Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halkapınar Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleşen aday tanıtım programının sonrasında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenleme çalışmaları tamamlanan 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Meydanı Açılış Töreni’ne katıldı.
CHP Lideri tanıtım programı sonrasında mevcut belediye başkanlarından bazılarıyla bir araya geldi. İzmir’deki köklü değişimin ardından bir ‘gönül alma ve buzları eritme’ niteliği taşıdığı belirtilen toplantıya başkanların büyük çoğunluğunun katılmadığı öğrenildi.
Basına kapalı gerçekleşen başkanlar zirvesinin ardından Kılıçdaroğlu deniz yolu ile meydan açılışına geldi. Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, İzmir Milletvekilleri, İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, ilçe belediye başkanları, belediye başkan adayları, ilçe başkanları ve örgüt temsilcilerinin yer aldığı törende önemli açıklamalarda bulunan CHP Lideri net mesajlar verdi.
TAKSİM’DE İNSANLAR NEDEN TOPLANAMIYOR?
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Meydanlarda vatandaşlar oturur, dinlenir, eğlenir, halay çeker, miting yapar. Kentlileri bir araya getiren ana unsurlardan biri meydanlardır. Mademki meydanların böyle bir işlevi var neden Taksim Meydanı'nda insanlar halay çekemiyor, toplanamıyor? Kent kültüründen yoksun olanların anlayışıdır bunlar. Eğer meydan yapıyorsanız insanlar barış içinde gösteri, miting yapacak, düşüncelerin ifade edecek. Meydanların özelliği budur” diye konuştu.
2 TANE 15 TEMMUZ VAR; BİRİ HALKIN BİRİ SARAYIN, BİZ HALKIN 15 TEMMUZ’UNA ‘EVET’ DİYORUZ
15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ tarafından gerçekleşen darbe girişimi üzerinden konuşan Kılıçdaroğlu, “Şu sorunun yanıtını hepimiz bilmek zorundayız. 2 tane 15 Temmuz var. Biri halkın 15 Temmuz'u biri de sarayın 15 Temmuz'u. Biz halkın 15 Temmuz'una 'evet' sarayınkine 'hayır' diyoruz. Halkın 15 Temmuz'u bu meydanın tanımlandığı şekliyle bir demokrasi şölenidir. Karşılığında bedellerin ödendiği demokrasi şölenidir. İnsanlar demokrasi için hayatlarını verdiler. Ama birileri de 15 Temmuz'u Allah'ın lütfu sayıp 15 Temmuz'dan sonra 20 Temmuz sivil darbesini yaptılar. Biz OHAL görüşmelerinin başladığı 20 Temmuz'da OHAL görüşmelerine 'hayır' diyen, demokrasiyi savunan, demokrasi kültürü olan siyasal gelenekten, Kuvayi Milliye geleneğinden, Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği gelenekten geliyoruz. 20 Temmuz sivil darbesinden sonra kolektif suç oluşturuldu. Bir kişi suçluysa onların anneleri, babaları, eşleri de suçlu görüldü. Yüz binlerce kişi dünyada örneği olmayan bir haksızlıkla karşı karşıya kaldı. Biz buna da karşı çıktık. Kolektif suç olmaz. Can Dündar yurt dışında eşinin günahı olmamasına rağmen Türkiye'de hapsedilmiş, yurt dışına çıkamamaktadır. 20 Temmuz'dan sonra öyle bir atmosfer oluşturdular ki hakimler suçlu mu suçsuz mu diye bakmadan 'acaba bizi de FETÖCÜ diye suçlarlar mı' diyerek insanları içeri attılar. Balyoz, Ergenekon olaylarını hatırlıyorsunuz. O dosyalarda sahte deliller var. 20 Temmuz sivil darbesinden sonra sahte delillere bile bakmadılar. 100 binlerce kişi hapse atıldı. Bu dönem içinde gazeteler, televizyonlar, dergiler, radyolar kapandı. Yüzlerce gazeteci hapse atıldı. 2 binin üzerinde gazeteci işsiz kaldı” dedi.