Duygusallığın uzun süredir havada uçuşup çöktüğü bir süreç yaşıyor İzmir'de futbol aşıkları!

Büyük tutkuyla bağlı oldukları takımları coşkulu süreçlerin gerisinde kalıp, kapıldıkları sert rüzgarla tutunamayıp savrulurken, değişik duygularla izliyorlar süreci...

Sorgulayamaz bir tutulmuşluk yaşıyorlar!

Tepkilerini ölçemiyorlar...

Bu savrulmanın, çöküşün etkenleri neler? Kimler?

Bugünlere nasıl ve ne çabuk gelindi?

Yoksa "bizim" dedikleri o tarihsel yapılar avuçlarının içinden kayıp gidiyor mu?

Nasıl bir yitiriş, ne büyük bir çöküştür bu?

Bakıyoruz...

Her kafadan bir ses çıkıyor!

Kimi kişileri hedef almış...

Kimi yönetimleri...

Kimileri futbolcuları...

Yaşananlara tek ortak tepki:

"Bize bu günleri yaşatmaya hakkınız yok..."

"Efsaneler bizimdir, bizim kalacak..."

Acaba öyle mi?

X

Soralım da...

Kime, kimlere?

Mesela Göztepe AŞ'nin en büyük hissedarı, yani sahibi görünen Mehmet Sepil'e...

Sorun bakalım ne diyecek?

"Yatırım yaptım, karşılığını alamadım satıyorum... Ama bu efsane kulübü yaşatmak için de çok çabaladım" demekten başka söyleyebilir?

Belki...

Para getirecek altyapı yatırımlarını gerçekleştirebilmek için destek görmediklerini; yapımına destek verdiği Gürsel Aksel Stadı'nın yine para getirecek bölümlerinin kullanılabilmesi için stadı üstlerine alamadıklarını anlatacaktır!

Yani...

Para, para, para!

Efsaneyi yaşatalım iyi de, aynı zamanda kazanalım da!

Başka ne diyecek?

X

Altay'da daha fazla sorumluluk altına girmemek için istifayı basıp çekilen...

Ve siyah-beyazlı kulüp tarihinde bir kongrede eleştiren üyelerin tekme tokat dövülerek "ibra" edilen yönetimin başkanı Özgür Ekmekçioğlu'na sorun, o ne diyecek?

Olayların sorumluluğunu muhalefete atacak; bugünlere nasıl ve neden gelindiğini anlatmayacak; eleştiriyi reddedecek; tarihi yapıya ışık tutup dikkat dağıtacak "ben bu yapının devamıyım" diyecek...

Yoktan var ettiğini, düşen takımı Süper Lig'e döndürdüğünü anlatacak...

Düşüşün nedenlerini, aşırı borçlanmayı... Hele o kongrede yaşanan akıl almaz olayları, küfürleri anlatmayacak! Neden ani bir kararla bırakıp gittiğini (Ki Kulüpler Yasası ile bağlantılı olduğu, sorumluluktan kaçmak için yaptığı savunuluyor) söylemeyecektir...

X

Uzun sözün kısası...

Tarihsel kulüpler çökmüş, camiaları, o en ağır koşullarda takımlarını yalnız bırakmayan taraftarları perişan vaziyettedir...

Göztepeli...

7-1'lik hazin Rizespor maçı sonunda genç Ege'yi tribüne çağırdığında ortaya çıkan fotoğrafa; genç Ege'nin ağlamaklı yüzüne iyi bakın...

Altay kongresinden yansıyan, "Altaylı olmayan Altaylıları izliyoruz..." satırlarını iyi okuyun!

O zaman karar verin, yansıyan nedir?

Acı mı, hüzün mü?

Adını siz koyun!...