Daha önce Çeşme'yi ziyaret eden bir arkadaşlarının tavsiyesiyle, 1988 yılında Çeşme'ye geldiklerini söyleyen Norveçli Jan Harald Enersen, Kuşadası'na da gittiklerini, ancak Çeşme'yi daha çok beğendiğini anlattı. O dönemde, Kuşadası çarşısındaki hanutçulardan çok rahatsızlık duyduklarını söyleyen Enersen, "Bizi dükkanlarına girmemiz için çekiştiriyorlardı. Çok rahatsız olduk. Eğer Çeşme'ye gelmeseydik ve Çeşme'den hoşlanmasaydık, bir daha Türkiye'ye gelmemeyi düşünmüştük. Çeşme'ye gelince, çarşı girişindeki bir otelde kaldık. Bizi çok iyi ağırladılar. Kendimizi evimizde gibi hissettik. Mutfaklarını bile kullanabiliyorduk" diye belirtti.
"2002 yılında Çeşme'de ev aldık"
1988 yılından sonra her yıl tatil için Çeşme'ye gelmeye başladıklarını anlatan Enersen "Bazı yıllar 4 defa Çeşme'ye geldiğimiz oldu. En çok da Eylül ayındaki Çeşme'yi çok seviyoruz. Çeşme'yi o kadar çok sevdik ki, yakınlarımıza ve arkadaşlarımıza da tavsiye ettik. Onlar da tatil için Çeşme'ye başladılar. 150'ye yakın arkadaşımız tatil için Çeşme'ye geldi. Bir defasında da 23 kişilik bir grupla Çeşme'ye geldik. Çok keyifli bir tatil olmuştu. Çeşme'de daha fazla kalabilmek için ev satın almaya karar verdik. 2002 yılında evimizi satın aldık" diye anlattı.
"Atatürk'ü biz de çok seviyoruz"
Jan Harald Enersen, Atatürk'ün Türkiye için yaptıklarını çok takdir ettiklerini de ifade ederek, "Atatürk'ü biz de çok seviyoruz. Evimizin duvarında Atatürk'ün portresi asılı. Çeşme'de bot turuna çıktığımız zaman, İzmir Marşı'nı çalmalarını istiyoruz" diyerek Atatürk sevgilerini anlattı.
"Arkadaşımızın küllerini Çeşme'de denize attık"
Çeşme'yi çok seven bir Danimarkalı arkadaşlarının her yaz Çeşme'ye geldiğini belirten Enersen, "Geçtiğimiz yıl ne yazık ki kendisini kalp krizinden kaybettik. Küllerinin Çeşme'de denize atılmasını vasiyet etmişti. O vasiyetini yerine getirdik ve küllerini Çeşme'de denize attık" dedi.
"Kendimizi Çeşme'de huzurlu ve güvende hissediyoruz"
Enersen'in eşi Anne Sissel Nordahl de Çeşme'deki insanları çok sevdiğini belirterek, "30 yıldır Çeşme'ye geliyoruz. Birçok ülkeye gittik. Ama buradaki insanların sıcaklığını başka hiçbir ülkede bulamadık. Çeşme'nin çok özel bir atmosferi var. Zaman içinde Çeşme'de çok arkadaşımız oldu. Kendimizi Çeşme'de huzurlu ve güvende hissediyoruz. Çeşme'yi ve Türkiye'yi öyle sevdik ki, Norveç'e döndüğümüzde arkadaşlarımızla birlikte 'Türk geceleri' düzenliyoruz. Bu gecelerde özellikle Türk yemekleri yapıyoruz. Türk müzikleri eşliğinde Türk içecekleri içiyoruz. Eşim Enersen, en çok Tanju Okan'ın şarkılarını dinlemeyi seviyor. Ben de 'Bir şarkısın sen' adlı şarkıyı çok seviyorum" diye anlattı.
Hayvanları çok sevdiğini belirten Nordahl, "Bazen sokak kedileri için evde yemek yapıyorum. Bir arkadaşımla birlikte sokak sokak gezerek, kedilere kepçeyle yemek dağıtıyoruz. İnsanları da, hayvanları da çok seviyorum" dedi.
"Altınkum Plajı için dünyanın en iyi plajı"
Norveçli Wenche Wilsbeck de, 1992 yılında Balçova Termal Otel'e tedavi için geldiğini söyleyerek, "Hafta sonları Çeşme'ye geliyordum. Çeşme'yi o kadar sevdim ki, bütün tatillerimi Çeşme'de geçirmeye başladım. 2004 yılında da Çeşme'de daha fazla zaman geçirebilmek için ev satın aldım. Çeşme'nin plajları da çok güzel. Özellikle Altınkum Plajı için dünyanın en iyi plajı diyebilirim. Çeşme'nin havası da çok iyi. Oksijeni bol. Birçok yere yürüyerek ya da bisikletle gidebilme imkanı var. Çeşme ve Alaçatı pazarlarını da çok seviyorum. Alış verişimi pazarlardan yapıyorum. Çeşme'nin soğanını çok seviyorum. Norveç'e giderken Çeşme soğanı götürüyorum" diye anlattı.
"Çeşme çok huzurlu bir yer"
Çeşme çarşısı'ndaki bir restoranda gitar çalan İngiliz Andy Brice ve eşi Bev Brice de Çeşme'yi çok sevdiklerini belirterek, "Çeşme çok huzurlu bir yer. Rahat tatil yapabiliyoruz. İzmir de çok güzel bir şehir. İnciraltı, Alsancak, Konak, Kemeraltı severek gezdiğimiz yerler" dedi.