Asırlık spor kulüplerimizin oluşumu Türkiye'nin kurtuluş ve kuruluş aşamalarına koşut olarak gerçekleşmiş...

İzmir'de, Kurtuluş Savaşı öncesinde kuzeyde örgütlenmeyi sağlamak için Karşıyaka'nın 1912'de, güneyde ise 1914'de Altay'ın kurulmuş olmaları buna örnektir...

Cumhuriyet döneminde de gençlerin örgütlenmesi, "spor yapmalarını sağlamakla" birlikte, "örnek insanlar yetiştirmek" hedefiyle spor kulüplerinde gerçekleşiyor...

Ve bu uğurda yine daha önce kurulmuş kulüplerden doğan ayrışmalarla birlikte, her semtin kendi özelliklerinin ve kişilerinin izlerini taşıyan kulüpler ortaya çıkıyor...

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Altınordu, İzmirspor ve Göztepe'nin birbirlerinin peşi sıra oluşumları belli hedefler doğrultusunda gerçekleşiyor...

Genç Cumhuriyet'i çağdaş yarınlara taşıyacak örnek bireyler yetiştirmek!..

"1923 yılı...

Cumhuriyet'in kuruluşu ile birlikte tüm yurtta zafer sevinci; muhteşem kutlamalar var...

Kurtuluş Savaşı'nın kazanıldığı son nokta İzmir'de de bitimsiz mutluluğu yansıtan gösteriler gerçekleştiriliyor...

Semtlerinde gençlerin birarada, katılımcı ve dinamik toplumsal çalışmalar yapması isteyen sakinler de boş durmuyor bu arada...

"Spor yapmalılar; gelecek kuşaklara örnek insanlar olmalılar" diye düşünüyorlar...

Cumhuriyet öncesi kurulan Karşıyaka İdmanyurdu ve Altay kulüplerinden sonra, yeni dönemde Eşrefpaşa'da Altınay; Hatay'da ise Sakarya kulüpleri kuruluyor...

Basmane, Tilkilik ve Namazgah gençleri de atılıyor ortaya... Mustafa Balöz, Hüseyin Yurdakul ve Mehmet Hancıoğlu (Hoca Mehmet), düşüncelerini Dr. Hacı Hasanzade Etem Bey aracılığıyla Ragıp Paşa Kıraathanesi'nde toplanan semtin diğer büyüklerine aktarıyorlar ve Tilkilik'te bir spor kulübü kurulması düşüncesi olgunlaşıyor...

Dr. Etem Bey ile Dr. Cevdet Fuat Bey, Tilkilik, Hatuniye, Namazgah ve İkiçeşmelik semtlerini iyi bilen Eczacı Süleyman Ferit Bey (Eczacıbaşı)'e anlatılarlar durumu. Yörenin, Kurtuluş Savaşı'nda "kader birliği" yapmış insanlarla yoğrulmuş olduğunu bilen ve iyi tanıyan Ferit Bey de hemen harekete geçilmesinden yanadır...

Her şey tamamlanmış, salt isim aranır olmuştu. Yapılan toplantıda Zafer, Hilal, Kurtuluş ve Göktürk isimleri tartışılsa da, Süleyman Ferit Bey, "Bir Türk ismi buldum. Bir Türk İmparatorluğu'ndan geliyor" deyip, son noktayı koydu:

"Altınordu..."(*)

X

İşte 98. yaşını kutlayan Altınordu'nun tarihsel gelişiminin başlangıcı böyle gerçekleşti...

X

Asırlık çınar olmaya iki kala yoluna "Türkiye'nin Altınordu"su olmak hedefiyle yürüyen kırmızı lacivertlilerin bu uuğurdaki en önemli söylemi ise, "iyi birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu"dur...

Geçmişinden gelen bu izleri taşıyan en önemli isim Sait Altınordu bir simge olarak önlerinde durmaktadır...

X

Kuruluşu köklü bir yapıya sahip kulüpleri "asırlık çınara" dönüştüren kuşki yok ki camiaları oluyor...

İyi günlerde olduğu gibi, kötü günlerde de gönül birlikteliği yapılmış ve içtenlikle paylaşılmış bir sevgiyi yaşatmak, aşkla sürdürebilmek, büyütmek sorumluluk istiyor...

Sorumluluk onları doğruyu aramaya yönlendiriyor...

Sorumluluk onları duyarlılığı özenle taşımaya götürüyor...

Sorumluluk duygusu onlara yapıyı güçlendirme ödevini yüklüyor...

Ve güçlü olan, ortak akılla hareket eden camialar da o sorumluluğu paylaşıp, çoğalıyorlar...

"Asırlık çınarı" yaşatmak da böyle bir şey işte!..

X

Zor günlerden geçti Altınordu...

Dağılmanın eşiğinden döndü...

Altınordu Futbol AŞ'yi oluşturup, Türkiye'nin en büyük altyapı hamlesini gerçekleştirip, Futbol Akademisi'ni kurdular...

Bu oluşumu geleceğe taşıyacak önemli tesisleri kurdu S. Mehmet Özkan ama hepsinin başında Altınordu adı ile birlikte kulübün simgeleşmiş oyuncularının adı var...

Olay artık bu aşamadan sonra ticarileşmiştir ve tüm Altınordulular'ın böyle bakıp değerlendirmesi gerekir!

Parayı veren düdüğü çalacaktır; ve her ürünün bir bedeli vardır!

Yetki ve sorumluluk kimdeyse, günü geldiğinde hesabını verecek olan da odur!

Altınordu çökmez!

Her daim var olacaktır...

X

Türk futbolunun büyük çöküş yaşadığı bugünlerde...

Armalarına, renklerine aşkla, sevgiyle ve tutkuyla bağlı olarak...

Bugün 98. yaşını kutlayan Altınordu'nun  en büyük yatırımı...

Geleceğin yıldızları olarak görülen "çocuklara" yapılan yatırımdır...

Şimdi bu yatırımı diğer spor dallarına yayarak genişletmek hedef olmalı...

M. Sinan Bezircilioğlu başkanlığındaki yönetime önemli bir görev düşüyor...

Sponsor eşliğinde kulübün voleybol bayan takımı oluşumuyla başlayan genişleme hareketi, yapılacak çalışmalarla basketbol, hentbol, kadın futbolu vb. gibi tüm spor dallarında yaygınlaştırılabilir...

"İyi birey, iyi vatandaş, iyi sporcu" yetiştirme çabası da daha bir anlam bulur..

İşte Altınordu böyle yaşayacak ve gelişecek...

Nice nice yıllara Altınordu... Nice yıllara...