öyle.
Lozan’ı anlatmak Milli Mücadele’yi anlatmaktır, dolayısıyla iki saatlik bir oyuna neler sığabilir?
Ancak oyun, Lozan’ın önemini net ve yalın bir şekilde izleyiciye aktarıyor.
Oyunun sonunda, Mustafa Kemal Atatürk’ün gazetecilere vereceği demeçle ve oyunun belli bölümlerine iliştirilen cümlelerle bu tarihi çarpıtmalara da yanıt veriliyor.”
xxxx
Cumhuriyetimizin
100. yılında oluşan yapıtaşlarından bir tanesidir, “tapu senedi” benzetimiyle Lozan Antlaşması.
Lozan ile hem sınırlarımız belirlendi, hem de çağdaş, demokratik cumhuriyetin “insanlık bahçesinde olması” sağlandı.
Oyunun yönetmenliğini üstlenen Tiyatro Yazarı ve Şair dostumuz Haluk Işık, duygularını şöyle paylaşıyor;
“Sevgilim İzmir dediğim bir kentte yaşıyorum. ‘Lozan için ne yapabilirim’ dediğim süreçte Büyükşehir Belediyesi’nden Sayın Tunç Soyer’den bir teklif aldım.
Ataol Behramoğlu’nun Lozan’ını sahneye koymam istendi.
Oyun tarihsel bir olay ve dikkatle anlatılması gerekir ama anlatım yöntemimiz sanat!
İnsani öykülerle denemeye çalıştım.
Bu oyun sosyal,
tarihsel ve sanatsal sorumluluk projesi.
O nedenle bir yandan insan öyküleri, bir yandan tarihsel olaylarla, bir yanda da izlenebilir olması açısından bir çalışma yaptım.
Oyun başarılı olduysa, başarı öncelikle
Tunç Soyer’e, Ataol Behramoğlu’na, Timur Selçuk’a ve oyunumuza emek veren herkese aittir.
Ataol Abi çok araştırmış oyunu yazarken.
Lozan bu topraklarda yaşayan insanların değil, parçalanmaya çalıştırılan bütün halklar için de bir isim kaynağı olmuştur.
Yönetmen olarak
‘insan öyküleri ile insanları bu davranışa yönlendiren’ nedenleri aradım...”
xxxx
Oyun; tarihçi, yazar, yönetmen tarafından 3 erkekle sahneleri birbirine bağlanıyor.
Haluk Işık, Behramoğlu’nun izniyle -bunları kenarı bırakıp- oyunu yönetmeni de kadın olmak üzere iki kişi ile yönlendirmiş.
Lozan 100. yılında “kadın gözüyle anlatılır” demek istemiş.
Söz yine Işık’ta; “Kuruluşu ve kurtuluşu ile Lozan bir kadın devrimidir.
Ben kuvvacı bir ruhla, bağımsızlıkla kadınları Lozan ruhunda buluşturmak istedim. Lozan’a giden yolda toprak kayıpları, kapitülasyonlar yaşamıştık.
Bütün bunlara bir itiraz gerekiyordu.
Lozan, Gazi Mustafa gibi bir önder, İsmet İnönü, arkadaşları ve halk sayesinde oldu. Biz bunları anımsatıyoruz.
100. Yıl sadece laf olarak kalmasın. Lozan’a ve Lozan’ın taşıdığı değerlere düşmanlık beslemek illa gizli madde istiyorlarsa, buyurun ben gizli maddeyi böyle açıklıyorum.”
xxxx
“Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinden Lozan’ın imzalanmasına ve sonrasına uzanan bir süreci, tarihsel belgeler ışığında ve insani öykülerle anlatan 2 bölümlük müzikal oyun, Lozan’ın 100. yılında ülkemizde sahnelenen ilk ve tek sanatsal çalışma olma özelliği de taşıyor.
Muhteşem prodüksiyon “Lozan”,
24 Temmuz’dan bu yana İzmir, Tire, Ödemiş, Eskişehir, İstanbul-Kartal ve Ankara-Çankaya’da sanatseverlerle buluştu...
"İnsanlık tarihinin en eski ve en saygın sanat yaratı alanı, yine insanlığın dünyaya açılan gözü" tiyatroya katkı koyanlara büyük saygıyla...