1 Kasım 1912'de kurulan Karşıyaka, 105. yaşını kutluyor...

Atatürk'ün ilk ziyaret ettiği ve ay-yıldızlı armaya ilk kez sahip olma onuru bulunan Kaf-Sin-Kaf, yeni yaşını ne yazık ki buruk kutluyor!..

Uzun yıllar boyunca İzmir'de hemen tüm spor dallarının yaşatıldığı bir kulüp olma özelliğini de taşıyan yeşil-kırmızılılar, bugün geçmişi mumla arar konuma geldiler!..

Tüm sporların anası atletizm başta olmak üzere, bireyselde yüzme, güreş, yelken, masa tenisinde rekortmen şampiyonlar çıkaran; basketbolda Cumhurbaşkanlığı Kupası, Lig Şampiyonluğu, Türkiye Kupası sahibi olan, Avrupa ikinciliği bulunan; voleybolda ve futbolda dönem dönem başarılara imza atan KSK'de şimdilerde yaşananlar, yani o "büyük çözülme"nin sorgulaması var!..

Aslında o çözülmenin başında yapılması gereken, geç kalınmış görünen sorgulamanın yapılıyor olması da sevindirici!..

Ama...

Kulübün önünün açılabilmesi için daha büyük bir silkelenmeye; geniş boyutlu bir sorgulamaya gereksinim olduğu bilinciyle hareket edilmesi önemli...

Bu hamleyi yapacak olanlar da camianın büyükleri; yani gelmiş geçmiş yönetici kadrolarından ortaya çıkacak Karşıyaka'nın simge isimleri!..

Onlar aynı zamanda Karşıyakalı iş adamları olarak da biliniyorlar...

X

Peki Karşıyaka bugünlere nasıl geldi?

En büyük sorun, mutlu günlerden geçerken özellikle futbolda bir mali disiplinin sağlanamaması; geçici ama yıpratıcı yönetimlere ve yöneticilere yol verilmesi; salt Onursal Başkan Selçuk Yaşar'dan gelecek desteğe bağlı bütçeler yapılması; hesapsızca borçlanmalar ve alt yapının unutulmasıyla...

Bu sürecin hesabını verecek olan çıkmayacaktır!..

Bugüne dek böyle bir sorgulama hiç bir kulüpte yapılmadığına göre KSK'de de yapılmayacaktır!..

Bunu biliyoruz...

O zaman çabaların bugün yaşanan sorunların çözümüne; borç batağının kurutulmasına yoğunlaşması gerekiyor...

Karşıyaka Divan Kurulu'nun camia ile bütünleşerek geçici değil, kalıcı çözümler üretmesinden söz ediyoruz anlayacağınız...

Çünkü, 105 yıllık bir tarihin içinde bu çözümü getirecek birikime sahip insanlar var...

X

Şimdi son bir yıldır kulübü yönetenlere bakarsanız, sıkıntıdan çıkmanın bir yolu var!..

O da şirketleşmeden geçiyor ve bu efsane kulübe göz kırpan Rusya'dan destekli İstanbul merkezli iş adamları da var!..

Var da, onlar bu işe "Karşıyaka'yı çok sevdiklerinden" ya da "babalarının hayırına" girmeye kalkışmıyorlardır kuşkusuz!..

Çünkü Karşıyaka önemli bir markadır ve yapılacak olan stattan edinilecek kazanımlarla, İzmir'in en güzel sahilinde yüksek bir değere sahip olacaktır. Ki bu çok önemlidir!..

Böyle bir kazanımı kimse kaçırmak istemez!..

İşte bu noktada, Karşıyaka camiasının ve taraftarların Mali Genel Kurul'da yönetime sorması gerekiyor:

"Siz bizden şirketleşme için yetki isteyeceksiniz de bu şirkete kulübü ipotek mi edeceğiz?"

Sormak zorundalar çünkü...

Bu kulübün 60 milyon lirayı bulan borcu var!..

"Sıradaki gelsin" denilen basketbolcular ve futbolcular ise beklemede!..

Ayrıca üzerinde tartışılan bir de tüzük var. Buna göre şirketleşme için futbolun kulüp bünyesinin dışına çıkması, yani şubelerin ayrıştırılması zorunlu. Bu da yeni bir tüzük çalışması demek!..

Var mı böyle bir çalışmanız?

X

Görünen o ki...

Aymazlıklar içinde gidilen bir yolda, camianın ekonomik anlamda etkili isimleri bu işe el koymalı...

Kulüp içinden bir efsane ismi başkan yaparak oluşturulacak yönetime dışardan destek verilerek, özellikle futbolda ligde kalmayı sağlayacak bir yapıyla, birlik beraberlik içinde soruna çözüm getirebilir...

"Beş yıl bu takımdan kimse bir şey beklemesin" denilerek, mali disiplin sağlanabilir, alt yapı canlandırılabilir...

Kısacası Karşıyaka'nın önünü açmak yine Karşıyakalıların işi!..

O birikim de taraftar da var sizde...

Bulun bir "Öz Karşıyakalı" bitirin şu işi!..

O zaman daha büyük coşkuyla kutlayacaksınız yaş günlerinizi!..