Yeşil Doğa programında, Alaçatı’da sokağa atılan köpeklerin hikayesini anlatan Güven İslamoğlu, sokağa atılan ve korunmaya muhtaç hayvanlar için barınak kuran, kurmakla kalmayıp bu hayvanlara yurt dışında yuva da bulan, kısa adı ÇESAL olan Çeşme Doğa ve Hayvanseverler Derneği'nin çalışmalarını ekrana taşıdı.
Çeşme'de yazlık evi olan yazlıkçıların, yaz aylarında alarak baktıkları köpekleri, büyük kentlerdeki evlerinde bakacak yerleri olmadığı için, yaz sonunda giderlerken sokağa terk ettiklerini ve Çeşme ve Alaçatı'da bu şekilde terk edilmiş yüzlerce köpek olduğunu anlatan Güven İslamoğlu, "Bu gerçekten büyük bir dram. Ancak Çeşme'deki bazı gönüllü insanlar bu dramı yaşayan köpekleri toplayıp, evlat edindirmeye başlamışlar" diyerek ÇESAL'ın girişimleriyle sahiplendirilen, Almanya'ya ve İsviçre'ye gönderilecek olan, köpeklerin hikayesini anlattı.
"Hevesle alınan hayvanlar sokağa terk ediliyor"
Yeşil Doğa programında, sokak köpekleri sorununun Türkiye'nin kanayan yarası olduğunu, ne belediyelerin ne de gönüllü kuruluşların bu sorunla başa çıkamadıklarını vurgulayan İslamoğlu, Türkiye'deki hayvan barındırma ve bakma ile ilgili yasaların yetersiz olduğunu belirtti. Evcil hayvanların Pet Shop'larda satıldığını ve denetimin olmadığını da ifade eden İslamoğlu, kontrolsüz hayvan ticaretinin sokak hayvanları sorununu körüklediğini anlattı. Bir hevesle alınan ya da hediye edilen hayvanların bir süre sonra kendilerini sokakta bulduğunu söyleyen İslamoğlu, çoğunun açlık ve sefaletten hayatını kaybettiğini belirtti.
Dora'nın değişen hayatı
Çeşme'de sokak hayvanları için yaptıkları çalışmalarla tanınan ÇESAL'ın sokağa terk edilen hayvanların tedavisi ve bakımın yaptıktan sonra sahiplendirilmesi için çaba gösterdiğini anlatan Güven İslamoğlu, ÇESAL'ın yurt dışına sahiplendirdiği köpeklerin videolarını kendisine gönderdiğini ve onları izlerken çok etkilendiğini ifade etti. Programın çekimleri için Çeşme'ye gelen İslamoğlu, Almanya'ya sahiplendirilen Dora'nın hikayesini anlattı. İslamoğlu, ÇESAL'ın İletişim Direktörü Sibel Akın'ın anlatımıyla Dora'nın hikayesini ekrana yansıttı. Sibel Akın, Dora'yı bulduklarında çok kötü durumda olduğunu, tedavisi ve bakımı yapıldıktan sonra, iki aylıkken kendi evini geçici yuva olarak açtığını anlattı. Dora'yı, Almanya'da yaşayan, uslu, havlamayan, evlerinde bakabilecekleri bir köpek arayan aileye önerdiğini açıklayan Akın, Dora'yı teslim alacak olan Deniz Karakaş'ın Almanya'dan özel olarak geldiğini söyledi.
Dora, uçakla Hamburg'a gitti
Dora'yı sahiplenmek için Almanya'dan gelen Deniz Karakaş da, ÇESAL'ın Facebook sayfasını gördüğünü bir köpek sahiplenmek için mesaj attığını ve Sibel Akın ile bağlantı kurduğunu anlattı. Sibel Akın'ın kendisine Dora'yı önerdiğini belirten Karakaş, aslında kendisinin küçük bir ırk istediğini, ama Sibel Akın ile yaptığı uzun konuşmalar sonucunda Dora'yı sahiplenmek için karar verdiğini söyledi. Deniz Karakaş, Dora'yı almak için özel olarak Almanya'dan geldiğini, Dora'yı alarak uçakla Hamburg'a götüreceğini açıkladı. Karakaş, Almanların çok bilinçli olduğunu, Almanya'da sokak köpeği olmadığını belirterek, "Evlerinde besliyorlar. Eğer bakamayacak olurlarsa hayvan barınağına götürüyorlar. Ama oradaki hayvan barınakları, Türkiye'dekilerle kıyaslanacak durumda değil. Barınaktan hayvan almak isterseniz, belirli bir bakım ücreti karşılığı ücret ödeyerek, kontrat imzalamak zorundasınız. Evinizin durumu, bakıp bakamayacağınız, iş saatlerinizin durumu gibi birçok araştırma yapıyorlar. Ben Türkiye'den bir sokak hayvanını sahiplenmek istedim. Almanya'da başkalarının da köpek sahiplenmesi için Sibel Akın ve ÇESAL ile bağlantı içinde olacağız" diye konuştu. Dora, İzmir'de yapılan işlemlerinin ardından, kendisini sahiplenen Deniz Karakaş ile uçakla Hamburg'a götürüldü.
6 köpek daha yurt dışına sahiplendirilecek
ÇESAL'ın bugüne kadar 25 köpeği yurt dışına sahiplendirdiğini belirten Güven İslamoğlu, 6 köpeğin de yurt dışına sahiplendirilmesi için sırada olduğunu açıkladı. Çeşme'de plaja atılan Karaburun adlı köpeğin de yurt dışına sahiplendirilecek köpeklerden birisi olduğunu ifade eden İslamoğlu, yurt dışına gidecek olan 6 köpeğin de Sibel Akın'ın evinde geçici olarak bakıldığını anlattı. Sibel Akın, İslamoğlu'na yaptığı açıklamada, kendisinin yazları Çeşme'de, kışın ise Zürih'te oturduğunu belirterek, yurt dışında çok sayıda arkadaşı olduğu için, onların da yardımıyla, sokak hayvanlarının Çeşme'den yurt dışına sahiplendirilmesi için çaba gösterdiğini söyledi. Yurt dışında çipsiz hayvan olmadığını, Türkiye'den giden hayvanlara da çip takılarak kayıt altına alındığını anlatan Sibel Akın, yurt dışına sahiplendirilen köpeklerin terk edilmesinin söz konusu olamayacağını belirtti. Hayvanlara takılan çiplerde, nereden alındığı, yapılan aşılarının kayıtlı olduğunu da açıklayan Sibel Akın, Avrupa'da hayvan beslemenin çok katı kuralları olduğunu da ifade etti.
"Sağlıklı hayvanlar, insanlar rahatsız oluyor diye barınağa tıkılmamalı"
Yeşil Doğa programı yapımcısı Güven İslamoğlu'na, ÇESAL'a ait barınakta 70 sokak köpeğinin daha sahiplenmek için beklediğini açıklayan ÇESAL Başkanı Solmaz Örücü, "Bu barınaktaki köpeklerin çoğu, sokakta yaşayamayacak durumda olan, korunmaya muhtaç hayvanlar. Aslında amacımız sokak hayvanları için rehabilitasyon merkezi açmaktı. O amaçla yola çıkmıştık. Özürlü hayvanlarımız da çok. Kör olan, ayağı sakat olan çok sayıda hayvanımız var. Onlar önce klinikte tedavi görüyorlar. Daha sonra dar alanda bakılarak belirli bir iyileşme sürecinden geçiyorlar. Bu bakım sırasında ona alışınca tekrar sokağa bırakamıyoruz. Zaman içinde sadece özürlü değil, sokakta yaşayamayacak durumda olan hayvanları da barınağımıza almaya başladık. Çeşme'nin her yerinde köpeklerin yardımına biz koşuyoruz. 'Trafik kazası oldu' diyorlar. Köpeğin yardımına biz gidiyoruz. Barınağımızın aylık masrafı 20 bin lira. Tüm para gönüllülerden toplanıyor. Sokaklarda korunmaya muhtaç o kadar çok hayvan var ki, biz de çaresiz kalıyoruz. Sahipleri tarafından sokağa terk edilen çok sayıda köpek var. Onlar, sokağa asla uyum sağlayamıyorlar. Hazır yemeğe alışkın oldukları için sokaklarda aç kalıyorlar. Bu tür bakıma muhtaç hayvanlar için sahiplendirilinceye kadar barınaklara ihtiyaç var. Ama sağlıklı hayvanların, insanlar rahatsız oluyor diye toplanıp, barınaklara tıkılmasını asla istemiyoruz. Onların yaşam hakkına saygı gösterilmesini ve onlarla birlikte yaşamaya alışılmasını istiyoruz. Hayvanları sevmeyen insanlardan da bir şey talep etmiyoruz. 'Siz sadece gölge etmeyin' diyoruz" şeklinde konuştu.