Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor








Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
Cumhuriyet’in çınarları baloda buluştu
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü
Her pedal bir fidan
Her pedal bir fidan
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Fedon ; ‘’Yazı ben başlatır ben bitiririm’’
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!
Metin Arolat, sahnede hayatını kaybetti!

Sedat Kaya

CAHİT AMCANIN KEÇİLERİ
16 Kasım 2022 Çarşamba

Köyümüzde bir Cahit amcamız var.

Güler yüzlü, esprili, hayli yaşlı.

Yılların yorgunluğuna rağmen her sabah keçilerini dağa bırakır, güneş batarken gidip alır.

Kilometrelerce yol, tınlamaz.

Keçiler önde, o arkada yol alır.

Çok sever keçilerini Cahit Amca, çocukları gibi adeta.

Bir de sütlerinden biraz bizlere verse.

Nafile.

Damla vermez, hepsini kendine.

 

Ah o keçiler.

Ne sevimli, ne faydalı canlılar.

Onlar olmasaydı, her sabah keyifle içtiğimiz kahveyi belki keşfedemeyecektik.

Keçi deyip geçmeyin.

Eti de, sütü de, derisi de hem faydalı, hem değerli.

Ayrıca pisliği de.

Düşünsenize, keçi gübresinin kilosu yaklaşık 3 lira.

Çuvalla alırsan, 70 lira.

Millet bahçesine keçi boku alabilmek için birbiriyle yarışıyor.

Ama ne ilginç değil mi?

İnsanoğluna bu kadar yararı olan bir canlı yüzlerce yıl günah kavramı ile eş tutuldu.

Antik çağdan bu yana dünyanın hemen hemen tüm kültürlerinde bir deyim var mesela.

"Günah Keçisi"

İngilizler "Scapegoat" diyor, Almanlar "Sündenbock", İspanyollar "Chivo Expiatorio.

"Günah Keçisi", suçsuz olduğu halde başkalarının suçu üzerine yüklenilen kişi ya da topluluklara deniliyor.

Neden?

Keçilerin insanların günahlarının karşılığı olarak sembolize edilmelerinin bir nedeni olmalı.

 

Yunan Mitolojisinde çobanların ve kırların tanrısıydı Pan.

Cinselliğin ve arzuların da simgesiydi.

Yarı insan, yarı keçiydi.

Bazen keçi ayaklı, bazen keçi kafalı betimlendi.

Bugün "panflüt" dediğimiz yedi kamışlı bir müzik aleti çalardı.

İnsanlar kendisine yaklaştığında çığlık atarak herkeste büyük panik yaratırdı. Bugün tıpta kullanılan "panik atak" deyimi de bu hikayeden gelmekte.

İnsanların yüreğine korku saldığından sevilmedi, cinselliğe düşkünlüğü nedeniyle de suçlandı.

 

Zavallı keçiler bu Pan yüzünden asırlardır neler neler çektiler.

Yahudilerin "Kefaret Günü" ayinlerinde bütün toplumun günahları bir erkek keçiye yüklenirdi.

Bu keçi "Azazel" adlı kötü ruhu yatıştırmak ve Yahudi kavmini günahlarından arındırmak için Kudüs dışında bir uçurumdan aşağıya atılırdı.

İlk tek tanrılı kitap olarak gösterilen Tevrat'ta Levililer'de şöyle diyor.

"..ve Harun iki elini canlı teke başı üzerine koyacak ve İsrail oğullarının bütün fesatlarını ve bütün günahlarını, bütün suçlarını açıklayarak bunları tekenin başına aktaracak ve hazırlanmış bir adamın eliyle onu çöle salıverecek ve teke onların bütün fesatlarını kendi üzerinde ıssız bir diyara taşıyacak."

İncil'de de buna benzer bir ayet var.

İslam'da da radikal gruplar, zina yapan kadınların taşlanarak öldürülmesini isteyen recm ayetlerini yediği inancıyla keçileri çok sevmezler.

 

Ah bu sevimli keçiler!

İnsanoğlundan neler neler çektiler.

Acaba bunun nedeni yukarıda yazılanlar mı, yoksa başka bir şey mi?

Dini inançlar ve egemenler otoriteye bağlılık ister. 

Otoriterlik, kayıtsız bir biat,  sıkı bir itaat, kurallara ve emirlere sorgulanmayan bir bağlılık ister ve  dünyayı sadece siyah ve beyaz olarak bakılmasını emreder.

Oysa keçiler otoriteye kolay kolay boyun eğmezler.

İlk evcilleştiren hayvanlar olmasına rağmen özgürlüklerine düşkündürler.

Koyunlar gibi güdülmezler, doğada özgür beslenmek isterler.

Özgürlüklerini korumak için gerekirse saatlerce inat ederler.

''İnatçı Keçi" sözü boşuna söylenmedi onlara.

İnsanoğlunun yüzyıllarca keçilere bu kadar hakaret ve zulüm etmesinin nedeni bu özgürlük istediği olabilir mi?

Malum, köleler özgür olmak isteyen kölelerden nefret ederler.

 

Neyse, güneşin batmasına az kaldı.

Ben birazdan fotoğraf makinamı alıp, Cahit Amca'nın ve keçilerinin dağdan dönmesini bekleyeceğim.

Ve karşılarında diz çöküp, hepimiz adına özür dileyeceğim.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
Sedat Kaya
Sedat Kaya
ÖĞRETMEN
Atilla Köprülüoğlu
Atilla Köprülüoğlu
"ÇEK LOKOMOTİFİ" ZATOPEK
Levent Donduran
Levent Donduran
İhtiyar gözyaşları…
Nüvit Tokdemir
Nüvit Tokdemir
Benim kitap fuarlarım...
Esat Erçetingöz
Esat Erçetingöz
Alaçatı’da “Windfest 2024” rüzgarı esti
Okan Yüksel
Okan Yüksel
GÖZTEPE'NİN "KOCA KAPTANI" GÜRSEL AKSEL
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
Ana Sayfa Yerel Bölge Ulusal Dunya Politika Ekonomi Turizm Kültür-Sanat-Magazin Sağlık Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri