Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
Her pedal bir fidan
Her pedal bir fidan
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!

Sedat Kaya

EN YÜCE KADIN YUKARIDAN SİZİ İZLİYOR
3 Temmuz 2023 Pazartesi

 

Binlerce yıl önce adı Kybele idi.

Kıble.

Sonra Artemis dediler ona, ardından Diana.

Ya da Selene, Luna, Sin, Hubel, Kamer.

Daha neler neler. 

Antik çağda kadınların doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası ile Ay’ın hilal, yarımay ve dolunay görüntüleri birbirine bağdaştırılırdı.

Ana rahminde büyüyen bir cenin gibi.

Kadın cinselliğinin ve doğurganlığının sembolüydü.

Doğumu, yaşamı, ölümü ve yeniden doğuşu simgeliyordu.

Ve ondan tanrıçalar yaratıldı.

Onun ışığı nurdu.

Avuçlara doldurulup yüzlere sürülürdü.

Ve insanlığın uzay merakı işte bu tanrıçayla başladı.

İşte o tanrıça şu an tepemizde.

Gümüş bir tekerlek gibi. 

 

Romalı düşün insanı Tacitus, MS 100'de şöyle demişti.

"Dünyadaki çirkinliklere tahammülünüz kalmayınca gözünüzü gökyüzüne çevirin."

Tarih boyu insanoğlu hep gözünü gökyüzüne çevirdi.

 

Bundan 6500 yıl önce Mezopotamya'da ortaya çıkan Sümerler uzayla ilgilenen ilk medeniyet oldular.

Ay'ı, Güneş'i, Gezegenleri, Yıldızları kil tabletlere çizdiler.

Onlar uzaydaki cisimlerin yuvarlak olduğunu biliyordu. 

 

Aradan yüzyıllar geçti.

M.Ö 500'lerdi.

Kuşadası'nın karşısındaki Samos(Sisam) adasında yaşayan Pisagor,  Ay’ın yörüngesi boyunca hareketlerini ve Ay’ın son şeklini  gözlemleyerek yuvarlak olabileceğini söyledi.

Pisagor “Ay yuvarlak ise Dünya da yuvarlak olmalı” dedi.

Ciddiye almadılar. 

 

Ondan 70 yıl sonra İzmir Urla'da doğan Anaksagoras Ay'ı, Güneş'i ve yıldızları izliyordu..

Bir gün İzmir yakınlarına bir göktaşı düştü.

Anaksagoras göktaşını inceledi ve bunun soğumuş bir kaya parçası olduğunu gördü.

Ardından Güneş ve Ay tutulmalarını gözlemledi.

Ay’ın Dünya üzerindeki gölgesinin şekli yuvarlaktı..

Bu ona göre Dünya’nın yuvarlak olduğunun kanıtıydı.

Yetinmedi.

Daha da ileri giderek Atina halkına; tanrı diye iddaa ettikleri Ay'ın bir taş kütlesi, Güneş'in ise çok büyük bir ateş topu olduğunu söyledi.

Söylediğine pişman ettiler.

Çünkü toplumun kutsalına dokunmuştu.

Kovuldu.

Çanakkale'de sürgün yaşadı.

Tarihe geçen sözleri şuydu.

"Ay Tanrı değil, büyük bir kaya.. Güneş ise bir ateş topu." 

 

Anaksagoras'dan 50 yıl sonra  bu kez Aristo, ekvatordan uzaklaştıkça gökyüzünde görünen takımyıldızlarıyla ilgili yaptığı gözlemler, ufukta eğrilik ve  bir geminin ufukta kayboluş biçimi gibi  kanıtlara dayanarak dünyanın yuvarlak olduğunu açıkladı. 

 

Aristo'dan bir süre sonra bu kez başka bir bilim insanı çıktı ortaya; Eratosthenes.

İskenderiye Kütüphanesi'nde müdürdü.

Bir gün  Güney Mısır’da Siyene denen şehirde çok ilginç bir kuyunun olduğunu öğrendi.

Gitti, inceledi.

Bu kuyu her yıl 21 Haziran'da en dip noktasına kadar Güneş alarak aydınlanıyordu.

Güneş bu tarihte en tepe noktada oluyordu ve Güneş ışınları bu kuyuya tam dik olarak düşüyordu. 

Eratosthenes, güneş ışınlarının İskenderiye ve Siyene’ye aynı şekilde düşmediğini ve bunun nedeninin de Dünya’nın eğimli bir yapıda olması ile ilgili olduğunu biliyordu.

Eratosthenes, bir sonraki 21 Haziran'da Güneş tam tepe noktasındayken İskenderiye’de yere bir çubuk dikti..

Güneş ışınlarının çubuğa tam dik ulaşmadığını ve yerde 7 derecelik bir gölge oluşturduğunu farketti..

Buradan yola çıkarak Dünya’nın bir daire olduğunu anlayan Eratosthenes, İskenderiye ile Siyene arasındaki mesafenin Dünyanın merkez noktasında da 7 derecelik bir açı oluşturması gerektiğini düşündü. 

Ve dünya denilen dairenin çevresinin 250.000 Stad olduğunu hesapladı; 

46.250 km. (Bugün dünyanın çevresinin 40.100 km olduğunu biliyoruz.) 

 

Aradan yine yüzyıllar geçti.

1500'lü yılların sonlarıydı..

Katolik Kilisesi Avrupa'da gericiliğin krallığını yaşıyordu.

Kilise dünyanın düz olduğunu savunuyor, okullarda böyle öğretiliyordu.

 

İtalya'da Galileo isimli bir bilim insanı isyan etti.

"Hayır Ay ve Dünya yuvarlak ve dönüyorlar" dedi.

Kilise ve onun şakşakcısı gericiler ayağa kalktı.

Galileo engizisyonda yargılandı.

İdamdan kurtulmak için

özür diledi, sözünü yuttu.

 

Galileo pes etti ama bir başka İtalyan bilim insanı Giordano Bruno, kiliseye rest çekti; "Ay da, Dünya da yuvarlak, güneşin etrafında dönüyor" diye haykırdı.

Kilise deliye döndü.

Sözünü geri al dediler, almadı.

Sonunda bir kazığa oturtularak diri diri yaktılar. 

 

Katolik inancının iplerini elinde tutan Vatikan, tam 366 yıl sonra, 2008'de özür diledi ve ayın da dünyanın da yuvarlaklığını  resmen  kabul etmiş oldu. 

 

Oysa Galileo'dan çok önceleri İman Gazali ve islami bilim insanları dünya yuvarlak demişti.

Şimdi İslam dünyası nerede, onlar nerede?

Neyse.

 

Romalı düşünür Tacitus'un sözünü bir kez daha hatırlamakta yarar var.

"Dünyadaki çirkinliklere tahammülünüz kalmayınca gözünüzü gökyüzüne çevirin." 

 

Şimdi lütfen gökyüzüne bakın.

Tam tepenizde binlerce yıl tapılan, dualar edilen, kurbanlar kesilen, uğruna can verilen tanrıçayı göreceksiniz.

En yüce, en kutsal kadın sizi izliyor. 

 

Fotoğraf:  Mısırlı arkadaşım Abd Elrahman Nasser tarafındab

Nikon 5300D  kamera 70-300 lens ve teleskop aracılığıyla çekildi.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Sedat Kaya
Sedat Kaya
ÖĞRETMEN
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
"ÇEK LOKOMOTİFİ" ZATOPEK
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Benim kitap fuarlarım...
Esat Erçetingöz
Esat Erçetingöz
Alaçatı’da “Windfest 2024” rüzgarı esti
Okan Yüksel
Okan Yüksel
GÖZTEPE'NİN "KOCA KAPTANI" GÜRSEL AKSEL
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri