"Ben ağlayınca serçeler uçar
Dünya küçülür gözümde
Durur önümde bir hüzün serpintisi
Yıkmak ister acıdan kuleler..."
Şair ve yazar Süreyya Berfe...
O da adaşı şair Cemal Süreya gibi bir 9 Ocak'ta "Şiir Ülkesi''ne "Eyvallah" deyip sonsuzluğa yürüdü.
Eleştirmenler Berfe için
"1960 kuşağı olarak anılan İsmet Özel, Ataol Behramoğlu, Refik Durbaş, Egemen Berköz gibi şairler arasında yer aldı
Kuşağının en iyilerindendi..." derdi.
2019 Şiir Bildirisi'nde şöyle yazdıydı Süreyya Berfe;
"İstediğiniz kadar dünyada da kainatta da şiir günü yapalım yalnızlığı gideremeyiz”.
"Meydan Larousse", "Cumhuriyet Ansiklopedisi", "Yirminci Yüzyıl Tarihi" gibi ansiklopedik yayınların hazırlanmasına da katkıda bulunmuş ozanımızdı da...
****
Soyadını değiştiren şairler arasındadır Süreyya Berfe. İlginç bir öyküsü vardır. (Mehmet Kâzım: Süreyya Berfe’yle Hayattan Şiire, Dünya Kitapları, 2005)
1965 yılının bahar aylarıdır. Altunizade’de tiyatrocular ile şair ve yazarlar çift kale maç yapmaktadırlar. Kimler yoktur ki takımlarda: Memet Fuat, Haldun Taner, Cemal Süreya, Ülkü Tamer, Adnan Özyalçıner, Murat Belge, Erdal Öz, Orhan Kemal, Turgut Uyar, Hikmet Süreyya Kanıpak…
Yenilen takım yenen takıma Salacak’taki Arabın Yeri’nde yemek ısmarlayacaktır.
H.Süreyya Kanıpak’ın babası Acıbadem’de bir Anadolu lisesinde öğretmendir. Yakında emekli olacaktır.
O sırada H.Süreyya Kanıpak’ın “Yön” dergisinde bir şiiri çıkar. Öğrencileri “Bu şair sizin neyiniz oluyor?” diye sorunca Süreyya’nın babası şiiri okuduktan sonra “Böyle biri yok bizim ailede” diyecektir.
Ve Süreyya, babasına bir şey söylemeden soyadını değiştirmeye karar verir.
Yine Altunizade’deki bir maç sonrası toplanılır.
Süreyya kararını açıklar. Herkes bir soyadı önerir.
Ülkü Tamer “Şenşiir” der, Cemal Süreya “Berfe”…
Berfe de karar kılınır.
“Berf” Kürtçe'de “kar” demektir.
Berfe de "karlı dağlarda, güneş doğmadan, şafak sökmeden önceki ilk, hafif ışık" anlamına gelmektedir.
Süreyya bu soyadını kullanacaktır ama Cemal Süreya, Ahmed Arif’ten izin alınması gerektiğini söyler.
Çünkü Ahmed Arif bir gün evlenip de oğlu olursa, adını 'Berfe' koyacaktır.
Süreyya, Ahmed Arif’i arar, durumu anlatır, “Senin yüzünü kara çıkarmam, namussuzluk, ahlaksızlık, deyyusluk, sululuk, yalakalık etmem” der. Ahmed Arif’in yanıtı da “Al ulan, tepe tepe kullan, senin olsun” olacaktır.
(Refik Durbaş-Şair Adını Değiştiriyor-21 Ocak 2016-BirGün)
****
PEN Yazarlar Derneği, Berfe'nin ardından şu mesajı yayımladı ;
"Uzatmak istemezdi, uzun şiirden en kısasına geldi, şairlerin yanından tabiatın kırlarına çekildi.
Kimi sözcükleri de yanına aldı, onlarla yeniden aşık, yeniden genç, yeniden bilge ve hep yeniden şiir oldu. 'Yavaş Yavaş Bilemiyorum' yalnızca son kitabının adı değildi, tüm yaşamını, şiirini bu dizeye, bu duyguya sığdırmasını bildi.
Huysuz ve tatlıydı, çünkü yüzüne karşı söylesek kızıp homurdanacağı şeyi, şimdi söyleyebiliriz; büyük şairdi!
Yıldızlar, ovalar, sular, gökler, dağlar, mevsimler, kırlar, yeryüzü hem yoldaşı hem şahidi olsun, devridaim olsun.
Süreyya Berfe tabiata karıştı."
****
"Gül soldu
Deniz durdu
Güneş doğmuyor
İnanmıyorum bitmedi..."
Güle güle Süreyya Berfe.
Şiire bıraktığın izlerin asla bitmez, bitmeyecek!
Edebiyat dünyasına ve tüm sevenlerine, sevdiklerine de başsağlığı diliyorum...