İzmir Gazeteciler Cemiyeti 17’nci başkanını seçmek için sandığa gidiyor. Mevcut İGC başkan Misket Dikmen’in tüzük gereği aday olamayacağı seçimde dört isim başkanlık için yarışıyor.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin 17'nci başkanlığı için yarışan Özgür İGC adayı Mustafa Yılmaz, Emek ve Gelecek Grubu adayı olarak Dilek Gappi, Birlikte Güçlüyüz Grubu adayı Murat Atilla ve geçtiğimiz hafta aday olan Güçlü Cemiyet, Şeffaf Yönetim Grubu adayı Mehmet Ali Okumuş seçim için meslektaşlarının karşısına çıkıyor.
Gerçekleştirilen seçimde Divan'a Muhittin Akbel, Levent Bimen, Mustafa Çabuk, Memduh Zaptikar seçildi.563 üyenin oy kullandığı seçimde oy sayım işlemine geçild.
GELECEĞE DÖNÜK BİR İŞARET
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Divan Başkanı Levent Bimen, "Ülkemizin ekonomik sosyal sıkıntılar yaşadığı günümüzde her sorunun üzerine tuz biber alan krona belasına karşı İGC'nin Genel Kurulu'nda gecikmeli de olsa buluşma hepimizin için bir şanstır. Bu nedenle kurulumuz katılan tüm meslektaşlarımıza İGC'ye sahip çıktığı için teşekkür ediyoruz. İGC geleceğe dönük bir centilmenlik yaşadı. Tüzüğümüz gereği görevinden uğurlayacağımız Misket Dikmen'in duyarlı davranışıyla genç arkadaşlarımızın katılımları eklenince yepyeni bir genel kurula tanık olduk. Üç başkanın ortak fikri ile divanı oluşturması geleceğe yönelik tüzük hazırlama konusunda bir işaret olduğunu düşünüyorum" dedi.
MESLEKTAŞLARIMIZ İÇİN KARANLIKLAŞAN BİR DÖNEM
Divan Başkanı Bimen'in ardından kürsüye çıkarak açıklamalarda bulunan İGC 16'nci Başkanı Misket Dikmen ise, "Çok zorlu günlerde , yaklaşık 1,5 yılı bulan pandemi sürece, 7 ayını dolduran deprem süreci, sanırım biraz ertelenmesine neden oldu. Olağan genel kurulumuz 27 Mart öncesi 15 Mart'ta takvimleşmişti. Ancak gerçekleştirilemedi ve ertelenmek zorunda kaldı. Bildiğiniz gibi 2015 yılının Mart ayından beri 2 dönemdir bu görevi üstleniyoruz. Bu süreçte İGC'nin varlığına, itibarına en yakışan en yaygın biçimde çalışmalarını süren bir yönetim olmaya çalıştık. Gazetecilik mesleğinin itibarını yok edildiği, gazetecilik yapmaya çalışan meslektaşlarımızın bin bir türlü baskıya maruz kaldığı, yüzleri kızarmadan gazeteciyim diye ortalıkta dolaşanların olduğu, gazetecilerin gazetecilik yaptığı için şiddete maruz kaldığı bir ülkede hepimizin çok büyük ortak sorunları olduğu malum. Öyle bir sektörün ortasındayız ki herkesin gözü kulağı bizim üstümüzde. Kendi içimizdeki çürümeye baktığımızda kaygılarımız artıyor. Bu anlamda son iki günde şiddete maruz kalan meslektaşlarımıza geçmiş olsun demek istiyorum.
Bir meslek örgütüyüz. Sadece sosyal dayanışma içinde değil aslolan mesleki dayanışma içinde yürümesi gerekir. Biz bu yolda yürümeye çalıştık. Muhalif seslere tahammülü olmayanlara, her türlü hukuki baskılar ile sindirmeye çalışanlara karşı güçlünün yanında yer alan, baskılar karşısında sessiz kalanlar var. Bizi ve mesleğimiz en çok onlar öldürüyorlar. Ülkemizde basın özgürlüğü çok zor bir süreçten geçiyor. Giderek karanlıklaşan bir dönem. Bu karanlık kendisini ve hepimizi içine çekiyor. Bizler için daha güçlü ve kararlı olmak baş görevimizdi. Demokratik ve çağdaş bir ülkede, demokrasinin vazgeçilmezlerinden biri bilgi erişimini, düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip çok sesli basını varlığıdır. Biz bu inanç çerçevesinden çalışmalarımızı yürüttük. Genel kurulumuzda da bunun ne olduğunu ifade ederek söz verdik. İGC olarak gerektiğinde hukuki başvurularda bulunduk, davaları takip ettik. Cemiyet tarihimiz içinde basın meslek örgütleri ile birlikte harekete ettik" dedi.
BASIN APARTMANI YENİDEN YAPILACAK
İGC'nin Kordon'da yer alan 'Basın Apartmanı' hakkında da bilgilendirme yapan Dikmen, "30 Ekim 2020'de İzmir'de yaşanan deprem birçok yere hasar verdi ve bu depremde cemiyet binamızda hasar aldı. Biz burada gerek Çevre ve Şehircilik gerek TMMOB gerekse özel inceleme grupları ile iletişime geçtik. Karşımızda 2 seçenek vardı. Biri güçlendirme, biri yeniden yapma. Binanın zemin kolonlarında çok ciddi hasar olduğu belirlendi ve güçlendirmenin çok iyi bir çözüm olmayacağı konusunda rapor hazırlandı. Tüm mülk sahiplerinin yıkılıp yeniden yapılması yönündeki görüşü ile yıkılıp yeniden yapılmasına karar verildi. Bir takım imar değişiklikleri söz konusuydu ve bu imar değişikleri çerçevesinde çok yönlü araştırmalar ile kentsel dönüşüm için başvuru yapıldı, şu an da bir proje hazırlanıyor. Basın Apartmanı için kurulan komisyon çok çalışkan, her yönden takip eriyor. Konak Belediye Başkanımız ile yaptığımız görüşmede çok yardımcı oldu ve bundan sonra da yardımcı olunması için talimatlar verildi" diye konuştu.
'BASIN KARTI GÖSTERİLMEDEN OY KULLANILMASIN' ÖNERİSİ
Divan'a eklenmesi için verilen önergelerde Divan Başkanı tarafından okundu. Bir kişi tarafından verilen 'Basın Kartı olmayan kişilerin oy kullanmaması' önerisi de gündeme gelen öneriler arasında yer aldı. Divan tarafından değerlendirilen ek önerge, cemiyet üyeleri tarafından reddedildi. Açıklamalarda bulunan Divan Başkanı Levent Bimen, 'Oy kullanma konusunda hazirun tarafından hazırlanan listeye göre oy kullanılacaktır. Bizlerin basın kartlarını incelememiz gibi bir durum söz konusu olamaz' ifadelerini kullandı.
GENÇ GAZETECİLERİN CEMİYET KAYDINA VETO
Üyeler tarafından verilen önergelerde basın kartı olmayan gazetecilerin cemiyete üye olması önerisi tartışma yarattı. Divan'a konuyla ilgili iki farklı öneri verilirken, ilk öneride yeni seçilecek yönetimin 6 ay içerisinde Tüzük Değişikliği Kongresi yapılarak tüzüğün değiştirilmesi önerilirken, bir diğer öneride ise salonda tüzük değişikliğinin yapılması önerildi. Öneriler sonrası ise salonda gerginlik yaşandı. Salonda tüzük değişikliği kabul edilmezken, seçilen yönetimin 6 ay içerisinde tüzük değişikliği kongresi yapmasına karar verildi.
İLK ÖNCE GÜNDEME ALINMALI
Söz alan Murat Atilla, "Verilen 2 önerge birbiri ile çatışıyor. Bu genel kurulda yapılması istenen bir tüzük önerisi var. Hazİrunda bulunan kişi sayısının yüzde 10'undan fazla imza vardır. İlk önce bunu gündeme alıp sonra onaylatmanız gerekiyor" dedi.
UZUN SÜREDİR DEĞİŞTİRİLMEK İSTENİYOR
Divan başkanı Bimen ise, "Değiştirilmesi istenen tüzük 75 yıldır değiştirilmek isteniyor. Bu konuda tartışma açmak istiyorum ve görüş belirtmek isteyenler ismini belirtsin" diye konuştu.
ÇOĞUNLUK LAZIM
Tartışmalar hakkında söz alan Öcal Uluç, "Çok önemli ve kritik bir öneri getirildi. Aslında bu öneri haklı bir öneridir. Usul bakımından bu kongrede önerini görüşülerek kabul edilmesi mümkün değildir. Çünkü gerek tüzüğümüzün 40'ncı maddesi, gerek dernekleri ilgili medeni kanunu 78'Nci maddesi bugün bu kararın verilmesini mümkün kılmıyor. Tüzük değişikliği için nitelikli çoğunluk lazımdır. 40'ncı madde der ki, yüzün değişikliğinin değişmesi için normal kongrede gündeme alınır, gündem alındıktan sonra görüşülmesi için görüşülür. Cemiyet Kongresi'ne katılaşma hakkı katılan üyelerin üçte ikisinin hazirun olarak bulunması gerekir. Bu kongrede katılma hakkı bulunan üye sayımız 900 dersek, bunun görüşülmesi için burada 900 kişinin üçte ikisini bulunması lazım. 600 kişi varsa görüşülmeye başlanır. Görüşme bite 600 kişinin 3'de 2'si evet erse gündem üyesi evet derse değişmiş olur. Bu nedenle biraz önce kabul edilen 6 ay içinde tüzüğün değiştirilmesi önergesi ile yeni gelecek olan yönetimimiz bir komisyon kurara ve sadece bu maddeyi değil diğer maddeleri de gündeme alınır ve 6 ay içinde tüzük değiştirme yapılır. Basın kartı son derece acı olayları önleyecek bir settir. Basın derneklerinin içine başkanlarının girmemesi için. Basın kartı olmadığı için bir kasabada, mahalli bir gazetede oranın mahalli maçlarını yazan bakkallar oldu. Milletvekilleri ile bakanları kadar gittiler ve baskı gördük. Tüzüğün içine koyacağınız maddeleri çok iyi tarih etmeniz lazım ki bakkalı giremesin. Basın kartı yok çünkü patronlarımızın büyük bir çoğunluğu 212'yi dışa attılar. Bugün basın kartı konusu maalesef başka bir hizaya sokuldu ve hakkıyla işini yapan arkadaşlarımızın basın kartları iptal edilmeye başlandı. Madde mutlaka değişilmeli ancak itiraz edilmeyecek bir tüzük değişikliği ile çok iyi yazılmalı" ifadelerini kullandı.
YEPYENİ TÜZÜK YARATMA FIRSATI
Başkan Bimen, "Tüzük kurumların anayasasıdır. Bunu ayak üstü hiçbir çalışma yapmadan, artısını eksisini gözetmeden el kaldırarak gündeme alıp geçirmek bana göre de yakışmayan bir şey . 6 ay içinde yeni yönetimimiz Tüzük Genel Kurulu'nu hazırlasın, değişecek maddeler ile ilgili çalışmalar yapılsın. Bütün arkadaşlarımız da kendi görüşlerini kesinleştirsinler ve genel kurulda savunarak yepyeni bir tüzük yaratma fırsatını yaratalım" dedi.
ELEŞTİRİLERİMİZİ KENDİMİZ YAPIYORUZ
Eleştiriler üzerine söz alan Murat Atilla, "Bizim yaptığımız genel kurulda 2'nci genel kurul. Tüzük değişikliği sadece tüzük tadilat kongrelerinde yapışmaz. Tüzük değişikliği olağan genel kurulların 2'nci olağan kurullarında da yapılabilir. Üye sayısının 3'de 2'si olmadan değişemez deniyor. 24 Haziran 2011 tarihinde bizim tüzüğümüz 35-40 kişinin olduğu yerde değişti. O dönem buna imza atanlar arasında Misket Dikmen'de var. 40'nci maddeyi zorlarsanız Cemiyetin Tüzük tadilatı önünde çok büyük engel koyarsınız. 2011 yılında barodan görüş alındı mı? Neden bugün alındı. Meslek örgütleri olarak kimin basın olarak geçeceğine devlet karar veremez diyoruz, sonra da devletin vermediği basın kartı olamayanı cemiyete almıyoruz. Biz şu anda İzmir'de 200'e yakın basın kartı olmadan görevini yapan arkadaşımız var. Bunlar cemiyete üye değil. 220'nin üzerinde üyemizin basın kartı yok. Gelin burada bunu kaldıralım. 15'nci madde de yer alıyor. Tüzük açık. Bunun neyine itiraz ediyorsunuz? Şu ana genel kurula katılma hakkı bulunanlar imza atmış hazirunlardır. Tüzük değişikliği aceleye getirilmez haklısınız. Bu baştan aşağıya yapılan biz tüzük değişikliği değil: Bizim verdiğimiz önerge tek bir madde ile ilgili. İlk önce kürsü adabını öğrenin, kürsüye saygı gösteririn. İzmir Gazeteciler Cemiyeti genel cemiyeti yapılacağı açıklandığından itibaren genç gazeteci arkadaşlar bir genelge yayınladırlar ve altına tüm aday arkadaşlar destekledi.Bizde madem desteklediniz diyoruz, gelin gereğini yapalım" diye konuştu.
ACELENİN ANLAMI YOK
Divan Başkanı Bimen, "Tüzük aceleye getirilmez doğru. Gündeme getirildi acelenin anlamı yok. 13'ncu madde de kapıda imzaladığınız hazirun listesine imza atanlar diyor. Yeni yönetim 6 ay içinde komisyonunu kuracak ve yeni istenen olumlu hale getirilmesi için hazır hale gelecektir" dedi.
CEMİYETİN İNTİHARI DEMEK
Söz alarak yeniden konuşan Öcal Uluç, "Bugün burada yapılmak istenen şey cemiyetimizin intiharı demektir. Şu muhakkak ki başkanlığa aday olan kişinin hazirun la hakkı olan arasındaki farkı bilmiyor" dedi.
YILMAZ'DAN FAALİYET RAPORU ELEŞTİRİSİ: 3 YILDIR YAPILAN HİÇBİR ŞEY GÖREMEDİM
Özgür İGC Adayı Mustafa Yılmaz faaliyet raporu konusundaki eleştirilerini ifade etmek için kürsüye çıkarak konuşmalarını gerçekleştirdi. Yılmaz, "Cemiyet başkanımız sözüne başlarken demokrasi ve özgürlükle başladı. Kendisini 3 yıllık faaliyetlerini 1 saatte anlattı ancak benim 4 dakikam var ve burada eleştirilerimi sıralayacağım. Bizim ülkemizdeki sorun bu zaten. Elimizde faaliyet raporu var ve ben bunu inceledim. Ne yazık ki İGC'nin faaliyet raporunun büyük bir kısmı fotoğraflardan oluşuyor. TGS'nin getirdiği Avrupa Birliği projesi olmasa cemiyetimizin kendi başına yaptığı 1 tane faaliyet göremedim. Belediyelerin yaptığı faaliyetler eklenmek faaliyet değildir. At yarışına verilen kupanın bile yarım sayfa faaliyet gösterilmesi daha da ilginçtir. Son derece özensiz hazırlanmış… Dokuz Eylül Gazetemiz TGS ile ilk sözleşme imzalayan yerel gazeteymiş. Yeni Asır ve Ege Expres gazeteleri imzalamıştı. Ancak faaliyet raporumuz da yanlış bilgi var. Çalışan Gazeteciler Günü'nde yapılan tek faaliyet Bornova Belediyesi'nin yaptığı çalışmalara katılmak. Burada kadın gazeteciler ile ilgili baro ve kadın kuruluşları ile bir toplantıya katılınmış ancak bu da cemiyetin bir etkinliği değil. Koskoca 3 yılda bırakın paneli bir söyleşi dahil düzenlenmemiş. 19'ncü sayfada bir fotoğraf gördüm, orada 3 arkadaşın ismi var, bunu Dilek Hanım'a sordum o da tanımıyor. Faaliyet raporuna dahil girmiş ancak bu. İGC'nin öz varlıkları 2015'de 5 milyon TL'nin sütünde gözüküyor. Bugüne geldiğimizde bizim öz varlıklarımız düşürmüş durumda. Bizim 1 milyon 200 bin dolar kaybımız var. Bizim öz kaynaklarımız bırakın 3 katı , git gide azalmış. Bizim öz varlığımız 15 milyon olması gerekirken 3 milyon 800 bin TL. 3 yılda kaybımız 12 milyonu buluyor. Tüzük tartışmaları oldu ancak asıl olması gereken faaliyet raporunda bunlar. Aday olanların biri başkan yardımcısı, diğeri 6 yıldır yönetimde ancak şimdiye kadar tüzük değiştirmek akıllarına gelmemiş, şimdi burada tüzüğü değiştirebilir miyiz diyorlar. Şimdiye kadar aklınız neredeydi? Biz tüzüğü değiştireceğiz. 6 ay içinde tüzüğümüzü değiştirecek ve bir daha genel kurulda tüzük tartışmaları yaşanmayacak" dedi.
İNSANLARA ÇAMUR ATMAK ÇOK KOLAY
Kürsüye çıkarak hakkındaki iddialar hakkında açıklamalarda bulunan CHP'nin gazeteci kökenli milletvekili Atila Sertel, "2015 yılında ben milletvekili seçildim. Partiden kimsenin ayağına gitmedim, üyelik ayağına attım ve 13 bin üyenin oyu ile ön seçim kazandım ve öyle milletvekili oldum. 2015 yılında benim gibi SSK emekliyi bir gazeteci arkadaşınızı yine ihbarcılar muhbirler YSK'ya verdiler ve benim adaylığımı düşürdüler. Acılı günlerimdeydim, evimde beni teselli etmek isteyen birkaç dostum, rahmetli eşim ve çocuklarım vardı. Bir polis memuru geldi kapıya. Küçük oğlum Mustafa korktu endişelendi. Ben olsun dedim. Gittim polis memurun elindeki kağıdı aldım beni savcılıktan ifade için çağırdıklarını öğrendim. Milletvekili olacakken adaylıktan düşürülmüşüm, FETÖ'cüler bizi cemiyet başkanıyken müfettiş üstüne müfettiş getirenler bizi milletvekilliğinden düşürüldü. Ben hayatım boyunca namusum ve onurum için yaşadım. Hayatımda bir lokma haram lokma geçtiyse boğazımdan Allah şu an canımı alsın. O kadar onurlu ve şerefli yaşadım. Cemiyetin imkanlarını kullandığımı ve cemiyetin gıdalarını CHP üyelerine dağıttı mı söyledikler. Ben hakkını almak istemeyen onurlu üyelerimizin hakkını çalışmayan gazetecilere verdim. Benim 2 oğlum var, cemiyet üyesi başkanı olduğum için burs alma yetkisi vardı ancak ben 2 oğluma da burs kullandırmadım. Arabasını sattı cemiyet arabasına bindi diyenler araştırsınlar. İnsanlara çamur atmak çok kolay. Onurlu insan sen benim hakkımda nasıl bunları söylersin dediğinde mahkemeye gittiğinde gelip buda konuşmak çok olay. Ne kötülük birikmiş insani olarak içinde. Annesi öldüğünde yanı başındaydım, eşim öldüğünde bir kere mesaj atamayan gelip burada ötekisini kusan kişi. İGC'den kimse ile bir düşmanlığım olmadı. Benim namusuma şerefime onuruma, benim cemiyetin malını çalmakla suçlayana uzatacak elim yoktu. İnsanlar bu hayata bir kez gelir, bende hiç eğilmedim, hiç bükülmedim. Namuslu ve onurlu kalacaksınız, çamur atmayacaksınız. Adayların hepsiyle birlikte çalıştım. Hepsi cemiyeti yönetebilecek kapasitede biri. O nedenle buna oy verin demedim, demem" ifadelerini kullandı.
BAŞKAN MADDİ KAYIPLARA CEVAP VERMEDİ
Bir kez daha kürsüye çıkarak konuşan Mustafa Yılmaz, "Ben burada tamamen veriler ile konuşuyorum. 10 Ocak ile ilgili yaptıklarını söylüyorlar ancak yaptılarsa buraya koysunlar. Bizim 9 Eylül Gazetemiz 2012 yılında kuruldu ve bugün kar ettiği söyleniyor. Benim verdiğim bütün bilgiler verilerledir. Gazetemizin 9 yıl boyunca neden 950 bin TL borcu var hala cemiyetimize. Sahada çalışan gazeteci arkadaşlarımızdan bahsedildi, İzmir cemiyetinde İGC orada yoktu ve onların hatırı bile sorulmadı. Cemiyetimiz bu süreçte maske dağıtımı gerçekleştirmedi. 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı olduğu dönemde gelin cemiyetimizden maske alın dendi sokağa çıkma yasağı olması nedeniyle. Başkanımız benim söylediğim maddi kayıplara cevap vermedi. Bunlara hiç değinmediğine göre kayıp doğru" dedi.
PROJELERİMİZİ SEÇİM SONRASI SÖYLEYECEĞİZ
İlk olarak kürsüye çıkarak adaylık konuşmasını gerçekleştiren Mehmet Ali Okumuş, "Bizim arkadaşlarımız ile birlikte aday olmamızın nedeni, bu cemiyetin çoğu üyeler tarafından istenen yapını olmadığından kaynaklı böyle bir yola girdik. Biz hiçbir şekilde dışarıda filanca dernek, kuruluş, başkan, başkan eşi diye arkamıza destek alıp gelmedik. Bizim tek istediğimiz siz değerli üyelerimizin elini vicdanına koyup, hangi kişileri hangi konuda değerlendirip oy vermek istiyorsa onlara bırakıyız. Bizim isteğimiz bu. Biz vaatleri diğerleri gibi açıklayarak gelmek istemiyoruz. Vaatler eldeki imkanlar ile yapılır. Eldeki imkanların müsait olmadığını faaliyet raporlarında görüyoruz. Bizim arkamızdaki destek başkaları değil üyelerimizdir. Bizim için makbul olacak sizlerin oyudur" dedi.
SEÇİLEN KİM OLURSA OLSUN SORUNLARI BİRLİKTE AŞALIM
Okumuş'un ardından söz alarak kürsüye çıkan Birlikte Güçlüyüz adayı Murat Atilla, "75 yıllık onuru geçmişten aldığımız güç ile arkadaşlarımız ile birlikte 'Birlikte güçlüyüz' adını verdiğimiz grupla yola çıktık. Mesleğimizin önündeki problemler her geçen gün çoğalıyor. Tüm dünyada yaşanan pandemi ve İzmir'de yaşanan deprem sorunlarımız günden güne artıyor. Aşılamayacak hiçbir problemimiz yok. Birlikte hareket ettiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sıkıntımız yok. Bu adaylık sürecimizde projelerimiz anlattık. Bizim önceliğimizi insan. Bizi insana dokunmak için yola çıktı. Biz bütün icraatlarımız yeni genç arkadaşlarımızın gözünden bakarak, mesleğin içinde bulunan meslektaşlarımızın çektiği sıkıntıları kendi içimizde hissederek, internet medyasına destek olmak, yıllarını bu mesleğe vermiş ancak bir kenarda kaldığını düşündüğümüz meslektaşlarımız için yola çıktık. Son 1 ay içinde çok sevdiğimiz meslektaşlarımızı kaybettik. Onların tabutlarını birlikte omuzladık. Birimizin başına bir şey geldiğinde hepimizin canı yanıyor. Gelin cemiyetin yarınına yeni bir sayfa çalım. Seçilen kim olursa olsun sorunları birlikte aşalım" diye konuştu.
NE YAPTIĞINI BİLEN BİR EKİPLE YOLA ÇIKILMALI
Kürsüye çıkarak açıklamalarda bulunan Emek ve Gelecek Grubu adayı Dilek Gappi, "Basın sektörünün bu kadar zorlu olduğu, dışarıda bambaşka konumda olduğu ve Türkiye'deki en sıkıntılı sektörü bizim sektörümüz. Böyle bir ortamda biraz bir araya gelelim de 3 yılı birlikte konuşalım. Ben 2016 yılını Nisan ayında olağanüstü genel kongreden sonra geldim. Biz seçilirken yine sorunlar varken genel kurul yaparız diye seçilmiyoruz. Biz sorunları çözeriz diye seçiliyoruz. Biz mirasyedi olmadık. Biz hiçbir şeyi satarak başka bir şey yapmadık. Biz kendi kaynaklarımızı ve bu kaynaklara ek kaynak yaparak çalıştık. Avrupa Projesi 1 milyon Avro, bize düşen pay 350 bin Euro… Biz ilk defa yaptığımız için bu pay ayrıldı. Bu projeyi yapmayı biz tamamen yönetimdeki 2 arkadaş bağış üzerine yaptık. Akademi kurduk, telif verdik. Burada bakıyoruz da çok değerli meslek büyüklerimiz var ancak biz gerçekliklerimizin ne kadar farkındayız. Asgari ücretle bizim arkadaşlarımız iş bulamıyor. Mafya babaların meslektaşlarımızı bir yandan diğer yana atıyor. Bir haftanın 5 günü ücretsiz eğitim verdik. Envanter çalışma bizde oldu. İzmir'deki işsiz gazeteci arkadaşlarımızın sayısı bizde var, envanterler bizde var. İki yıl önce Soyer göreve geldiğinde yanına gittik ve dedik ki sizinle bir iş yapmak istiyoruz, sizden bir şey istemiyoruz dedik. Uluslararası basın akademisi… Gelin bu merkezi birlikte kuralım dedik. 1,5 yıl önce protokolü kuralım dedik. 2,5-3 ay önce durdurulduğunu söyledi. Biri üst düzey yetkiliyi aramış ve demiş ki bunu kabule derseniz yönetimin eli güçlenir. El insaf ya. Seçimden sonra yapacağımız il çalışma şu dur. İster İBB devam etsin ister etmesin, 1 ay içerisinde cemiyetimizi güzel bir yere taşıyacağız ve Basın Merkezimi açacağız. 8 aydır İGC'nin geliri sınıf. Kimse bize sormadı ancak biz bazı giderleri azalttık. Bu 3 yıl çok önemli bir süreçtir. Ne yapıldığını bilen bir ekiple yola çıkılması gereklidir"
BİZ KAZANIRSAK DİĞER ADAYLAR DA KAZANACAK
Son olarak söz alarak kürsüye çıkan Özgür İGC adayı Mustafa Yılmaz ise, "75 yıllık böyle köklü bir cemiyete başkan adayı olmak çok büyük mutluluk. Biz b yola çıkarak beni sevdiğine inandığım ağabeylerim, arkadaşlarım bu kadar kötü bir cemiyete neden aday oluyorsun demesi beni üzdü. Son 6 yılında değer olarak 12 milyon kaybımız var. Başkanımız Dikme 3 kez söz aldı, İsterdim ki buna cevap versin. Bizim en önemli projemiz İzmir Gazeteciler Meclisimiz… Çok sorunlarımız var ancak biz bunları konuşamıyoruz. Göreve gelir gelmez İzmir Gazeteciler Meclisimizi kuracağız. Sözü olan, projesi olan arkadaşlarımız böyle hızlı hızlı 3 yılda bir burada konuşmak zorunda kalmayacak. Sözü olan arkadaşlarımız o meclise gelip konuşacak. Her ay belki 15 günde bir toplanacağız. İzmir Basın Merkezi projemiz var. Ne yazık ki bu zaman kadar yapılmadı. Yönetimden iki arkadaşımız konuştu. El insaf 6 yılınız vardı niye yapmadınız. 28 proje açıkladık. Burada memnuniyet ile gördük ki diğer arkadaşlarımız da bizim projelerimizin benzerlerini 1,5 ay önce aldılar bundan memnuniyet duydum. TGS Federasyon Başkanımıza projemizi bahsettiğimizde çok mutluluk duydu. Göreve gelir gelmez Uluslararası Basın Kartını meslektaşlarımıza vereceğiz. Her türlü aşamadığınız konuda cemiyetin günü arkanızda bulacaksınız. Cemiyetin kurumsal gücünden faydalanmanızın hakkı var. Tüzük Kurultayından ilk biz bahsettik ve ne mutlu ki herkes şu an bunu söylüyor. 6 yıldır görevde olanlar bunu söylüyor ancak neden şimdiye kadar yapmadılar biliyoruz.. Bir diğer konumuzda konut projemiz olacak. İGC başkanı 21 yıl görev yaptım ancak yaptıramadım diyor. 75 yıllık cemiyetin kurumsal yapısına bu büyük bir talihsizlik. Bu olmaz. Bu projeyi biz mutlaka hayat geçireceğiz. Bu proje zor değil. Yönetimde olan arkadaşlarımızı kendilerine şu soruyu sormaları lazım, başka kentlerde oluyorsa, siz neden hayata geçire miyorsunuz? Bizim arkadaşlarımızı çok düşük ücretlerle çalışıyorlar, bu konuda çok detaylı çalışma yaptık. İzmir'in 3 noktasında bin 800 konut yapacağız. Biz şeffaflık ilkesine inanıyoruz. Biz adaylığımızdan önce cemiyetin hesapları konusunda bilgi istedik ancak bize ticari sır dendi ve bilgi verilmedi. Sonrasında yazılı bir önerge verdim altın benim de imzamın olduğu.Size tek tek ulaşmak isterdim ancak bana bilgileriniz verilmedi. Diğer iki aday yönetimden olduğu halde bana adresleriniz ve telefon numaralarınız verilmedi. Bu verilmediği için bunu yapmadık. Göreve gelir gelmez internet sitemizde harcamalarımızı göreceksiniz. Cemiyetimizin sitesinde bir CV bankamız yok. Biz bu yapıyı değiştireceğiz ve çok güncel bir CV bankası oluşturacağız. İşsiz kalan arkadaşlarımızın ilk başvuracağız yer cemiyetimiz olacak. Biz arkadaşlarımıza iş bulması konusunda yardımcı olacağız. Bizim listemiz sarı listedir. Bize oy verdiğinizde diğer adaylar da kazanacak. Diğer adayların fikirleri İGC'ye gelecek ve onların fikirlerinden de yararlanacağız" diye konuştu.