Ildır’ın konukları hem birbiriyle tanışıp kaynaştılar, hem eğlendiler, hem de geçmişleriyle ilgili bilgiler elde ettiler.Yerleşik halkı, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın köyü Karacaova Karlat’tan 1923 yılında Türkiye’ye gelen Ildırlı’lar, Muhtar Erdem Yavuz’un öncülüğünde iki günlük bir etkinlik düzenledi.
Türkiye’nin değişik bölgelerinde yaşayan Karacaova göçmenleri, İstanbul’da yaşayan işadamı Hüseyin Aynalı’nın sosyal medyada kurduğu Karacaova Mübadilleri oluşumunun katkısıyla Ildır’a geldi. Edirne, İstanbul, Tekirdağ, Aydın, Sakarya ve Kocaeli’de oturan yaklaşık 160 kişi, Ildır’da pansiyonlar ve evlerde konuk edildi. İlk gün tanışmanın ardından 200’ü aşkın Ildırlı’nın da katılımıyla halk oyunları oynandı, hep birlikte yemek yendi.
Öğleden sonra ise okul bahçesindeki toplantıda konuşmalar yapıldı. Ildır Mahallesi Muhtarı Erdem Yavuz, “Bizler köklü bir ağacın dallarıyız. Karacaova bölgesinden 95 yıl önce zorunlu göçe tabi tutulan atalarımız savaştan zaferle çıkmış Türkiye’nin çeşitli bölgelerine dağılmış. Biz onların torunları olarak bir araya geldik. Özellikle köyümüzün kadınları bizim konukları en iyi şekilde ağırlamamızı sağladı. Onlara buradan teşekkürlerimi iletirim” dedi. Ardından kürsüye gelen Karacaovalı Mübadiller Oluşumu Başkanı Hüseyin Aynalı, bugüne kadar 7 kez buluştuklarını, Ege’de ilk kez toplandıklarını dile getirdi. Ildırlılar’a teşekkür eden Aynalı, “Atatürk’ün annesi, annemiz Zübeyde Hanım’ın köylüleri olan Ildırlılar size bir de hediye getirdim” diyerek Karacaova’dan getirilen bir damacana suyu Muhtar Yavuz’a verdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kemal Arı da 1923’teki göç sırasında yaşanan acıları, ölümleri, çekilen çileleri anlattı. Prof. Arı, şöyle konuştu:
“Yunanistan ile yaptığımız savaşta galip geldik. Lozan Anlaşması’na ek yapılan anlaşmayla nüfus mübadelesi için imza atıldı. Türkiye ve Yunanistan, kendi ülkelerinde yaşayan vatandaşları din esası üzerine zorunlu göçe tabi tuttu. Yunanistan’dan 500 bin civarında insanımız geldi. Mallarını, mülklerini bıraktılar. Evleri ellerinden alınanlar, Türkiye’ye gidebilmek için limanlara hücum etti. Binlerce kişi, o limanlarda en az bir yıl bekledi. Barakalar yaptılar, çoluk çocuk, yaşlı-genç küçücük kulübelerde kaldılar. Yiyecekleri bitti. Un çorbası yapıp karın doyurdular. Bazı çocuklar, yaşlılar güçsüz düştü. Çok sayıda ölümler oldu. Aynı bölgeden çıkan insanlar, komşular farklı farklı kentlere yerleşti. Aileler dağıldı. Acı üstüne acılar yaşandı. Atalarımız topraklarından sürüldü. Onların çektiklerini unutmayalım. Gidin, oradaki topraklarınızı ziyaret edin.”
Ildır’daki iki günlük etkinliğe İstanbul’dan katılan bir aile de, yanında getirdirdikleri 1936 yılında çekilmiş toplu fotoğrafı göstererek, dedelerinin hikayesini anlattı. Çeşme Alaçatı’ya yerleşen dede Hakkı beyin Yunanistan’dan geldikten 13 yıl sonra yakınlarıyla poz verdiğini belirten aile üyeleri, “Dedemimiz kısa sürede Alaçatı’nın ileri gelenlerinden olmuş. Çocuklarını okutup mühendis, hakim, asker olmalarını sağlamış” diye konuştu. Muhtar Erdem Yavuz, bir dahaki buluşmada Ildır’dan Yunanistan’a göç edenleri de davet edeceklerini söyledi. Etkinliğin ikinci gününde ise hep beraber kahvaltı yapıldı, dede ve ninelerin hikayeleri anlatıldı.