Yaşamının her anında cesaretini bir demet çiçek gibi sunan Cevat Baba, 'yorgun hüzünlerde bir yürek söylence'dir.

“Üçüncü göz ile bakıyoruz.

yiğitliğini belgelenmiş zamana

yeniden geçiyor elden

kavramlar

yüklendik çağdaşlığa

kaçmak yok

hainlik yok

ödün yok kaypaklığa”

Futbolcu teknik direktör, yönetici olarak bir insan ömrüne bedel 65 yılı tüketen Cevat Gök’ün 12 yaşında Galatasaray genç takımda başlayan futbolculuk öyküsü 

B takım ile kazanılan şampiyonluklarla süslenmiş, 

A takım formasının kuşanılmasıyla taçlandırılmıştır.

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Gücü’nde vatan görevinin yerine getirilmesi, 

futbol alanlarında fırtına gibi esen Ankara Muhafızgücü formasının 3 yıl kuşanılması, 

İstanbul’a bir yıllığına dönüş ve dönüşü olmayacak şekilde İzmir’e Karşıyaka’ya geliş ve o geliş.

İzmir’de Yün Mensucat’ta bir yıllık serüven yaşanır. 1949’da tarih 1960 yılına değin Karşıyaka’nın 3 numaralı formasını kuşanan Cevat Gök’ü siyaseten değil fiziken “solun kralı” diye yazar. 

Sol savunma kanadının simge futbolcularından Cevat Gök frikiklerde, defansların ve kalelerin “kınından sıyrılmış / kasatura biçiminde” belasıdır.

1952 ve 1959 Cevat Gök’ün Karşıyaka formasıyla şampiyonluk destanları yazdığı yıllardır. 

Dönemin değişiyle “İzmir Muhteliti’nde günümüz Türkçesiyle” İzmir karmasında “3” numaralı formanın tapusu Cevat Gök adına çıkarılmıştır.

Karşıyakalı ünlü şair Salih Birsel 

“Futbol Maçı” adlı şiirini sanki Cevat Gök’ler için yazmıştır: 

“Ah o evliler, o futbolcular

yan basmazlar hiç

tirbuşon olmazlar

kocalar tam bir frikik

kadınlar altın gol

yürekleri çınlar futbol alanında…”

****

1960’lardan sonra antrenör, teknik direktör, yönetici olarak görevler üstlenen Cevat Gök’e “sonsuzluğu paylaşır mısın benimle

bir de hüznü

birde sevgi

mutluluğu

içimdeki çiçekleri

paylaşır mısın benimle” derseniz hayatını tanık gösterir.

Ama insan sevgisini, spor sevgisini, Karşıyaka sevgisini gökyüzüne bayrak gibi çeken, çiçekler içinde bir ülke yaratmak için yaşayan, erdemin, onurun, simgelerinden Cevat Gök’e anasının ak sütü gibi helaldir “baba” sözcüğü.

O, iki yıl önce

-bugün- aramızdan ayrıldı.

Şimdi yüreğimizin sıcaklığında

Cevat Baba...