Yine geceyi yarıladık.
Etraf zifiri karanlık.
Ege ve Akdeniz'in birleştiği bir coğrafyadayım.
Manzaram iki kadim deniz.
Sağım Ege, solum Akdeniz.
Geçmiş uygarlıklar Ege Denizi'ne Arşipel, Akdeniz'e Mare Nostrum dediler.
Binlerce yıl kim bilir neler yaşandı bu sularda?
Uygarlığın doğduğu yerlerdi buralar.
Dünyanın 7 harikasından 6'sı bu iki denizin kıyılarında inşa edildi.
Bu saatte hafif bir batı rüzgarı(bahar yeli) esiyor.
Batı rüzgarları İspanya'dan Sierra Nevada ve Atlas dağlarından kopup Akdeniz'e ulaşan bir rüzgar.
Antik çağda batı rüzgarına Zephyrus derlerdi.
Zephyrus, Astroios ile Şafak tanrıçası gül parmaklı Eos'un oğluydu.
Ülkesi Bodrum'du.
O yüzden Bodrum'un ilk adı, Zephyria'dır.
Öyle ya.
Bodrum ezeli ve ebedi bahar yellerinin diyarıdır.
Yukarıda samanyolu ışıl ışıl.
Aslan ve Çoban burçlarının arasında Coma Berenices takımyıldızının cılız ışıklarını görüyorum.
Coma latince yıldız demek.
Brenices ise Ptolemaios Kralı Ptolemy III Euergetes'in eşi kraliçe Berenis.
Coma Berenices "Berenis'in saçı" anlamına geliyor.
Peki bir takım yıldızına adını veren bu kadın kim?
Niye ismi bir takım yıldızında?
Berenis, tanrılara kurban kesenlere, adak adayanlara çok anlamlı mesaj veren bir kadın.
İsterseniz onun mitolojik hikayesini Muğlalı eğitimci, yazar, şair Hamdi Topçuoğlu 'nun mısralarıyla anlatalım.
"O bir kraliçeydi.
Adı: Berenis.
Güzeldi elbet.
Saçları, bal köpüğü bir tutam yıldız.
Kocası Ptolemy,
Uygarlıkların beşiği Mısır’dan yönetirdi
Magrib’i, Akdeniz’i, Ege’yi, Filistin’i.
Bir gün savaşa karar verince Ptolemy,
Yüreğine ateş dağı çöktü Berenis’in.
Suriye, Mezopotamya, Asur.
Çöl, kum ve sıcak…
Savaş bu, gidip de dönmemek
Gelip de görmemek var değil mi?
Uyku uçup gitti gözlerinden.
Dedi ki bir gece,
Eğer zaferle dönerse seferden sevdiğim adam,
Afrodit’e adayacağım
Tüm kadınların kıskandığı saçımın her telini.
Ptolemy savaşırken uzaklarda
Aklı hep eşindeydi Berenis’in.
Gördüğü her kötü rüyayı iyiye yordu.
Bilicilerden geleceği sordu günler boyu.
Ve yine böyle kâbus dolu bir günde,
Çıkageldi ulaklar,
Yelkenleri Akdeniz rüzgârlarıyla şişmiş tekneleriyle.
Berenis gözlerini yumdu,
Bir daha adadı saçlarını mutlu bir haber için.
Müjdeler olsun! dedi,
Karaya ilk adım atan ulak
Efendimiz Ptolemy.
Gerisini duymak bile istemedi Berenis.
Koşup odasına, dibinden kesti saçlarını,
Bir mermer kutuya koyup bıraktı tapınağa.
Büyük şölenlerle karşılandı Ptolemy.
Ama saçsız görünce sevgilisini
Aklı başından gitti.
Öyle bir sitemle baktı ki
Berenis eğip başını
Duyulur duyulmaz bir sesle
Senin uğruna
Afrodit’e adadım saçımı, dedi
Ptolemy, sevindi.
Berenis en değerli
Armağanını kendisi için tanrılara sunduğundan
Üzüldü sonra.
Sevgilisi böyle saçsız kaldığından.
Gidelim, dedi…Görelim tapınakta
Afrodit’e sunulan sevdiğimin adağını...
O da ne?
Ne mermer kutu vardı yerinde ne Berenis’in saçı.
Kükredi Ptolemy.
Koşuştu görevliler bir o yana, bir bu yana.
Bulamadı kimse bir tel.
Gelip boyun eğdiler.
Boynumuz saç telinden incedir dediler.
İster vur, ister sürgünlere gönder bizi.
Ptolemy kılıcını çektiği an,
Durun, dedi, biliciler bilicisi Samsatlı Conon.
Hele bir yıldızlara bakalım!
Kaldırıp başlarını
Engin derinlerine baktılar gece mavisinin.
Bakın, bakın!
Görüyor musunuz sizde?
Bir takımyıldız!
Şaşırdı herkes.
Bukle bukle, yıldız yıldız gülümsüyordu
Sonsuz karanlıkta Berenis’in saçları
Dedi ki bilgeler:
Bu dilek Tanrı katında kabul olmuştur.
De Coma Berenices, dedi
Gökbilimciler bu takımyıldızın adına.
Bin yıllar sonra, dedim ki ben de
Ey canı için tanrısına can adayan!
Bir kez de sen bak gökyüzüne!
Kendin için başka canları adayacağına,
Berenis gibi sen de
Kendinden bir parça adasan Tanrı’na."