Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
Her pedal bir fidan
Her pedal bir fidan
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!

Sedat Kaya

IŞIK ÜLKESİNİN İNSANLARINA...
26 Haziran 2023 Pazartesi

 

Hepimiz mutlu bir ülkede yaşamak istiyoruz.

Çoğumuz demokratik bir cumhuriyet özlemiyle yanıp tutuşuyoruz.

Gençlerimiz Avrupa Birliği ülkelerine, Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmenin hayalini yaşıyor.

Batıyı örnek alarak, batılılaşma arzumuz yıllardır sürüyor.

Oysa örnek alacağımız devlet düzeni bu topraklardaydı.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği bu topraklarda kurulmuş bir devlet sistemini örnek alarak büyüdü.

Maalesef bizim haberimiz bile yok. 

 

Likyalılardı onlar.

Anadolu'nun ilk halklarındandılar.

Luviler'in devamıydılar.

Hititler Lukka dedi onlara.

Likya, ışık ülkesi demekti.

Onlar tarihin ilk demokratik cumhuriyetini kuranlardı.

Coğrafyanın atası Amasya'lı Strabon, "Geographika" isimli eserinde onları hiçbir halk için söylemediği sözlerle övmüştü. 

 

''Öyle uygar ve nezih bir şekilde yaşamlarını sürdürdüler ki; şimdiye kadar hiç utanç verici kazanç istekleri olmadı ve atadan kalma birlik içinde yaşadılar."

 

Antalya ile Fethiye arasında yaşayan Likyalılar, MÖ 100'ncü yüzyılda tarihin ilk demokratik cumhuriyetini kurdular.

Başta Xanthos, Patara, Pinara, Olympos, Myra ve Tlos olmak üzere 23 kent bu birliğe dahil oldu.

Likya Birliğinde her kent, birlik yönetiminde temsil hakkına sahipti. 

Kentlerin sahip oldukları oy hakları  büyüklük ve zenginliklerine göre düzenlenmişti. 

Kent temsilcileri Patara'daki meclis binasında kendi aralarından bir başkan seçiyorlardı. 

Yine birlik temsilcilerinin kendi aralarından seçtikleri ordu komutanları, birlik sekreteri, birlik hazine görevlisi, birlik mahkeme ve yargıçları vardı.

 

Bugu?n Avrupa Parlamentosu’nda koltuk dag?ılımında gec?erli olan u?ye devletlere nu?fusa go?re oy hakkı tanınması sistemi, Likya Birlig?i’nden örnek alındı.

O günlerde Atina demokrasisi eşitlikci değil seçkinci bir yapıya sahipti. 300 bin nüfusun yarısı köle, yarısı kadındı. Sadece 75 bin erkek oy kullanabiliyordu. Likya'da ise bütün yurttaşlar eşitti, kadınlar bile oy kullanabiliyor, hatta başkan seçilebiliyordu.

Likya Birliği'nde başkan sadece bir yıllığına seçiliyor, aynı şehirden üst üste ikinci kez başkan olunamıyordu.

Atina demokrasisinde ise böyle bir sınırlama yoktu. 

 

Likya Birlig?i, ortak ordusu, ortak anayasası, ortak para birimi ve parlamentosuyla bugu?nku? anlamıyla bir demokratik konfederasyon yapıya sahipti.

 

2000 yıl önce Anadolu'da kurulan ve yüzyıl süren bu demokratik yapı sadece Avrupa Birliği'ne değil  Amerika Birles?ik Devletleri’ne de model oldu.

ABD'nin 1787 yılında kabul edilen Birles?ik Devletler Anayasası'nın bic?imlendirilis?inde Likya modeli vurgulandı.

Anayasa tartıs?maları sırasında Alexander Hamilton ve James Madison Likya Birlig?i'ni bir model olarak referans göstermişti.

ABD’nin ilk bas?kanı Georges Washington ile Ro?nesans’ın o?nemli filazoflarından Fransız  Monstesquieu, Likya Birlig?i Anayasası’nı bir bas?arı o?rneg?i olarak göstermişlerdi.

Hatta Monstesquieu 1748’de basılan “Yasaların Ruhu”  kitabında Likya Birlig?i ic?in s?o?yle demişti. 

 

“Bana sorarsanız bugu?ne kadar gelmis? gec?mis? en mu?kemmel cumhuriyet hangisidir diye, size Likya Birlig?i`ni go?steririm.” 

 

Likyalılar özgür ruhlu ışık ülkesi insanlarıydılar.

Onlar öz be öz Anadolu'nun yerli halkıydı. Anadolu'ya hangi noktadan saldırı olduysa o bölgede savaşmak için yerlerini almışlardı. 

 

MÖ 1274'te Mısır topraklarını genişletmek için Hititlilere savaş açtığında Likyalılar Hititlerin yanındaydı.

MÖ 12. Yüzyıldw 

Akalar Yunanistan'dan kalkıp Truva önlerine geldiklerinde, Likyalılar Anadolunun batısında Truvanın yanında saf tutanlardı. 

 

Onların karakterinde demokrasi, özgürlük ve yaşadıkları topraklara bağlılık vardı. 

M.Ö 546'de Persler Anadolu'yu doğusundan batısına istila edip son olarak Likya'nın kapısına dayandıklarında, tüm dünyaya kahramanlık ve bağımsızlık dersi veren de onlardı. 

Perslerin kat kat kalabalık ordusuna karşı az sayı ile dövüştüler. 

Yenilginin kaçınılmaz olduğu kesinleşince kentlerine geri çekildiler. Kadınları, çocukları, hazineleri ve köleleri kaleye doldurup kaleyi dört yanından ateşe verdiler.Yangın kaleyi yerle bir ettikten sonra, birbirlerine yeminlerle bağlanarak tekrar düşmana saldırırlar. Hepsi savaşarak öldü ama düşmana ganimet bırakmadılar.

Sonra küllerinden yeniden doğdular.

MÖ 42 yılında Brütüs komutasındaki Roma birlikleri Likya'yı kuşatınca; tarih tekerrür etti ve ışık ülkesinin insanları 500 yıl önce Persliler karşısında yaptıkları davranışın aynısını yenilediler.

Romalılar karşısında da yenilginin kesin olduğunu fark edince kadın çocuk şehri ateşe verip yangının içine daldılar.

Kucağındaki çocuğuyla yangına atlayan bir kadını gören Brütüs bu kahramanlıktan o kadar etkilenmişti ki, askerlerine, kurtaracakları her kişi için ödül vereceğini duyurmuştu.

Kısa süre önce öldürmek için saldıran Roma askerleri, bu kez insanları yangından kurtarmak için uğraşıyordu.

Brütüs, "bağımsızlıkları için ölümü seçen insanlar bunlar" demişti. 

 

Likyalılar 2000 yıl önce bir beyaz mermer üzerine bir mesaj bıraktılar bize. 

 

"Evlerimizi mezar yaptık, mezarlarımızı ev.

Yıkıldı evlerimiz, yağmalandı mezarlarımız,

Dağların doruğuna çıktık, toprağın altına girdik

Suların altında kaldık, gelip buldular bizi,

Bozdular birliğimizi, altüst ettiler bizi,

Yakıp yıktılar, yağmaladılar bizi!

Biz ki; analarımızın,

kadınlarımızın ve ölülerimizin uğruna,

Biz ki; onurumuz ve özgürlüğümüz uğruna,

Toplu ölümleri yeğleyen bu toprağın insanları,

Bir ateş bıraktık...

Hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan!”

 

Dedikleri gibi 2000 yıldır o ateş hiç sönmedi.

Ama ne acı ki, o ateş vatanında değil, Avrupa ve Amerika'da yanıyor şimdi.

Bizler kendi topraklarımızda, bize bırakılan bu mesajı alamadık.

İyi pazarlar..

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Sedat Kaya
Sedat Kaya
ÖĞRETMEN
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
"ÇEK LOKOMOTİFİ" ZATOPEK
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Benim kitap fuarlarım...
Esat Erçetingöz
Esat Erçetingöz
Alaçatı’da “Windfest 2024” rüzgarı esti
Okan Yüksel
Okan Yüksel
GÖZTEPE'NİN "KOCA KAPTANI" GÜRSEL AKSEL
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri