Az kaldı…
Hayatınızda belki de SON KEZ duyacağınız bir soruya yanıt vermenize…
Az kaldı…
Ya EVET diyeceksiniz, ya da HAYIR…
Psikolojik olarak EVET, cezbedicidir….
Demek kolaydır yani…
HAYIR, insan ruhu için meşakkatlidir biraz…
Anlam yüklemek gerekir…
Ama, hepinizin gördüğü bir gerçek var ki, anlam yüklenilmesi zor olan, hatta imkansız olan şey, bu kez EVET demek…
Çünkü, onlar bile diyemiyor…
Canları EVET isteyen en baştakiler bile kolay kolay diyemiyor….
EVET’çiler, referandumda halkın neden EVET demesi gerektiğini akla, mantığa, vicdana, hakka ve halka sığabilecek, bunu bu terazi içinde anlatabilecek bir dil bulamıyor…
Yok çünkü…
EVET demenin, akla da mantığa da, vatanseverliğe de, hakka da halka da uyan bir yanı yok…
EVET eşittir YOK...
YOK eşittir, YOKLUK….
YOKLUK eşittir, HİÇLİK…
HİÇLİK eşittir TÜKENİŞ….
TÜKENİŞ eşittir TARİHTEN SİLİNİŞ…
Bu “EVET mi HAYIR mı?” sorusu öyle bir soru ki, uluslar bu soruyla hayatlarında en fazla bir kez karşılaşırler…
İran karşılaştı….
EVET dedi, bitti….
Mısır karşılaştı….
EVET dedi, tükendi….
Türkiye, zaten bir yokluklar, hiçlikler, dış borçlar, işsizlikler, fakirlikler, yetmezlikler, açlıklar ve daha sayamadığım onca İNSANLIK DIŞI dertle cebelleşiyor…
Saraylar, köşkler, örtülü ödenekler, ayakkabı kutuları, İsviçre banka hesapları, kaçanlar, kaçırılanlar, bombalar, bombalananlar ile çözülmesi, anlaşılması güç bir senaryoyu izliyor bu millet…
Son günlerde ABD’den gelenler-gidenler, Suriye üzerine pazarlıklar, Kürt devleti ve bayrağı konusundaki karmaşalar…
Bunlar, bizim çözebileceğimiz bir yumak değil…
Asgari ücretin 1400 lira olduğu bir ülkenin insanlarıyız biz…
İşe alınırken, bir Alman gibi çalışması beklenen, ücreti ödenirken bir Afrikalı gibi görülen bir halkız…
Kıdem tazminatımızın bile sorgulandığı, TV reklamlarında SİGORTALI ÇALIŞMA konusunda işverenin değil, işçinin uyarıldığı bir garabet yaşıyoruz hepimiz…
Makarna ile kömür olmasa, açız, donmuşuz…
Haberimiz yok…
“Ben evet diyeceğim” diyenin; NEDEN EVET DİYECEĞİNİ ANLATAMADIĞI günlerdeyiz…
Ama aynı EVET’çinin HAYIR diyenlerin niye HAYIR dediğini çok iyi bildiği bir dönemdeyiz…
Biat ile ikbal arasına sıkıştık anlayacağınız…
Bu BİR KEZ VE SON KEZ SORULACAK BİR SORU….
Sana da, evlatlarına da bir daha sormayacaklar…
Yüzde 35’ten UMUTSUZUM ama, yüzde 65’in ne dediğimi ANLADIĞINI ve ALKIŞLADIĞINI duyuyorum…
Güneşli bir 17 Nisan’a uyanmak istiyoruz…
Özgür, demokrat, çağdaş ve alabildiğine hür…
Bu, senin de hakkın, benim de…
Düşünebiliyorsan düşün, yeter!